kullanıcı ismi: kategori:
sıramala: bağıntılı yeniden eskiye eskiden yeniye
[]

Bu oy veren 4 milyon akp linin gözü ne zaman açılır ?

ne kadar acı ki akp liler şu an halkın zararına planlar yapmakla meşgüller şunu yaptık bunu yaptık diye halkın ağzına halkın vergileriyle yaptıkları şeyleri lütufmuş gibi gösterip
bir parmak bal çaldılar öteki taraftan kendileri kepçe kepçe hiç bir işe yaramayan tarikat şehlerine onları iktidarda tutmaları için para aktardılar şu an çoğunluk milletvekilleri akp'de olduğu için ve tek adam rejiminden güç aldıklarından imamoğlunun yapmak istediği herşeyi engellemenin yollarını ve planlarını yapıyorlar
halka hiç bir hizmet gitmesin istiyorlar halk sürünsün istiyorlar
bu milletvekili üstünlüğü sayesinde milletin faydasına yararına hertürlü işe yokuş yapacaklar, önleyecek itiraz edecekler
tarikatlara şeyhlere para akıtılmasına devam ettrilmeye çalışacaklar cennette yanmayan kefen satan ahmet mahmut ünlü gibi şarlatanların
çıkıp siyasi fetva veriyorum diyerek konuşması buna en büyük kanıttır yine tabiki yandaşlara ihalelerin verilmesine devam ettirilmeye çalışacaklar
belediye başkanı görev süresince tekrar oy toplayıp kendi saltanatlarını kurmak için
vergileri tarikat şehlerine dağıtıp ihaleleri yandaşlarına verip kendi ailesindekileri yüksek makama getirerek sebepsiz zenginleşmek için
imamoğlunu kötü gösterecekler belediye başkanlığını yapamadı gösterecekler bu sayede oy toplamaya çalışacaklardır

halkın zarar görmesi hiç bir hizmetin yerine ulaşmaması için ellerinden geleni ardına koymayacaklar bu arada kendi dönemlerinde
yapılan ihaleleri ve usulsüzlükleride gizlemek için ellerinden geleni ardına koymayacaklardır

hazine boşaldı ekonomik kötü cumhurbaşkanı sarayına yapılan harcamalar israflar gözardı ediliyor halka duyulan kibir ve nefret yüzünden
halkı ayrıştırarak kavga ortamı oluşturuluyor ki ayakkabı kutuları unutulsun fatöyle yakınlaşmalar unutulsun ihaleleri yandaşlar alsın
devlet kurumları fabrikalar satılsın istihdam oluşturulmasın işsizlik artsin halk kendi derdiyle uğraşsın bizi farketmesin istiyorlar
hiç bir şey üretilmesin halk açlığa ve sefalete sürüklensin halk bu haldeyken bizde rahatça ve huzur içinde yaşayalım bu arada
ne islamiyete ne türkiyeye hiç bir faydası olmayan tarikatlar suriyeliler doğru düzgün yatırım bile yapmayan katarlılarda
rahata kavuşsun istiyorlar

işte şu an akpnin en büyük planı budur bu ülkenin artik uyanması gerekir vatandaşın aptalca akp holiganlığını bırakip gerçekleri bir
an önce görmesi için ne yapılması lazim ?

 
Türkiyedeki siyasi konjuktörde böyle bir uyanış falan yaşanmaz. Akp ve siyasil islamcı kesim tamamen senin üstte yazdıklarını planlıyorlar. Ama seçmenin ayırarak konuşmak lazım. Akp sadece islamcı veya milli görüş çizgisi oy atmıyor. chpyi sevmeyen, küskün ülkücüler, kötünün iyisi olarak düşünen şehirli muhafazakarlar da oy veriyor. senin dediğin uyanışı halkta sağlamak halkın gözünü açması için toplumda çok büyük yıkımlar olması lazım. yani avrupanın yaşadığı ortaçağ gibi 1. 2. dünya savaşı tarzı yıkımlar olmalı.

bu saaten sonra bu ülke de hiç bir şey değişmez.
  • mikahakkinen  (24.06.19 15:04:41 ~ 15:08:07) 
ekonomik olarak kötüye gidiş devam ederse kademeli olarak açılır bi yere kadar. üstteki arkadaşın dediği gibi çok farklı kesimlerden oy alıyorlar farklı gerekçelerle. her seçmeni aynı prototipe sokmaya çalışmak halkı tanımamak oluyor. fanatik diyebileceğimiz en fazla %20 falandır, kalanı türlü sebeplerle oy veriyor. büyük şehirleri kaybederek yara aldılar. %40 oranına düşmüşlerdi 2015te o oyla şu sistemde iktidar değişir.

chp eline geçen fırsatı iyi kullanamazsa hiçbir şey değişmez. yerel yönetimde kendini kanıtlayan bu ülkede iktidara yürür, ak parti bu şekilde yürüdü. eline geçen fırsatı 2002'de sonrasında 2004te iyi değerlendirdiler. chp de bu şansı çok iyi çalıştığı için bu fırsatı elde etmedi. ak partinin kutuplaştırıcı politikalarının sıkışması, ittifak vb. bu günlere getirdi. çok iyi değerlendirilmesi gerekiyor, kazanılmış bir şey yok ortada, iyi bir fırsat var sadece kendini kanıtlamak için. iyi çalışmalı bu belediyeler. engellediler vb. geçin bunları, iş yapmak isteyen yapar bir türlü. istanbul belediyesi büyük bir bütçe çok geliri var. ve de gerçekten önceki yönetim verimli bir yönetim değildi - israf vb. ne derseniz. büyük yatırım gerektirmeyen ve de yapılabilecek çok şeyler var, ilk önce vaadler.

umarım şans iyi değerlendirip, istanbul ve tüm türkiye için iyi şeyler olur.
  • kveldulv  (24.06.19 16:47:58) 
O 4 milyon bence 1950-1965 arası nesil. O kişilerin gözünü açamazsın.


  • komando kani var bende  (24.06.19 17:15:30) 
[]

otopark ücretleri çok fazla değil mi ?

isparkla beraber iyice uçtular.Aylık otopark gideriniz ne kadar ? İstanbulda bi yere gitsen veyahut gün içerisinde 2 otopark değiştirsen en az cepten çıkan para 40 50 TL çok mu sizce ?




 
0 TL.

Evet, 40-50 lira günlük çok fazla bir miktar.

Tuzla'da otoparkı (hem açık hem kapalı var) olan bir sitede yaşıyorum. Kesinlikle hayatımda verdiğim en iyi kararlardan biri. Birkaç sene öncesine kadar "Kapalı otoparkım olmadan araç almayacağım" şeklinde bir düşüncem vardı, hala da savunurum bu düşünceyi.

O yüzden bir yere gideceksem kendi otoparkı olup olmadığına önceden bakarım. Yoksa da toplu taşıma ile gidebiliyorsam onu kullanırım.
  • winston insani  (02.09.19 20:14:58) 
Evin ve işin otoparkı varsa, otoparka neden gerek olsun ki?


  • tinky winky  (02.09.19 21:12:35) 
@tinky illa bi yerlere gidiyorsun orada isparka giriyorsun.


  • problem34  (02.09.19 21:24:19) 
arabayı çektiklerinde;
çekme parası + otopark parası + park cezası ödüyorsunuz. 250 lira civarı.
arabayı bulup çıkartmak var bir de.

40-50 çok, araba ile dolaşıp para kazanıyorsanız günlük 15-20 lira makul.
  • tolga¿naber?  (02.09.19 21:43:59) 
çok pahalı. istanbul'da yaşamak acayip pahalı oluyor gün geçtikçe.


  • xvyz  (02.09.19 21:59:05) 
Araba sahibi olmak istanbulda şu an yeterince lüks değil, önümüzdeki dönemde daha da artacak.


  • roket adam  (02.09.19 22:59:38) 
Evet, otopark cok para. Bir de soyle bir sey var, ayni parayi bir icecege verirken pek rahatsizlik duymuyoruz ama otoparka verdigi para zoruna gidiyor insanin. Yaktigin yakit parasi kadar otopark parasi veriyorsun bazen.
Bu aksam avm de 1 dakika ile otopark parasindan yirttim cocuk gibi sevindim hatta.

  • stavro  (03.09.19 00:45:40 ~ 00:48:56) 
yol kenarı otoparkları tercih ediyorum.
yasal değnekçi gelince param yok, ya canımı almayı deneyeceksin ya plakaya yazacaksın diyorum.
yasal olmayan değnekçi gelince buyur abi sizin iş de zor diyip parasını veriyorum.
aylık 30-40 liradan fazla tutmuyor.
  • oz suser  (03.09.19 01:00:50) 
[]

İş-şehir degişikliği, nakliyeciler, kaygılar, şüpheler ve daha fazlası...

Diyelim ki bir "arkadaş" asgari ücrete yakin bir maaş aliyor şu an.. bu gune kadar ne uzadi nede kisaldi kendisi.. evli filan bebekte var ufak bir adet.. okumak askerlik gezmek vs
Dışında yaşadığı şehirden pek başka yerde uzun soluklu yaşamamıştır kendisi .. ama burda doğup büyüdüğü İçin ve başka yerde yaşamadığı için şehire biraz bağlı gibi çok sevmesede..
Kendi evi var bu arada.. Gideceği şehir doğuda ve 1100km'cik uzakta.. ve gittiği yerde kirada oturacak.. burda yasadigi evi kiraya versede uzerine birde 800 900 tl arasi bir para koyacak gidecegi yerde.. ama muhtemelen daha iyi bir ev olacak.. Ve kardesi orada yasiyor ve kardeşinin eşi bir iş kuruyor.. ve en az iki katı maaş alacak bu durumda.. oda şimdilik... Bu sehirde ise yaramaz akrabalar
Ve artik gorusmedigi 3 5 arkadasdan baska (ben dahil degilim) birsey yok aslinda.. ama saçma bir bağlanmışlığı var..
Gidecegi yerde ise kardesi var.. ama onun esinin altinda çalışacak.. abimiz en iyi tabirle tam bir iş kolik.. ve aşırı disiplinli.. Hayatı iş ve para üzerine kurulu.. bizim elemanın aksine.. çalışma saatleri ve tempo yüksek olacak uzun bir süre muhtemelen..

Evet yeterince uzun, karmaşık ve kopuk kopuk yazdiğima gore sanirim artik soruya geliyorum.. siz olsaniz bu durumda, yerinde ne yapar ne düşünürdünüz. Batidan Doğuya olmasi düşünülen taşınma durumu için.. Her türlü yorum ve fikre açıktır.. sabrederek okuyanlar ve cevaplar verenler icin simdiden tesekkurler..

 
Tanıdığınız kişi farklı bir iş bulsa daha iyi olurya da otursun oturduğu yerde.

İlk olarak batıdan doğuya taşınmak, oraya uyum sağlamak sadece tanıdığınız için değil, tanıdığın kişinin eşi için de tahmin edilenden çok zor olacaktır. Sonuçta yeni bir çevrede yaşayacaklar. Yeni insanlar, yeni bir kültür var. Belki yadırgayacakları sıkça olayla karşılaşacaklar.

Yanlış anlamadıysam tanıdığınız bu şehirde kendi kardeşinin eşinin iş yerinde çalışacak. 'Abimiz' diye bahsettiğinize göre yaşı büyük birisi. Akrabalık başka iş başka şey. Üstelik iş yeni kuruluyormuş. Maaşın pek garantisi olduğunu sanmıyorum.

Ek olarak bu tanıdığın eşi ile tanıdığın kardeşi arasında tartışmalar başlayabilir. Benim kocam sizin patronunuz gibi üstten bakmalar yüzünden tartışmalar yaşanabilir.

En kötü yapamazlarsa geri dönerler. Elbette denemeden bilemezler. Ama akrabayla iş yapmak ne kadar güvenilir bilemiyorum. Kendi evini asla satmasın. Kafasında her zaman "yapamasamda istediğimde geri dönebileceğim bir evim var" güvencesi olsun.
  • GoodMorningTeacher  (03.05.20 18:54:29) 
akrabayla iş yapılmaz.

mevcut şehirde daha iyi iş arasın.
  • benaslinda  (03.05.20 20:17:36) 
[]

Arkadaşa maddi olarak yardım etmek istiyorum fakat biraz çekiniyorum.

Yakın arkadaşım evlendi geçen sene şuan karı koca işsiz. Yakın arkadaşımın (erkek) ailesi yardımı ile geçiniyor. Aslında ev ve arabaları var ama ne bileyim iki senedir işsiz çocuk. Bu yüzden yardım etmek istoyrum fakat nasıl söyleyeceğimi bilemedim. Normalde yabancı tanımadığım biri olunca çekinmem ama yakın arkadaş olunca biraz çekiniyorum nasıl anlar diye. Nasıl söyleyiym sizce?




 
Ancak iş bulmaları konusunda yardımcı olabilirsiniz çünkü dediğiniz gibi evi ve arabası olan kişilermiş.


  • purplee  (11.05.20 23:37:05) 
@duygusuzromantik Bilmiyorum ama kendimi onun yerine koyunca aileden para evlenince aileden para almak zor olur düşünüyorum en azından yükünü haiffletir.
not:Ev ve arabasını da ailesi almıştı.

  • retarder  (11.05.20 23:38:40) 
Arkadaşınızın pek yardımlık durumu yok bana kalırsa. Hem evi hem arabası varmış. Ailesinin ya da kendisinin alması bir şeyi değiştirmiyor. Evine bakan, cep harçlığını koyan da varmış. Çok zor durumda olsa arabayı satardı. Demek paraya ihtiyacı yok.

Benim dayımın oğlu da sizin arkadaşla aynı durumda. Ama keyfi yerinde. Hatta iş beğenmediğinden işe girip çalışmıyor. Eminim dışardan bakan sizin gibi düşünüyordur, iş bulamadı diye ama öyle değil.
  • GoodMorningTeacher  (11.05.20 23:43:23) 
iş bulmasına yardım edin +1


  • candide  (11.05.20 23:54:24) 
aslında para yardımı yapmanda onu iş bulmaya iten bir faktör olacaktır. utanır biraz belki eğer keyfi çalışmıyorsa.


  • ayseee  (11.05.20 23:57:45) 
Arabayı satıp onunla gecinsinler. Çok naifsin uzerler seni.


  • elorelia  (12.05.20 00:00:33) 
yakın arkadaşsa yanlış anlama olmaz.imkanın nisbetinde zarf hazırla ,ağzını yapıştır.mümkünse yanlızken kankacım zor zamanlardan geçiyoruz,bu süreçte ne olur ne olmaz yanında bulunsun de zarfı ver kendisine.ben karı koca işsiz kalan arkadaşıma bu şekilde yaptım.


  • duptıs  (12.05.20 00:38:33) 
arkadaşımdan borç almak yerine ailemden alırım.


  • anais  (12.05.20 00:53:42) 
Güya borç ver geri alma


  • cosmicgadin  (12.05.20 01:56:44) 
+1 elorelia


  • elitoangelito  (12.05.20 10:20:00) 
Etme


  • kirmizipilotkalem  (12.05.20 10:24:24) 
ailesi yardım ediyorsa size düşmez bence.
100 kelimesi 50 kuruşa makale yazmak zorunda kalan işsizlerden de değil anladığım kadarıyla.
hem de sokak hayvanları dururken...
  • not dark yet  (12.05.20 10:46:18 ~ 10:47:20) 
Evini ve arabasini da ailesi almissa is begenmiyor da olabilir.
Zaten her seyi ailesi sagliyormus, siz niye kendinizi zora sokuyorsunuz!

  • chitosan  (12.05.20 10:55:18) 
ne desem ahkam kesmek olacak. yardım etmek istiyorsanız iş bulmasına aracı olabilirsiniz. ya da kendini geliştirmesi, yetkinlik kazanması için gördüğünüz fırsatları paylaşabilirsiniz.


  • cliquot  (12.05.20 11:20:41) 
Senin havadan verecegin 3-5 kurus dislerinin kovuguna gitmeyecek. Yani sonucta 1+ sene her ay maas gibi verecek bollugun yoksa bir manasi olmaz, onu da nereye kadar verebilirsin? Ailesi simdiye kadar idare ettiyse zaten durumlari rahatmis.

Ailesinden para aldigi icin kotu hissettiginden yardim etmek istiyorsun ama senin aile desteginin yerine gecmene imkan yok. Zaten toplumsal norm olarak akran arkadastan para alarak yasamak tuhaf bir durum.
  • hot potato  (12.05.20 11:21:14) 
[]

parke döşemek tahmini kaç para tutar 6m2

s.b. evimde boru patladı tadilatçılar sağolsunlar insan gibi sökmemişler parkeleri, parkeler de eski olduğu için aynısından bulup kırılanları değiştiremiyorum mecbur odayı komple yeni parke döşettirmem lazım. tahmini kaç para tutar en ucuzundan hesaplarsak. parayı ev sahibine faturalandırıcam kiradan düşecek ama kira zamanı gelene kadar benim banka hesabımdan eksilmiş olacağı için rızkımı buraya gömmek istemiyorum.




 
Parke , lamıne laminat hangisi ?


  • dunyatuhaf  (23.07.20 01:19:51) 
Koçtaş’ın sitesine gir , laminant parke fiyatları sana bilgi verir . Ortalama 40 tl m2 , şiltesi süpürgeliğide ekle , montaj için ise armuttan falan birini bulursun .( fireyi unutma )


  • dunyatuhaf  (23.07.20 01:26:24) 
En ucuzları sanırım 25-20 lira falan olmalı.


  • jamiro  (23.07.20 01:49:42) 
@dunyatuhaf aradaki farkı bilmiyorum abi, koçtaşa baktım başka yerlere de bakıyorum


  • nahtoderfahrung  (23.07.20 09:19:12) 
parke ise tuzludur da laminat parke ise ucuza halledersin.

parke tane tane oluyor laminat parke ise iki uc tane parke birlesmis gibi. seramik gibi olur enli boylu. parke ahsap olur.
birim fiyati laminatta 23 den basliyor 43 e kadar cikiyor. ortalama devletin fiyati 50 lira. parkede bu rakam 3-4 katini bulur mala ve imalat seklime gore.
  • turbo sadık  (23.07.20 09:31:00) 
[]

azeriler ile iş yapmak

pazartesi bir toplantım var. onay gelirse start vericez işe.

bir kaç arkadaşıma sordum. paranı almadan çalışma dediler. sözleşme vs imzalasanda ödemede sorun çıkıyormuş. bugün evet dediğine yarın hayır diyormuş vs dedi.

çok ihtimal vermedim ama öyle midir? danışmanlık yapacağım alet vs alımı da var.

büyükçe bir firma kurumsal olmaya çalışıyorlar ama adam 4 kere toplantı günü değiştirdi. garip geldi bana.

 
Irkçı geldi hanım.
Cecenden canini
Azeriden parani
Turkten karını
Sakinacaksin. Ermeni de vardı da unuttum.
Neyse işte para işlerinde biraz sıkıntılı bir millet.
  • allah yazdiysa bozsun  (15.08.20 22:36:06) 
Tüm işleriniz için kullanabileceğiniz, avukat ile hazırlanmış bir sözleşme hazırlamanızı öneririm, sadece bu olay için geçerli değil. Türkiye'de birçok kişinin şirketlerden para alamadığını görürsünüz, hoş sonra dava açıp bekleme süresi de var.

Bu sözleşmede parayı önceden alacaksınız işi taahhüt edeceğinizi belirtirsiniz. Ayrıca hangi tarafın yasaları gözetilecek vs hepsini avukatınızla konuşuruzsunuz. En garanti ve profesyonel yolu bu.
  • kaset  (16.08.20 01:44:46) 
adamlar türkmüş ya neden demiyorsunuz.

adam yarım saat bana şu makineyi bulun teklif alın indirim yaptırın beni şuraya götürün şu eğitimi verin şunları gösterin sonra bakü'ye gelin bizim milleti eğitin vs vs vs dedi.

para dedik? para yok dedi.
  • duyurukullanıcısı  (19.08.20 23:07:16) 
[]

Beslenme - Spor - PT - Diyetisyen

Skinny fat bir yapım var. Kas az, yağ çok, kilo ideal. Yağ mı yakayım, kas mı yapayım, az mı çok mu yiyeyim, ne kaldırayım, ne nasıl şaştım. İnternet yalnızca kafa karıştırıyor. Günlük hayatı ve kişisel faktörleri hesaba katamıyor.

İstiyorum ki diyetisyen desin oglum bunu ye, antrenör desin kardeşim bunu kaldır. Ama kapıdan girince doldurulan 3x12 programlardan değil, baya ilgilensin. Bu da para demek biliyorum.

Yapan nasıl yapıyor? Ne yiyorsunuz, koşuyor musunuz? Diyetisyen + PT ne kadara patlar 6 ay düzenli bir transformation için mesela? Gidip memnun kalan var mı? Seansına 100 lira verdiğim PT savsaklar, diyetisyen toz tutmuş word dosyasını yazdırır diye korkuyorum.

Başarı hikayelerini ve bilgili arkadaşları duymak isterim.

 
Sanırım PT tek başına yeterli olur. Kas geliştirdikçe metobolizmanız hızlanacağından yağ yakarsınız zaten. Enerji için mecbur sağlıklı karbonhidrad yağ ve protein alacaksınız onlar için de öneri verir PT diye düşünüyorum.


  • eatpraylaw  (26.08.20 17:33:57) 
İyi bir PT seni yönlendirebilir ama parayı bayılman lazım. Para harcamak istemiyorsan temel bir programa başlayıp, deneme yanılmayla kendini tanıyarak zamanla programo düzenleyeceksin.


  • arnold schwarzeneger  (26.08.20 18:06:45) 
şuna bak bi

www.agirsaglam.com
  • black mamba  (26.08.20 18:20:30) 
Ben de bu şekilde netlik seviyorum. Spor konusunda öneri veremem ama istanbuldaysanız diyetisyen önerebilirim. Çevremden en az 30 kişi gitmiştir ben de gidiyorum.


  • jazzabel  (26.08.20 18:20:53) 
Aynı durumdayım. Ne ağırsağlımı kaldı ne elin amerikalısının skinnyfatten kurtulma videosu. Çok yedim olmadı, az yedim olmadı, yıllardır kola, cips, çikolata yemem değişen hiçbir şey yok. Ne ağırlık arttırmıyorsuncular, gün aşırı sporcular, her gün sporcular, kardiyo yapmacılar, if'ler, günde tek öğünler, ne avokadocular, ne hindiler bu yolda helak oldum. Değişen hiç bir şey yok. İşin ilginç yanı yanlış yapıyorsam bile bir şeyler değişmeli ama hayır. Her şey aynı. O pt'yi bulursan haber et. Jazzabel özelden o diyetisyenin numarasını ver, bir de diyetisyen deneyelim.


  • toucheamore  (26.08.20 18:29:30) 
@jazzabel maalesef İzmir'deyim.

Korona yüzünden eve tıkıldım kaldım. En iyisi sokaktan kaslı çevirip sormak gibi, kardeş sen napıyorsun diye.
  • Novice  (27.08.20 10:04:57) 
İlk olarak iyi bir PT zaten sana tüm beslenme tavsiyelerini verecektir. Diyetisyene hiç gerek yok. Ama parayı tabii ki de gözden çıkarman lazım. Yapan biri olarak kendimin nasıl yaptığını söyleyebilirim, ama bu sadece benim için de geçerli olabilir tabii.

Birincisi Intermittent Fasting yapıyorum, 9 aydır. Yani artık zaten zaman falan tutmuyorum, büyük ihtimalle hayatımın sonuna kakar yaparım çünkü aşırı mantıklı geliyor. IF net bir şekilde yağ yaktırıyor bir kere, onu bir cebe koyalım.

Yıllardır, ağırlık kaldırmanın yanında kesinlikle kardiyo olması gerektiğini düşündüm, sanki kardiyo olmazsa yağ yakımı olmazmış gibi. Son 8-9 aydır düzgün bir programla ağırlık kaldırıyorum ve sıfır kardiyo. Senelerdir ne kadar yanlış düşündüğümü anladım. Düzgün bir programla zaten hem kas gelişimi sağlanıyor hem de yağ yakımı.

Kısacası kendi bünyeme uygun bir şekilde IF + Ağırlık (4 gün) yapıyorum. Hayatımda ilk defa bu kadar lean gözüken bir kas sistemine sahip oldum sonucunda. Gittiğim spor salonu ufak bir yer. Gittiğim günlerin çoğunda ben varım sadece, sanki özel spor salonum gibi. Böyle bir yer bulabilirsin. He hayır istemiyorum diyorsan, evde Bodyweight'de yapabilirsin. Ama o daha çok yağ yakımı ve şekle sokma da yardımcı olur. Ağırlık kaldırma kadar kas gelişimi yapamaz, yapar da bir yere kadar.
  • awareim  (27.08.20 16:45:02 ~ 16:48:12) 
[]

alabileceğiniz en kötü haber?

biri size birden verse mahvolurum dediğiniz bir haber var mı? birinin ölmesi, iş veya para kaybetmek mesela. elinizdekilerle sınırlı olacak, "bir milyon lira borçlandın." gibi bir şey değil.




 
Alabileceğim en kötü haber e-posta adresimin kapatılması/çalınması olurdu sanırım.


  • anladespina  (18.12.20 18:45:45) 
Anam babam, kardeşim, sevgilimin ağır hasta olması veya ölmesi. Allah gecinden versin.

Borç kötüdür ama ölüm ve hastalıkla sınanmak kötü. Her şeyin çözümü var yeter ki sağlıklı olalım.
  • Hallegadola  (18.12.20 18:51:58) 
alabileceğim en kötü iki haberi aldım zaten. en sevdiğim üç kişiden ikisinin ölüm haberiydi. ikinciyi bekliyorduk ama ilki çok ani ve beklenmedikti. şimdi son kalanın da ölüm veya ölümden beter bir hastalık haberini alırsam mahvolurum. evet en kötüsü bu olur.
@Hallegadola'ya katılıyorum, sağ ve sağlıklı olalım hepimiz, herkes... gerisi bir şekilde yoluna girer.

  • pati  (18.12.20 18:58:13 ~ 18:58:52) 
Başımdan eksik olmasın hanımla ilgili alacağım her kötü haber , en kötü haberdir. Geri kalan her şey için dünya yansa umurumda olmaz. Ömrüne bereket olsun , ben onun kötü haberini almaya dayanamam.


  • synax  (18.12.20 19:54:32) 
işimi kaybetmem olurdu.


  • avianthem  (18.12.20 21:10:13) 
tam olarak geçen sene bugün öyle bir haberle mahvolmuşluğum var, çok yakın ve çok sevdiğim bir arkadaşımı ani olarak kaybettim. o zaman anladım ki bundan daha mahvedici bir haber alamazsın. yani ölüm, çok sevilen birinin ölümünün haberi alınabilecek en kötü haber bence.


  • nimberjack  (18.12.20 21:42:12) 
sevdiklerimden birinin hastalanması ve çaresi olmaması, çile çekecek olması vb.


  • theseachange  (18.12.20 22:32:22) 
Bir gün evi süpürürken annemin ölüm haberini aldım. Beklenmedikti, aniydi. Buna eşit haber alabilirim, daha beterini alamam. Bunu atlattıysam onları da atlatırım.


  • kobuzchu kiz  (18.12.20 23:18:02) 
Aile bağları çok kuvvetli olan biri değilimdir ama aile bireylerimden birinin ölmesinden daha kötü bir haber düşünemiyorum. Borç, işsizlik falan hepsi çok basit kalıyor gözümde.


  • himmet dayi  (19.12.20 11:01:04) 
yegenime birsey olursa mahvolurum. bazen aklima kotu seyler geliyo durduk yere uykularim kaciyo


  • palmtree  (20.12.20 19:23:49) 
[]

Bu işin sonu yok mu?

1-2 hafta önce yeni telefon aldım, eskisini de koydum çekmecede duruyo.

Bugün bi program için eskisini kullanmam gerekti, oyuncak telefon gibi geldi elime alet. Halbuki daha bir ay öncesine kadar kullanıyordum ve pilinin az gitmesi hariç bir sorunu yoktu. Biraz "eskidi artık" diye laf olsun diye değiştirmiştim, nasıl bu kadar çabuk alıştım yenisine anlamadım valla.

İşin garibi aynı duyguları bu eski telefonu aldığımda, ondan bir önceki telefon için de hissetmiştim. Unutmuşum işte şimdi yenisini alınca tekrar etti, hatırladım.

Aynı şey bilgisayarı değiştirdiğimde, daha iyi ayakkabı, daha iyi mont, daha iyi araba aldığımda vs. vs. her seferinde gerçekleşiyor. Yeniye karşı değilim, daha iyisi güzeli olsun, konfor sonuçta, ama o konfora çok çabuk alışıp eskisinin "kötü" olduğunu düşünmek/hissetmek bana problemli gelmeye başladı.

Çünkü yeni/iyi aletlerin hayatıma kattığı şey en fazla biraz daha konfor, "olmasa da olur/nice to have" kategorisinde bir şey, ama bu kadar çabuk alışıp sonrasında eskaza eskiye dönmem gerekirse mutsuz olacağımdan çekiniyorum. Kaldı ki bu konfor için daha çok para harcamam gerekiyor, gelirim zamanla artsa bile aynı oranda para harcadığım için yine durmadan çalışmam gerekiyor. Üstelik bu yeni "konfor" hissi düzenli bir mutluluk da sağlamıyor, kısa bir süre sonra alışıyorsun, normalin o oluyor.

Yani sonuçta çok fazla mutlu etmeyip, potansiyel mutsuzluğu artırıyorsa bu bir şeyleri upgrade etme işinin anlamı ne? Yapmasak daha iyi değil mi? Zorunluluk olunca yapılır da, zorunluluk değilse kaçınmak lazım gibi geliyor. Ne dersiniz?

Çok basit bir şeyden bahsediyorum belki ama o eski telefonu elime alınca bunları hissettim birden. Size de fikrinizi sorayım dedim, ne düşünüyorsunuz diye. Çünkü bazı duyuruları hatırlıyorum, "aylık 100 bin lira geliriniz olsa napardınız" gibi, "daha iyi kıyafetler/arabalar alırdım" vs. yaygın bir cevaptı. Şu an bunu istiyorsunuz ama aldığınızda size bir şey ifade etmeyecek, ya da ben bir şeyleri kaçırıyorum, eğer öyleyse neyi? "Lifestyle upgrade" kalıcı mutluluk sağlayabilir mi?

 
gönül işlerini görünce hikayenin sonunda eski sevgili - yeni sevgili benzetmesine bağlanacak sandım ama o değilmiş :)

bunu arkadaşlarla çok konuştuk, tartıştık gerçekten bir tatmin noktası yok.

en altlarda bir level var (aslında o da yok) aç kalmayacak kadar kazanmak, ondan sonrası hep tatminsizlik.

her level'da bir üstü talep ediyor bünye, mesela benim "abi harika bir oyun bilgisayarı topladım" sevincim ile ali koç'un "bilmem kaç metrelik yat aldım" sevinci farklı bünyelerde fakat aynı seviyede bence.

benim vardığım sonuç şu evet hayatın düzeni böyle daha fazla para kazanma odaklı yaşayacağım hep ama lifestyle upgrade'i her daim mümkün kılamayacağın için para gerektirmeyen yan aktivitelere, mutluluklara odaklanmak lazım biraz. aşk gibi, kitap okumak gibi vs.
  • ocanal  (05.01.21 15:56:41) 
çok tehlikeli bir aydınlanma. eğer başkalarına da bulaşırsa zaruri ihtiyaçlar hariç tüketim biter, yeni araçlar, elbiseler, elektronik cihazlar, takviye gıdalar satılamaz olur. büyük buhran kapıda bekler


  • esref  (05.01.21 16:09:50) 
Eşimle sürekli bunu konuşuyoruz bu sene. Sahip olduğun standartı kaybetmek ya da sağlayamamak büyük bir tatminsizlik hissi getiriyor. Bir mutluluk eşiği var hakikaten ve pradan sonra gelen upgradelere alışıyoruz ve belli bir süre sonra yine aynı mutluluk seviyesine ulaşıyoruz.


  • kullanıcıadımbuolsun  (05.01.21 17:08:44) 
(bkz: Minimalizm)
(bkz: Paraya verilen aşırı önem)

Bunun çözümü mutluluğun sabit olduğunu kabul etmek. Frankl-insanin anlam arayışı kitabında güzel bir örnek vardı. Nazi kampındakilerin bir fotoğrafı gazeteye basıldığında herkes onlar için üzülüp acıyor ama o mahkumlar o gün çok mutlular çünkü yemekte ekstra patates veriliyor. Mahkumun ekstra patates aldığında yaşadığı mutluluk ile senin yeni telefon aldığında yaşadığın mutluluk eş değer. Çünkü her ne kadar kabul etmeseniz de dünya adaletli bir yer. Her şey kendi içinde tutarlı ilerliyor.

Nihayetinde sürekli yeni mutluluk peşinde koşmak da çok kötü bir şey degil. Yaşama isteği dediğimiz motivasyon bununla sağlanıyor. Bir nevi insanın hayatta kalma güdüsü. Bugün bir telefonla mutlu oluyorsun bundan 10 yıl sonra çocuğunun okuma yazma öğrenmesine mutlu olursun. Her zaman maddi olgular peşinde değil insan oğlu.
Tek dikkat edilmesi gereken, yeni mutluluklara açık olmak ama saplantı haline getirmemek.

Ayrıca yeni telefonun hayırlı olsun. Güle güle kullan.
  • kaptan maydanoz  (05.01.21 18:05:05) 
[]

Bahşiş veriyor musunuz?

Garson bahşiş istiyor
Benzinlikte pompacı bahşiş istiyor
Moto kurye başiş istiyor

Bunların hepsine bahşiş vermek ne kadar mümkün?

 
Eve sipariş getiren motokuryenin bir ağbiiii deyişi var ki direkt istese daha iyi. Bu adamlar adisyon başına para alıyorlarmış. Ayda 8-10 arası kazanıyorlar.


  • Gunter  (31.03.21 00:07:57) 
benzinlikte veriyorum genellikle. oturmalı bi mekana gittiysem garsona da bahşiş veriyorum. moto kuryeye falan pek vermem.


  • roket adam  (31.03.21 00:10:32) 
uçuk rakamlara pek çıkmadan veriyorum gerektiğinde.
bu arada ayda 8-10 bin tl kazanan bir kurye yok.

edit: pardon adisyon demişsin, garsonları kast ediyorsan onları bilmiyorum.
  • filteria  (31.03.21 00:22:52 ~ 00:26:45) 
Açıkçası ben garsonluk yapsam 3-5 lira para verseler dilenci gibi hissederim kendimi. Veriliyorsa da en az 20 olmalı ki bir anlamı olsun.


  • Gunter  (31.03.21 00:24:20) 
vermiyorum. utanıyorum sıkılıyorum bu durumdan ama para bol yok napalım.


  • xrated  (31.03.21 00:34:14 ~ 00:34:39) 
Vermiyorum vermekte istemiyorum. Hele oto yıkamada adet olmuş bu ne be. Adam iç dış yıkamaya 40 tl alıyor bide bahşiş istiyor, Anadolu da normal bir şehir burası. Bahşiş vermeyince afra tafra. Cimrilik değil benimkisi memurada bahşiş verelim o zaman, özenli yapsın veya yaptı işini diye.


  • Topalordek  (31.03.21 00:41:41) 
benzincide 0 araçla gidince istiyorlar. depo kapağı kapanmıyor çünkü.
camları falan sildilerse çok ender de olsa 3-5 veriyorum.

  • sutlu nescafe  (31.03.21 00:45:23) 
vermiyorum. hep gittiğim berberdeki çırağa 3-5 veriyordum, bugün resmen başımda dikildi giyinirken. içimden kızdım ona da vermedim.


  • trajikomix  (31.03.21 01:00:41) 
Vermiyorum, özellikle yılışık ve talepkarsa daha bir özenle vermiyorum.


  • kedimedi  (31.03.21 01:02:57) 
Veriyorum ama bahşiş beklemeyene.


  • zoghurt  (31.03.21 01:26:09) 
Hizmetine göre garsona standart %10, hizmeti çok beğenirsem belki bir üste yuvarlarım (13 ise 15 vs), beğenmezsem vermediğim de olur, altına yuvarladığım da (12 yerine 10 vs), öylesine bozukları attığım da. Arabam olmadığından benzinlikle işim olmuyor. Motokurye ise, genelde çok bozuk para üstlerini almamak ile sınırlı. Bir de benim hatam yüzünden yanlış yere giden bir Getir kuryesine bahşiş vermiştim adamcağızı uğraştırdığım için.


  • d max  (31.03.21 02:11:29 ~ 02:12:09) 
garsona/kuryeye bahsis verecek durumum olmadigi donemlerde lokantaya gitmem/eve yemek soylemem.


  • hot potato  (31.03.21 03:34:14) 
Ağır iş yapanlara verilir bu işin raconu budur

Ben öyle lüks mekanlara pek gitmiyorum ama mesela hd iskender’de 100 liralık hesap geldi. 10 lira bahşiş bırakırım. Hesabın yüzde 10’u

Ya da eve sipariş söylediysem yine aynı şekilde

Bence arabası olanlar da gerekli yerlerde 5 lira 10 lira vermeli. Mesela benzinlikte can hıraş camı silen pompacıya ya da yıkamacıdaki genç çırağa
  • tavish11  (31.03.21 05:20:12) 
Şu an 5.kattayız ve asansör yok. Dolayısıyla her seferinde değil ama çoğunlukla sucuya veriyoruz. Sanalmarket alışverişimiz 250'nin üstünde tutuyor çoğu zaman ve getirme ücreti almıyor, o 5 lirayı da bahşiş olarak veriyoruz. Restoranda iyi hizmet aldığımız sürece bırakırız. Eve yemek söyleyince nşa vermiyoruz ama hava çok kötüyse veririz mesela. Kargocu ancak çok ağır bir şey getirirse veririz. Getir'den iki çikolata istediysek ona vermeyiz, zaten getirme ücreti alıyorlar

Yani kısaca yapılan işe göre değerlendirerek veriyoruz. Her hizmet aldığımızda otomatik bir %10 eklesek batarız, zaten hayat şartları malum son zamanlarda. Fakat çalışan bize hizmet vermek için normalden fazla çaba gösterdiyse bahşiş veririz. Diğer türlü standart işini yapıyorsa gerek yok. Ya da mesela araba hep aynı yerde aynı kişiye yıkatılıyorsa her seferinde değil ama arada bir verilebilir bence.
  • gmzo  (31.03.21 07:48:28 ~ 07:49:29) 
Artik hicbirine vermiyorum a


  • Anjelik  (31.03.21 07:58:49) 
yağmurlu havada sipariş vermek mecburiyetinde kaldıysam kuryelere bahşiş veriyorum.

benzincide arabanın camını silmesini istiyorsam veriyorum, ben istemeden silmeye yelteniyorsa ve gerek yoksa silmeyin lütfen gerek yok diye uyarıyorum.

her zaman gittiğim bir restoransa garsonlara bahşiş veriyorum. yeni gittiğim bi yerse ve hizmetinden memnun kalmadıysam bahşiş vermiyorum.
  • a7x  (31.03.21 09:16:25) 
Garson, kurye, sucuya mutlaka bahşiş veririm, ancak hizmetten memnun kalmadıysam (sorun kurumdan değil bizzat kişiden kaynaklanıyorsa) vermem.


  • fotrsapka  (31.03.21 10:10:01) 
Genellikle hep aynı yerlere giderim. Servis de iyiyse 5-10 tl bırakırım, o an ne varsa. Bazen bozuk param vardır onu bırakırım. Servis kötüyse söylenerek çıkarım ve asla bahşiş vermem.

Moto kuryeye vermedim hiç bahşiş ancak, yemek uygulamalarında böyle küsüratlı kalmışsa atıyorum 67 tl tutmuştur, 70 öderim.

Evimiz en üst katta ve asansör yok eve su isteyince babam bozuk para veriyor yine ya da üstü kalsın diyor.

Benzin istasyonunda da pompacıya da babam yine bozuk para veriyor varsa, erkek arkadaşım da yıkamadan sonra para üstünü bırakır.

Genelde veririm ben bahşiş, öğrenciyken vermezdim, veremezdim daha doğrusu. Şimdi para az buçuk varken vereyim kafasındayım.
  • Hallegadola  (31.03.21 10:17:16) 
Veriyorum, hangi ulkede/sehirde olursam veririm. Bunu karsilayacak durumum yoksa, gidip disarida yiyip icmem ya da eve yemek soylemem. Sanirim 22-23 yasimdan beri boyle yapiyorum.

%10 cok iyi bir orandir, cok ustune cikip karsimdakini mahcup birakmam ya da cok altina inip isini kucumsemem.

Sizin dediginizi anladim. Biraz tacize giriyor pompacinin basiniza dikilmesi mesela... Boyle insani zora dusuren, sacma sapan hareketler yapana inadina vermezdim tabii.
  • buf-e kür  (31.03.21 11:30:11) 
Meyhanelerde veriyorum. 20 lira falan ellerine sıkıştırıyorum. Böyle yaptıkça bir daha gittiğimizde daha iyi ilgileniyorlar.


  • eazy  (31.03.21 11:34:31 ~ 11:35:07) 
Hep gittiğim mekanlarda düzenli olarak veriyorum ilk defa gittiğim yerlerde sadece memnun kalırsam veririm. Moto kuryelere sadece hava çok kötüyse veririm. Onun dışında nakliyecilere, ağır yük taşıyanlara, evime eşya taşıyanlara veririm.


  • iwasbornonamountainside  (31.03.21 13:04:28) 
kimseye bahsis vermiyorum prensip olarak. sadece amerikadayken veriyordum cunku orda vermeyince dovuyorlar. turkiyede asla.


  • yemektehamsivar  (31.03.21 16:28:02) 
[]

Kamp sandalyesine verilen para mubah mı?

Ya şu marketlerde satılan kamp sandalyelerinden 4-5 tane eskittim.
yazın 100 lira, kışın 50-60'a satıyorlar. şaka maka 300-400 lira bu zamana kadar çöpe gitti.

kaliteli bir tane alayım, uzun süre kullanayım istiyorum.
şaka maka 500den başlıyor uçuyor gidiyor...

www.bikampingoutdoor.com

şunu gözüme kestirdim. model olarak bir çok isteğimi karşılıyor ama bu kadar para vermekte bi yandan canımı sıkıyor.
var mı, manyak mısın! ya da durduğun kabahat diyecek birileri?

 
1000 TL de çokmuş ya.

Buraya seni desteklemeye gelmiştim ama çok pahalıymış ben decathlondan alınma bi tane kullanıyorum. Senelerdir bozulmadı.

Ucuz olanların ucuzluğu farkediliyor zaten.
  • zimbirik  (07.06.21 14:22:28) 
Ben caddebostan migrostan 2 sene önce 50 liraya aldım, kumaşı demirleri falan sağlam iş görüyor baya. 1000 lira vermezdim ben olsam.


  • mg3929  (07.06.21 14:25:10) 
Dandik migros olanlar genelde 1 sezonu götürüyor, ki bende 3 senelik olan da var ama onu az kullandım.

Her gün kullanmıyorsan bence 500 bile fazla, her sene 1 tane dandik alarak 10 seneye vadeli almış gibi olucaksın hem de faizsiz. Her sene renk değiştirmek de cabası...

Decathlon'daki en ucuz olan iyidir hepten de en kötüsünü alma.
  • Jux  (07.06.21 14:33:36) 
Oha çok pahalı.
urun.n11.com Biz şunlarla çok mutluyuz, nereden baksan 5-6 yıl olmuştur alınalı.

  • kobuzchu kiz  (07.06.21 14:34:40) 
Üstad 1000 tl çok ya. Ben en son şundan aldım, az yer kaplıyor, acayip kaliteli duruyordu normal sandalyeler gibi değil. Öneririm.

www.amazon.com.trÇantalı/dp/B07JCTW6X8/ref=sr_1_2?__mk_tr_TR=ÅMÅŽÕÑ&dchild=1&keywords=kamp+sandalyesi&qid=1623065687&sr=8-2

Edit: link çıkmamış, üsttekinin aynısı ama 139 tl.
  • roket adam  (07.06.21 14:35:22 ~ 14:35:47) 
eğer o kadar sık kullanıyor ve 4-5 tane eskitmiş olsaydım iyi bir şey alırdım ben de. birkaç yıl önce carrefour'dan 49 tl'ye aldığım sandalyeyi kullanıyorum arabanın bagajında hep. hiçbir sıkıntı yaşamadım hatta yaşayacak gibi de durmuyorum yani. bilemedim 1000 tl nedir.

belki kullanım tarzında bir yanlışlık olabilir mi? 4-5 tane eskitmek pek mantıklı gelmedi bana.
  • reanarchy  (07.06.21 14:39:47) 
100kilo falanda değilim ama market ürünleri bana dayanmıyor. rahat edeyim diye bir tarafa yüklendiğinde ya da sahilde taşlarda düzgün ağırlık mı dağılmıyor bilmiyorum ama evet 4-5 tane tarafımca çöp edildi. o yüzden artık para vermeyi göze aldım.
eşim bunlardan kullanıyor, praseatler için iki dezavantaj var. sahilde rahat olmuyorlar, bide kol koyma olmaması beni rahat ettirmiyor.
galiba ben biraz hayvanım :(
  • qxgviper  (07.06.21 14:48:12) 
1000 cidden cok. suna bakabilirsin:

www.decathlon.com.tr


dechatlon un en saglamı
  • unabomber  (07.06.21 15:29:17) 
decathlon demeye geldim ben de


  • tss  (07.06.21 17:18:38) 
[]

Arkadaşsız, işsiz, evli, paralı

Yaşanır mı?

Arkadaş yönünden yalnızlık uzun vadede değişmiyor. (Sosyal gariplik, uyumsuzluk, sosyal iletişim sorunları var+taşrada bir ilçede yaşanılıyor)
İş kısa vadede zor. Uzun vade için çalışmak gerekiyor.
Aile varlıklı. Para desteği var.
Evlilik var.
Doktora yapılıyor.


Bunalım (bipolar) var, dr. desteği alınıyor. Bunun haricinde nelere tutunmak lazım?

E, 29

Edit: Dostlar her birinize tek tek teşekkür ederim. Bazı duyuruları örnek veya başkası üstünden anlatmam bazen olumsuz yorumlanmamak için. Kimi zaman da tanıdık birine denk gelip ifşa olmayalım diye :D

Bazen de kendime objektif bakabilmeye çalıştığım için. Bu durumda bir başkası olsaydı ben nasıl akıl verirdim, siz nasıl bir verirdiniz diyerek.

İşin esas noktası şu ki herkes farklı. Herkes beklediğimiz gibi iletişim kurmuyor. Herkesin beyni farklı. Ben bu konularda gerçek hayatta "normal" ortamlara yüzde 70 ayak uydurabilen biriyim. Sırıtan, garip ve farklı duran tarafım sizi rahatsız ediyorsa kusura bakmayın.

Bir taraftan farklı davranan insanlar normalseniz sizi rahatsız edebilir. Bunu anlamak da mümkün. Fakat ben her şeye rağmen buranın daha kabul edici, destek verici bir yer olduğuna inanıyorum. Bu nedenle 10 yıldır duyurudayım. Yer yer sizi duyurularımla bunalttıysam kusura bakmayın. Fakat sizin yazdıklarınız benimle benzer durumu yaşayan 'farklı' bir kaç kişiye yarar sağlarsa ne mutlu bana. Tekrar teşekkür eder, iyi geceler dilerim.

 
paran var. para destegi geliyorsa manevi destek de geliyordur.
severek evlendigini varsayiyorum.
doktora yapiyorsun.
psikolog gozetimindesin elbet iyilesirsin.

ben iyi buldum hayatini :D

is bir gun bir sey bulursun ama zaten isi para icin yapacaksin ve senin zaten paran var.

arkadas mevzusu da kimsenin cok arkadasi yok. her sey sanal.
  • Kittie  (13.10.21 19:50:27) 
Valla para var huzur var.
İşsiz olmak paran varsa problem değil, sadece iş yerine kendine ayrı bir hobi, uğraş vs bulmalısın ki doktora yapıyormuşun.
Sırf evlenmiş olmak için rastgele biriyle evlenmiyorsan oluru var bence.
  • mg3929  (13.10.21 20:00:13) 
para ile neredeyse her şey halledilir, can sıkacak bir şey yok. en çok neyden hoşlanıyorsun onu bulman lazım, ilerde hobiden işe dönüştürebilirsin belki de. sadece hobi olarak kalsa da sıkıntı olmaz. ne kadar akyif olursan o kadar az sıkıntılı olursun. gez toz, hiç yemediğin içmediğin şeyleri ye iç, vücudunu forma sokmaya çalış. yani bir şeyler dene, seversen de devam ettirirsin. bu bahsettiğim şeyler de hep parayla o yüzden problemin yok. bir de torpiliniz var mı ki doktora yapıyorsunuz? yoksa vakit kaybından başka bir şey değil.


  • rose parks  (13.10.21 20:40:36) 
Valla hocam ciddi yaziyorum, bence senin sorunun cok daha baska bisey. Gecmis duyurularina baktim mesela kendi sikintilarini sanki arkadaslarinin sikintilariymis gibi paylastigin duyurular vardi. O olay bana ilginc geldi, hani desem ki kendini belli etmek istemiyorsun ya da sanal bir karakter olusturma pesindesin devaminda direkt kendi sikintilarini acik acik paylastigin duyurular bu fikirlerimi curutuyor.

Atis serbestken yardiririmsan bence sen insanlarin senin hakkinda olumsuz dusunmelerinden ya da 'pmstc de cok mizmiz' demelerinden falan cekiniyorsun. Yani bir nevi baskalarinin dusunceleriyle sekillendiriyorsun yasamini, bu da hep senden beklenileni ortaya koymaya calismakla ve bisekilde radikal karar almamakla sonuclaniyor. Sonucu da belli sinirlar icinde hapsolmak ve disari cikmaya korkma seklinde olur.

Evlilik mesela, evlililiginin cok mutlu olmadigi duyurulardan belli, onu sonlandirsan belki rahatlayacaksin ancak o radikal adimi atmaktan cekiniyorsun cunku o zaman baskalarinin kafasindaki 'pmstc profili' darbe alacak ya da sen kendini yepyeni bir ortamda bulacaksin falan.

Neyse, cok uzattim. Sonuc olarak bence kendine tutunmak icin yeni dayanak noktasi olusturmaya calisma cunku sorun zaten olusturdugun bu dayanak noktalari. O dayanak noktalari belli sure sonra zincirlere donup kisitliyor seni, o yuzden bence yenisini insa etmek yerine var olanlari yik. O degil de yaziyi cok guzel ve edebi bitirdim gibi geldi :D
  • j r r tolkien hayrani  (13.10.21 20:52:07) 
Yine bir "acaba bu cevabı ben mi yazdım" durumu ve yine altında j r r tolkien hayranı imzası.

j r r tolkien hayranı +1.000.000

Ahmet'in sen olduğunu biliyoruz. Abininmiş gibi lanse ettiğin problemin de senin olduğunu biliyoruz. Bu gereksiz ve aslında işe yaramayan gizlilik olayını bir kenara bırakmışsın sonunda. Bu bi gelişme senin açından. Hayır zaten anonimsin, niye bi de Ahmet uyduruyorsun anlamış değilim.

jrrth'ye ilaveten bence senin sorunun içinde bulunduğun psikolojik çöküntüden çıkmaya çabalamak yerine sanki bundan besleniyormuşsun gibi buna tutunmak. Psikolojik sorunlar hepimizin dönem dönem yaşayabileceği ve kolayca üstesinden gelinebilecek şeyler esasen. Ancak senin eski bir duyuruna baktım. Psikoloğa gitmişsin ama verdiği ilacı kullanmamışsın. Sebep?

29 yaşındasın. 2-3 yıllık bir evliliğin var ve ailenin para desteğine güveniyorsun. Bence burada da sorun var.

Son olarak eşine de bol bol sabır diliyorum.
  • himmet dayi  (13.10.21 21:55:09 ~ 21:56:23) 
İşsizlik tamam da bir şey uretmemek öldürücü bir şey olur herhalde uzun vadede. Ben olsam bu değişkenleri sabit tutarak yaşanır mı yerine iş bulamiyorsam/aramiyorsam da ne uretebilirim de beni oyalasin tatmin etsin diye düşünürdüm. (Doktora tezi dışında bir üretimi kastediyorum)


  • encokbenisevinnolur  (14.10.21 01:49:01) 
Paralısın ve işe girmeme gibi lüksün var. Hayalimi yaşıyorsun.

Eski sorularından hatırladım seni. Bence hem tek başına hem de eşinle çift terapisine gitmelisin.
  • Hallegadola  (14.10.21 09:51:29) 
[]

Potansiyel işe başlama lokasyonları.

Merhaba, 3 şirket ile görüşüyorum, 1 tanesi teklif sundu dün, lokasyonu evime 10 dakika. Diğer şirket İngiliz-Türk şirketi, Ankara'dan İstanbul'a taşınacaklar, bu arkadaşlarla referans verme aşamasına geldim ama vadi İstanbul'a ofisi taşınmayı düşünüyorlar, ben Üsküdar'da oturuyorum, vadi İstanbul'a hiç gitmedim bile.

Sonuncu şirket çok aceleci, İngiltere'den recruiter arayıp "ne zaman başlarsın? Maaşı dolar vereceğiz vs" dedi, onun lokasyon da Kanyon Building, Ayazağa diyor (buraya da gitmedim hiç)

Aklım karıştı artık, ne yapayım ben?

 
Vadi İstanbul yeni yapılanan bir bölgede aslında, Maslak Metro'dan servis var diye hatırlıyorum, sitesinde bu bilgi olabilir.

Kanyon Building dedikleri Ayazağa'da değil Levent'te olan Kanyon ofisse Levent metro çıkışının tam önünde zaten. Yine Kanyon'un web sitesinden şirket orada mı yeralıyor bir bakın isterseniz. Çalışmak için güzel bina bence. Özelden hangi şirket yazabilirsiniz :))

Hayırlı olsun şimdiden
  • dreamnesiac  (05.11.21 09:21:29) 
hangisi ne kadar para veriyor, o paraya ne kadar ihtiyacın var, para mı zaman ve konfor mu sorularının yanıtına göre değişir. bu da senin yaş, enerji, ihtiyacın ile belirlenecek bir şey.


  • selam  (05.11.21 10:25:41) 
İmkanlarının aynı olduğunu varsayarsak tabi ki evine 10 dk olanı seçmelisin.

Yolda geçen zaman kadar insana hiç bir şey koymuyor.

İmkanların farklılığına göre de evine göre yine en yakın olanı seçmeni tavsiye ederim.

Hayırlı olsun,
  • Nocturne  (05.11.21 10:45:06) 
Dolarla maaş gibi bir olanak için eve 10 dk mesafe göz ardı edilebilir.

Vadi istanbul her ne kadar metro ile ulaşımı var gibi gözükse de, metro içerisinden 2 shuttle ile gidebileceğin bir yer. İş yerim Vadi istanbul'da ve ben 3 durak metro mesafesinde oturmama rağmen, indisi bindisi 1 saati buluyor. O yüzden ulaşımın metro olarak geçmesine pek aldanmayın.

Kanyon seçeneği çok daha cazip. Lokasyon Levent'de. Üsküdar Beşiktaş motorla 10 dakika, hemen oradan beşiktaş-sarıyer dolmuşu ile 10-15 dakikada iş yerinin önünde olursun.

Ben olsam hem dolarla maaş, hem de kolay ulaşım için Kanyon'daki iş fırsatını en öne alırdım.
  • thracia  (05.11.21 11:08:49 ~ 11:09:25) 
bunun cevabı sende.
yaş, kariyer hedefi v.s. bir sürü faktör var.

mesela kariyerinini başında birisi yol v.s. cok kasmayıp hem parasal hem de kariyer anlamında kendine daha fazla şey katacak seçeneği seçmesi mantıklı.

ama 40-50 yaşında direk 10dklık mesafede olanı tercih edin derdim mesela.

bu arada tahminim pozisyon yazılımla ilgili.
öyle ise hangi şirket sana daha çok şey katacak kariyerinle ilgili ona odaklan derim.
  • nuisance  (05.11.21 12:01:50) 
[]

Yunanistan'dan Türkiye'ye para gönderme işi

Bu iş en iyi hangi seçenekle olur?

Wise, western union, başka?

Bu konuda deneyimli, seçenekleri iyi bilen kişilerden yardım bekliyorum.

 
yunanistan değil ama başka ülkeden wise ile gönderiyorum, 0 problem. bazen 2 dkda falan geçiyor hesaba. western union aşırı pahalı olur.

Moneygram, remitly, azimo, small world, transfergo gibi seçenekler de var. bunlardan yalnız transfergo yu kullandım iyiydi.

kıyaslayın tutarları. Ref link gönderebirim bazılarında, ilk gönderime indirimler falan oluyor. wise da mesela 500 pound a kadar ücretsiz gönderim diyor
  • senolll  (14.12.21 22:20:38) 
Yunanistan'ı bilmiyorum ama Avrupa'nın genelinde en mantıklısı Wise.


  • king lizard  (14.12.21 22:26:58) 
Nakit teslim için World Remit ve Remitly deneyebilirsiniz. İlk gönderimler ücretsiz oluyor, kur MB’ye bağlı ve para PTT’den çekilebiliyor davet linki gönderebilirim.


  • kaset  (15.12.21 02:44:23) 
[]

numaralı gözlük değiştirme, gözlükçü işleri

ağustos ayında doktor muayenesi sonrası numaralı gözlük almıştım ilk defa gözlükçüden.

ne çerçevesinden memnun kaldım, ne şeklinden saçma sapan bi şey, dışarıda takamıyorum, 1400 lira da para ödedim buna.

tekrar aynı gözlükçeye gitsem bunu iade etsem başka bi gözlük alsam indirim olur mu? ne kadar olur? 1-2 yıl garantisi vardır herhalde o kadar para verdim.

gözlük camı da bilgisayar korumalı vs en iyisindendi. çerçevesini hiç beğenemedim kemik çerçeve almayı düşünüyorum.

nası bi yol izlemeliyim yoksa sıfırdan tekrar para mı vereceğim?

 
O gözlükçüyü tanıyan başka bir arkadaşınız yoksa hiç bir indirim yapacaklarını ya da geri alacaklarını sanmıyorum.
Gözlük işlerinde aracı/tanıdık önemlidir.

  • Erva  (15.01.22 15:51:45) 
çerçevede veya camda bir hasar yokken sadece beğenmedim diye geri götürürseniz gözlükçünün keyfine kalır kabul edip etmemek. yasal olarak bir hakkınız yok yani. 6 ay kullandığınız bir gözlüğü de kolay kolay kabul edeceklerini sanmam. yine de sormaktan zarar gelmez, isteyenin bir yüzü kara.


  • hadsafhada  (15.01.22 15:51:54) 
O çerçeveniz yedek olsun. Yenisini alacaksınız, o da acil durum gözlüğü olur. Kullanılmış ürünü geri alma mecburiyeti yok gözlükçünün


  • photo85  (15.01.22 18:34:51) 
[]

Gayrimenkul alım satımında parayı / tapuyu alamama korkusu

Ben diyelim bir ev alıcam.
1 milyon ev.
Anlaştık adamla.
Tapu dairesine gitmeden mi ödeme yapacağım?
Ödemeden sonra adam kaçarsa?

Veya ev satıyorum.
Anlaştık adamla.
Ödemeyi almadan tapuyu devrettim diyelim.
Ya adam kaçarsa?

Nedir bu işin oluru?

 
tapu takas sistemini araştırabilirsiniz.


  • elorelia  (10.02.22 10:21:56) 
kimse gercek alim satimi beyan etmedigi icin tapu takas sistemi calismiyor.

Sorulariniza yanit (bkz: bloke çek)
  • darkrocq  (10.02.22 10:54:25 ~ 10:54:56) 
Önce para sonra tapu. Satıcı iseniz durum bu. Alıcı iseniz ya adam parayı gönderdikten sonra devir etmezse;
Parayı ne maksatla gönderdiğinize dair açıklama yazın. Ayrıca bir üstteki +1
Ve de bankaya gitseniz banka da size yardımcı olur. Para tapu devrinden sonra karşı tarafın hesabında aktif oluyor. Sorun yok yani düşünmeyin dahi bu işleri. İnşallah istediğinizi alır satarsınız.
  • allah yazdiysa bozsun  (10.02.22 10:56:28) 
Ödeme işlemini tapu dairesinde, akit odasında, tapu kayıt defteri önünüze açıldığında yapacaksınız.

Nakit, eft/havale ya da bloke çek.

Ne alıp verecekseniz, memur defteri açıp imzaları almadan "para alışverişini hallettiniz mi?" diye sorunca halledin ve imzaları atın.

Tapuda aldığınız gayrımenkulün sizin bakıp görüp beğendiğiniz ve anlaştığınız gayrımenkule ait olduğuna emin olun.

Size gösterilenden çok farklı bir yerin tapusunu verebilirler kötü niyetli satıcılar dolandırma amaçlı.

Bu işlerden anlayan ve gözü açık birileri yanınızda olsun mutlaka, yanlı yapmayın. Ha bu demek değildir ki yapılan tapu işlemlerinin çoğunda insanlar dolandırılıyor, çok çok düşük bir ihtimal ama eşeği sağlam bağlamak lazım.
  • John Bloor  (10.02.22 11:48:34) 
[]

BES satan kişiler ne kadar yüzde ya da prim alıyor?

Merhaba, yeğenime asgari tutardan (300 kusur TL) BES yaptıracağım yarın öbür gün eline toplu para geçsin diye. Bence saçma bir sistem ama kardeşim istedi mecbur kaldım. Neyse konu aklımdayken, elemanın biri aradı BES pazarliyormuş. Dedim benim de aklımda vardı asgariden hesap açalım. Yav adamın sesi bir anda değişti, dehşet sevindi, gereksiz yere teşekkür etti durdu anlamadım. Utanmasam soracaktım birader niye bu kadar sevindin diye. Primler mi çok iyi çalışma şartları mı çok kötü?




 
bankada miy yada gişe memuru için günlük, haftalık, aylık hedefler oluyor. (BES, eşya, konut, taşıt, hayat, sigortası, vs. bir sürü şey var. ve tutturması gerçekten zor hedefler) bu hedefleri tutturamazsan performans puanın düşüyor. ayrıca günlük ve haftalık hedefleri tutturamayanları sürekli ters noktalara toplantılara çağırıyorlar. mesai bitiyor oradan toplantıya gidiyorsun. toplantıda sana bir sürü ukalalık yapıyorlar. söz verdiriyorlar. bir sonraki hafta tutturamazsan yine aynı şeyleri yaşıyorsun. sonra aylık hedeflerin düşük geliyor, yine toplantılar. sonra yıllık hedeflerin tutmuyor. puanın düşük geliyor. bu sefer kapının önüne doğru olan koridora girmiş oluyorsun. falan filan. yani ceplerine para girdiği için sevinmiyordur. adam hedefini tutturduysa en azından toplantılarda vaktini ziyan etmeyeceğine seviniyordur.


  • draconas  (10.02.22 14:38:57 ~ 14:40:22) 
ne zaman biri bana BES dese aklıma hep '99 depreminden sonra ki süreçte toplanan DASK gelir.


  • hunharca ben  (10.02.22 22:41:09) 
bu işi yaptım, primler çok iyi değil.
sadece aylık adet hedefinden düşme olmuştur ona sevinmiştir. yoksa ay sonu asgari ücret alacak

  • mr sua  (11.02.22 14:28:22) 
[]

Büyük miktarda para kaybedip hayata devam etmek

Hep başkalarından duyduğum şeyi kendim yaşadım. Hayatı bir rakam değildi, bu para olmadan da hayatımi idame ettiririm. Acil paraya ihtiyacım yok. 7 de biri buhar oldu kriptolarla oynarken. 2-3 yıl sanırım giderlerimi asgari düzeye getirirsem aynı parayı biriktirebilirim.

Ancak

Beni asıl delirten bu yaşamış olmak, o parayı ise yarayan bir yere harcamamis olmak, kardeşime bir yakinima vermemiş olmak, sokak hayvanlarına vs harcamamis olmak, tatile gitmemek gibi yıllardır feragat ettiğim şeyleri yapmak. Vs

Bunları düşündükçe kendimi çok kötü hissediyorum. Bu histen nasıl kurtulabilirim. Bunca zaman para biriktirmek harcamalarımi kontrol etmek hep sevdiğim zevk aldığım bir şeydi. Biriktigini gördükçe daha rahat harcamaya başladım, daha beni mutlu eden şeyler yaptım. Verdiği güven iyi hissettiriyordu.

Şimdi hayatımdan birkaç yıl daha bu parayı biriktirmek için gidecek ve ben ayarlarım bozulmus gibi hissediyorum yani o kadar parayı havaya atmisken ben nasıl eskisi gibi harcayacağım 50-100 liranın hesabını yapabileceğim. Karnım ağrıyor.

Nasil atlattiniz.

Bu arada Kalan paramı bir tane "görece" güvenilir (yani yükselmesinden ziyade Luna gibi delist olmayacağına inandığım) bir coine koydum. Olur da 6 katına vs çıkarsa (en son Aralık 2021de çıkmış) zararimi kurtarmak söz konusu olabilir. Binance i de telefonumdan yüklediğim den beri ilk kez sildim. Sanırım verdiğim emrin süresi de 90 günmus. Bu süre boyunca bakmamayi planlıyorum.

Bir borcum yok, olağanüstü bir durum olmazsa maasimla geçinip gene rutin birikime (belki birkaç bin lira) devam edebilirim.

Ama yine çok kötü hissediyorum mesela annemden utanıyorum nasıl konuşacağımi bilmiyorum (tabi ki soylemicem) kardeşimden utanıyorum. Kedimden bile utanıyorum mama alırken fiyatlarını incelediğim ama ona yıllarca yetecek mamanın parasını çöpe attığım için.

Nasıl azalır bu his. Tutumlu olmayı bırakıp yarın yokmuş gibi harcayayayim mi? Yani gözlerimin önüne 5-10 sene öncesi, tatile eğlenceye gitmeden öylece evde oturduğum yıllar geliyor. Resmen param değil emeğim, yıllarim, saatlerim, günlerim feragat ettiğim her şey gitti.

 
Yanlış yazmışım başta paranin 6-7'de biri kadarı kaldı. Başta kaybım 4te 3 kadardı ve beklesem çıkardı ancak çıkılmaz bir noktaya soktum son birkaç günde panik olduğum için.


  • sanguine  (13.05.22 22:28:11) 
Önceki sorularınıza baktım. Altında da zarar etmişsiniz. Bence siz Türk lirası dışında bir şey kullanmayın. Abartmadan keyfinize göre harcama yapın. Diğer tarafa götürülmüyor bildiğiniz gibi.


  • dissendium  (13.05.22 22:35:56) 
2-3 yıl da değil, 5 sene falan biriktirsem (kendimi çok kasmadan) toplarım o parayı. Onu da düzelteyim mobilde oldugum için ekleyemedim.


  • sanguine  (13.05.22 22:41:12) 
para yonetmeyi bilmiyorsan paran olmasin.
Hep krediye gir araba al motor al.
O zaman istesen de kaybedemezsin.
  • divit  (13.05.22 22:51:49) 
Zamanında bende kriptoda kaybettim ama 4 aylık birikimdi benim için, ilk başta çok kızdım kendime ama yapacak bisey yok deyip saldım. Onun yerine araba aldım vs o parayı daha az biriktirip yemeye başladım. İnsanı üzüyor, tuhaf bir duygu kaybetmek, bende bide okb var sen düşün. Gerekirse psikolojik destek al. Borç alıp birşeyler almak onları ödemekte mantıklı. Mecbur ödeme yapmak zorunda kalırsın. Elinde somut birşey de olur.


  • Topalordek  (13.05.22 23:21:12) 
29 yasında gencecık yakısıklı dağ gibi bir akrabamız 4 trılyon kaybettı bitcoinde , geçen hafta kendini astı ve öldü. geride 10 aylık bebegı ve eşi , onu cok seven aılesını bıraktı. en azından boyle bısey yasamadın. hayat devam edıyor. saglıklı ol da para ne ki, yıne kazanırsın. dusunmemeye calıs ve bundan sonrakı adımlarını doğru at.


  • camene87  (13.05.22 23:36:47 ~ 23:37:20) 
utanmayı. böyle şeyler olur hayatta.
sadece, paranın bir kısmını batırdığınız yerde tekrar çıkma ihtimaliniz çok düşük. birincisi, bu konuda uzman değilsiniz ve bir yara aldınız. ikincisi, kimse bu şekilde zengin olmuyor. üçüncüsü ise bence en kritik olanı: o üzüldüğünüz, yapsaydım daha iyiydi dediğiniz yere hiç gelemeyeceksiniz zaten. yani isterseniz şu an kaybettiğiniz miktar kadarını kazanın, yine bırakmayacaksınız. daha sonra yine kazanın biraz daha, yine paranızı çekip kardeşinize, bilmemkime vermeyeceksiniz. çünkü yükseliyor diyeceksiniz. neden zarar edeyim ki, diyeceksiniz. bu sebeple, memur olanlar birçok kişiden daha çok mülk sahibi oluyor. kredi çekiyor, düzenli ödüyor, geleni-gideni belli. riske girmiyor. riske giren de ya fena batıyor, ya da arada çıkıp arada batıyor. elbette aile desteği vs olanlardan bahsetmiyorum.

bence çıkın o piyasadan. daha bilindik sularda yüzün. az bir miktar kaybetmişsiniz, yarısını da kaybedebilirdiniz sonuçta. hepsi de gidebilirdi. bir yol çizin kendinize. bu yol "paramı çatır çutur harcıcam" da olabilir, daha basit mantıkla "şimdi bi araba alayım, seneye satıp karşılar ederim" de olabilir. ama risk sizi mutsuz kılar.
bu yazdıklarım maddi açılımlardan çekinen, o konuda garantici birinin yazdıklarıdır. dikkate almayabilirsiniz de. ama asla mutsuz olmayın, işi kötü yerlere çekmeyin. yaşamak için kazanıyoruz, kazanç hayatımızın amacı değil.
  • lovemyself  (14.05.22 00:04:55) 
para kısılarak biriktirilmez. kendini sürekli geliştir. her sene gelirini katla. belki bu bir başlangıç olur senin için. para harcamamak için evde oturacağına, bir şey yapmayacağına ekstra iş yap, iş öğren. şöyle düşün; 5 lira kazanıp 3 harcayıp 2 biriktireceğine, 10 lira kazanıp 6-7 harca. eğer kariyerinin ya da side hustle'ın üstüne koyarsan, küçük de olsa büyüme şansın varsa, bileşik faiz gibi düşün, mutlaka büyük birikimleri tekrar yaparsın.


  • gabe h coud  (14.05.22 00:10:00) 
1) Para biriktirmek için tek yol tasarruf yapmak değildir. emek verip ek para kazanabileceğin şeyler var.
2) hayatındaki en mükemmel tecrübelerden birini yaşadın. kolay yoldan para kazanılmıyor. kazanılsa da riski çok, bir anda herşeyin gitme ihtimali var. bu günden sonra ne kumar ne coin gireceğini sanmıyorum.
3) paranın hepsini de kaybetsen ne olacak? belli ki kendi kendini götürebilecek bir bilgin yeteneğin var, en kötü ihtimal araban olmaz, telefonun kötü model olur, belki istediğin yemekleri evde yaparsın...kaldı ki seninle benzer şeyleri yaşayan o kadar insan var ki. yalnız değilsin. sağlık en önemli şey, onu korumaya bak
  • monicapp  (14.05.22 00:17:03) 
Büyük miktar ne abi? Ona göre tavsiye verelim. Büyük ihtimalle 60-70 bin kaybettin.
Geçen seneden bugüne 1.4 milyon TL olan param şimdi860 bin. Üstelik BİST yüzünden.

  • ikikerekac  (14.05.22 00:23:59) 
paranın kaybettiğin kısmı senin kazancın miydi? kaybettigin kısım havadan geldiyse uzulmezdim ben olsam.


  • tabudeviren  (14.05.22 08:00:28) 
total zararım 4000dolar ve dün ossura ossura uyudum.


  • sameidiot solo  (14.05.22 09:18:39) 
Yanlış anlaşılmasın paramın YUZDE 85 kadarını kaybettim ilk cümlede yanlış yazmışım.

Yani çok değişik hissediyorum sirazem kaydı, biriktirdiğim miktar arttıkça harcamalarımi daha güvenle yapıyordum, dhaa kolay istediğim şeyleri daha kaygısız alıyordum.simdi gene o hardcore tutumluluk moduna mi geri döneceğim. Hayrına 1000 lira bir yere vermediğim halde yüz katını çöpe atmış olarak şimdi nasıl hareket edeceğim onu düşünüyorum.

Tam anlayamamış da olabilirim ben de ilk kez böyle bir şey yaşıyorum. Tavsiyelere çok teşekkür ederim, benzer durumda olanları duymak istiyorum.
  • sanguine  (14.05.22 11:42:41) 
Hocam sizce gerçekten tatile gitmeyip, kendinizden kısıp para biriktirmek ve bunu buyütmek için kumar oynamak mantıklı mı, size ne getirecek, daha çok para mı, daha çok oara size tefah ve mutluluk mu sağlayacak.

Siz o refah ve mutluluğu tatile gitmeyi bıraktığınızda kaybettiniz zaten. Parayı bu kadar büyütmeye odaklanmayıp tatilinize, hobinize bütçe ayırsanız zaten ulaşmaya çalıştığınız mutluluğu refahı yakalacaksınız.

Bence artık buna dur deyin. Mutluluğunuza yatırım yapın
  • zimbirik  (14.05.22 12:05:56) 
hayat her zaman mükemmel olamaz. acı çekmekten, üzülmekten, utanmaktan sürekli kaçamayız, gerek yok. üstelik hep böyle yaparak asla yeterince ders çıkaramazsınız. şimdi bana kızabilirsiniz ama baya baya hata yapmışsınız, bir karar almışsınız ve yanılmışsınız ki olabilir.. ama bu kararın sorumluluğunu alıp, bu acı ve sıkıntıyla devam etmelisiniz en azından bir süre. o yüzden kendinizi pohpohlayacak birşey aramayı bırakın. bir bedeli olmalı yani. gidip kahrolun demiyorum ama 50-100 liranın hesabını yapacaksınız tabi sizin şu anki durumunuzda, bundan daha normal ne olabilir?

illa avutacak bir dayanak bulacaksak; deneyim satın almış ve paranızı buna harcamışsınız gibi düşünün. anlamadığım işlere girdim, fütursuz davranmadım ve sonunda kendimi eğitmek için bu parayı harcamış bulundum deyip geçin. hala yok 6 katına çıkarsa, şu olursa bu olursa, halam erkek olursa amcam olur kafası taşıyorsanız üzülmeye devam edebilirsiniz. ya finansal bilginizi geliştirin ya da bilen birilerinden danışmanlık alın.

ayrıca şakasız söylüyorum; her şeyin başı sağlık. hayatta ve sağlıklıysanız -psikolojik sağlığınız da aynı oranda önemli- bu en kıymetlisi. o yüzden hayatta ve sağlıklı kalmaya bakın.

geçmiş olsun.
  • rewlack  (14.05.22 12:10:56) 
ilk hata birikiminin tümünü cryptoya yatırman. halbuki olması gereken seni üzmeyecek kadar rakamlarla girip kazandıkça bunu crypto sermayene eklemen. işler iyi giderse kazancını koruyacak kadarını içeride tutup fazlasını başka ve daha güvenli bir yatırım aracına aktarmandı.


  • orpheus  (14.05.22 17:24:15) 
[]

Tanımadık birine para göndermek

Bir tanıdık vasıtasıyla alışveriş için yüklü meblağ göndereceğim iban numarasına. Açıklama kısmına belirteceğim ama başka nasıl sağlama alabilirim kendimi?




 
Borç, xx alımı için ödeme, kapora vs gibi açıklama yazın. Bu süreçte sorun yaşamanız durumunda ne yazarsanız yazın parayı avukatla icra ile alma yolunuz uzun sürer. O yüzden alışveriş gerçekleşmeden göndermek en son çare olmalı.


  • neymis  (25.07.22 07:37:00) 
Alisveris tamamlanana kadar gondermeyin. satici parayi illa gormek istiyorum diyorsa bankanizdan bloke cek hizmeti alin. mal elinize gectiginde odemesini bankadan alir.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (25.07.22 09:32:41) 
Nasıl bir alışveriş mesela, ürün satışında herhangi bir resmiyet olan bir alışveriş mi? Araba- ev - arsa gibi.

Ya da faturalı bir alışveriş mi? Ürünü satan kişi vergi mükellefi mi? fatura kesebiliyor mu?

Biraz daha ayrıntı verirseniz daha iyi fikirler verilebilir, 2. el ürün alışverişi ise ürünü ele almadan para göndermek her zaman riskli.

Tanıdığın güvenirliği, tanıdığın ürünü satana olan güvenirliği çok önemli.
  • John Bloor  (25.07.22 13:07:09) 
@John Bloor nakliyeyeyle ürün getirilecek şehirlerarası. Fatura kesebilir firma var ortada. Tanıdık güvenilir ama iş yapılmadı daha önce. Ya olursa hesabı.


  • meraklitursucu  (25.07.22 21:40:25) 
[]

Şişli de en turistik caddeler hangisi

Dükkan kiralamak için soruyorum. Halaskargazi mi,Bomonti mi,validebag mi, Rumeli mi?




 
Halaskargazi ve Valikonağı olabilir bu değişken bir durum yalnız geçmişte bir kaç yıl önce insanların gitmeye cesaret edemeyeceği yerler bugün turistlerin çirit attığı yeler neye göre en turistik?


  • beemaker  (13.09.22 14:27:13) 
@beemaker tamamen alışveriş hareketliligi açısından soruyorum


  • gurur  (13.09.22 14:30:07) 
satacaginiz urunun/hizmetin niteligine gore degisir bu sorunun cevabi.


  • in vino veritas  (13.09.22 15:28:21) 
Oralarda dükkan kiralamak çok ciddi bir para.
Dükkanın caddesine, konumuna karar vermek için bilimsel yöntemlerle araştırmalar yapılıyor diye duymuştum ama bilgim yok.

Yabancı turistin en çok gittiği yer Cevahir AVM gibi geliyor bana.
Bence bir üniversite öğrencisine günlük 300 - 400 lira verin. Dükkan açmayı düşündüğünüz konumlarda tüm gün turist saysın.
Elinde bir zikirmatikle bekler. Hem turistleri hem de elinde alışveriş poşeti taşıyan turistleri ayrı ayrı sayar, size çok faydalı olur.
Bu işe 3000 lira bile harcasanız yapacağınız masrafın yanında para değil.

Ek: Düşündüm de eğer daha ucuza kaçmak isterseniz caddedeki bir esnafa sebebinizi anlatın. Sokağı çeken bir video kamera koyun dükkanına, 12 saat boyunca çalışsın. Sonra videoyu hızlı hızlı oynatarak siz sayın :)
  • michael_knight  (13.09.22 15:31:49 ~ 15:33:24) 
Dükkanda ne satacağınız, hangi yaş grubundan ve hangi kültürden turiste hitap edeceğiniz gibi bir sürü etken var en başta.

Yazdığınız caddelerde kafaya Rumeli, 2. sıraya Halaskargazi girer. 3 ve 4 bilemedim hangisi önce geçer.

Ama bu ilk 2 caddede zaten öyle "ya şöyle elim arkada gezeyim de bir dükkan tutayım" durumu olmaz kolay kolay.

Buralarda ciddi hava paraları ve devir ücretleri döner, bir işletme kapatacaksa dükkan boşaltılıp da kiralık ilanına çıkılmaz. Zaten o dükkan boşaltılmadan önce pazarlıklar, devir ücretleri, hava paraları döner ortalıkta.

Bölgeden tanıdık güvenilir bir emlakcı bulmak lazım.
  • John Bloor  (13.09.22 15:55:39) 
Bunun fizibilitesini duyuruda yapıyorsan hiç girme bu topa derim.

Ha illa bir fikrin olsun istersen,

Kiralık dükkanlara bak. Birim metrekare kira tutarı en yüksek olan cadde en yoğun caddedir.
  • teritori  (13.09.22 20:49:36) 
[]

Eşim gitmek istiyor mecbur gidilecek değil mi?

Bir ege kasabasında tanıştık evlendik. Fakat burada evlilikti, ev işleriydi taşınmaydı kiracı sorunlarıydı adliyeydi derken çalıştığı yer bize ne senin özel hayatından bu kadar sık boş bırakamazsın yerini hastalar da şikayetçi diyerek 2,5 sene çalıştığı yerde işine son verdiler. Tazminat ve alacakları vardı hepsini hazırlamışlar hemen baya hazırlıklılardı. Devlet atamasına başvurdu farklı bir yer çıksa da eş durumundan çağırırım dedim ama çıkmadı.

Tekrar burada hekimlik yap diyorum, burada 50-100 birim kazanıyordum başka yerler 20 birim teklif ediyor o yüzden başkasının yanında çalışmak istemiyorum diyor. Zaten buraya da bayılmıyorum iş için geldim diyor. (Aksine ben bayılarak gelmiştim annemlerle yazlık alıp fark buradan başlıyor)

Kendi yerini aç burada diyorum, çevrem yok diyor ve burada yabancı hasta potansiyeli yüksek, dilim o kadar yeterli değil diyor.

İzmir - İstanbul gidelim yine 50-100 birim arası veren bir yer bulursun diyorum, oralara taşınınca yaşam masraflarımız artacak + tamam iyi kazanacağım ama yine çok yoğun ve stres altında geçecek, hem başkası yanında çalışırken kendi hasta potansiyelimi kazanmamıza, kendi adımızın duyulmasına izin vermiyorlar o yüzden eninde sonunda ben zaten kendi yerimi açacaktım en azından aynı eforu sırf kendim için harcarım diyor.

Ben de hak veriyor ve destekliyorum ancak tutturdu memlekete gidelim diye. Orada ailesi ve çevresi varmış.

İyi güzel de gidelim dediği yer Antep. Yemeklerini sevsem de doğuda yaşamak istemiyorum. Burada müstakil çok uyguna bir yer bulduk. Şehir sakin, temiz, ev güzel. Ben mutluydum burada orada ne yapacağım büyük ihtimalle aynı kiraya 1+0 bir yerde yaşayacağız. Daha güzel bir yere çıkın madem geliriniz var diyeceksiniz, ikimizin de kredi borcu + kendi yer açınca zaten masrafları olacak ve bir süre ekside ilerleyeceğiz büyük ihtimalle.

İdareten burada çalış borçların bitsin diyorum, zaman alehime işliyor diyor.

Antepte işler yoluna girerse çok kazanırmış, istediğimiz zaman istediğimiz yere tatile gider, yurt dışına vs. de çıkabilirmişiz.

Ama burada zaten çok kazanıyordu da ne oluyordu diyorum içimden.. Tamam evini aldı arabasını aldı da memur gibi yaşıyorduk yani..

İleride çok kazandığında yine başka bir yatırıma aktaracak, işine aktaracak. Para ve çalışma hırsı olanlar genelde parayı pek yemezler gibi geliyor her zaman bir mal alırlar veya mevcut işi büyütürler.

Bu koşuşturma içerisinde neye vakit bulacağız da ne yapacağız bilmiyorum.

Genelde benim maaş borçlar ve temel ihtiyaçlara gidiyor zaten. Şimdi onlar da artacak şehir değiştirince. Kendisi yatırımlarını yapıyor iyi güzel yapsın da benim yatırım yapacak param kalmıyor ki. Burada ben hesaplamıştım, ocaktan sonra yatırımlık bütçem kalacaktı. Ama gittik diyelim yarın öbür gün ayrılık girse bir şey olsa kendisi güçlenmiş halde devam edecek onun için hava hoş. Benim elimde ne var bu koşuşturmacadan ötürü? Koca bir sıfır.

Başından dedim ben evlilik için hazır değilim önce kendi işimde uzmanlaşıp kendi evimi falan almam lazım ondan sonra güçlü hissederim diye. Benim bir beklentim yok ki ne diye bekleyelim amaç birlikte hayatı geçirmek dedi.. giriştik evliliğe. Ki güzelde gidiyordu gayet şu çıkarılma olayını yaşamasaydık.

Hem orada işleri büyütürse buradan da yer açarmış ama orada 5 senemiz giderse çocuk da olur, annem burada o baksın dersin ömür billah çıkamayız buradan dedim. Ben çocuk mu istiyorum sanki ne zaman çocuk lafı geçti diyor. E yaş geldi 30a, 40'ında mı yapıcaz çocuk diyorum. Belki de hiç yapmayız diyor. Bişey diyemedim valla nötrüm ben çocuk konusunda. Hazır hissetmiyorum çünkü ben de henüz.

Ayrıca Antep'e o da bayılmıyormuş o yüzden çıkmış oradan ama sonra değiştirdi lafını para için her yere gidiyordum mecburen diyor. Antep de işte çevrem orada kardeşlerim orada ailem orada vs. diye dönmek istiyorum diyor.

İyi güzel de bu hikayede benim ne suçum var :| sanki yurt dışına gitmemiz gerekiyor desem veya o dese hadi gidip bir kaç sene eziyet çekelim denir değişiklik kabul edilebilir de Antep nedir yani kaldım öyle.

Kaldi ki dediğim gibi burada mutluydum, orada işler yoluna girenede kadar 1-2 sene daha kötü şartlarda idare etmemiz gerekece. Sonra işler büyüdü diyelim. Nerede büyüdüğüne bakıyorum, yine doğudayız. Asabım bozuluyor. Yoksa ben karşı değilim büyümesine falan destek olurum her anlamda ama şu doğuya göç konusunda pek motive değilim.

 
kolay gelsin. şimdi feministler damlayıp beni linçlemeden yazıp gideyim. ben de kadın erkek eşitliğine inanan biriyim ama türk toplumunda özellikte evlilikte bu tip problemler çok büyür. zamanında tavrınızı net koymalısınız. boşanmış bir birey olarak yazayım. eşim iyi eğitimli ama kıç kadar maaşıyla "ben paramı kazanıyom istediğimi yaparım" kafasında bir insandı.

eşinizin kariyeri için kendi hayatınızdan - kariyerinizden asla vazgeçmeyin. çalışan her yerde para yapar. ayrıca kadının çok para kazanması halinde size dünyayı dar eder, kafasına göre takılır, ki söylemlerinden anlaşılıyor.

sizin mesleğiniz nedir bilmiyorum ama bu problemleri çözmeden çocuk falan yapmayın.
  • kveldulv  (19.10.22 14:49:48) 
antepin artık çekiciliğinin kaldığını sanmıyorum. tipik bir ortadoğu şehri gibi. suriyeli,afgan vb. göç almış sadece yerlisinin sevebileceği bir yer.


  • mikahakkinen  (19.10.22 14:55:18) 
Ben 2-3 senelik yazılım mühendisiyim. Başlarda aynı veya taş çatlasa 2 katım fazla kazanıyordur dedim durum öyle değilmiş beni de korkuttu bu durumu bana hissettirmesi. Refah sevilerindeki farklılık ilişki başlarında biraz sorun olmuştu. Neyse ki zamanla çözdük. Kendine yatırım yaptı falan elde kalan paralar benzer olmaya başladı.

Kendisi dominant bir karakter nereye istersem çeker giderim kafasında evet ama o yönünü sevdim zaten. Kadınların güçlü olmasını destekliyorum ama dediğiniz kafalar beni de rahatsız ediyor. Ama zaten kim çok kazansa onun dediği yere gidilmez mi kadın-erkek fark etmeksizin?

Bu arada çevren varsa sizin memlekete veya başka dediğin bir yere gidelim orada açayım diyor ama yok ki. Yani eleştirip mantıklı bir çözüm de üretemiyorum.
  • ananiyimioguz  (19.10.22 14:55:50 ~ 14:58:16) 
böyle konularda yazmaktan hep imtina ediyorum, dışardan ahkam kesmek gibi görünmesin diye. ama hocam bütçeler niye ayrı mesela, evlisiniz siz. önceden de hatırlıyorum duyuruları. pek pasif kalmış görünüyorsunuz. anlattığınız kadarıyla antep'e taşındıktan sonra bi de çocuk eklenecek o öyle istedi napalım diyip ikna olacaksınız gibi.

bi de yazılımcısınız, tamam didim de uzak merkezi yerlere (hafızam çöptür heheh) ama antep ne alaka, günün birinde iş değiştirecek olsanız belki git gel yapabileceğiniz hibrit bi iş bulabilecekken ya da didim'den izmir'e vs taşınabilecekken bilemiyorum, antep çok alakasız bi konumda kalıyor. kendinizi düşünün biraz. bu kadar radikal bi karar almak için çok az süredir evlisiniz. umarım çocuk yapmazsınız +1

bi de şunu ekleyeyim, silivri'de yaşıyorum ben. yan komşum burada bir ağız diş polikliniğinde çalışırken kendi yerini açtı ve borçlarını temizlemesi 11 ay sürdü. bitti tüm borçlar. üstüne arabasını satmıştı tekrar araba aldı. daha sonra müstakil ev aldı vs. hatta bi de kiracı olduğu kliniğine tadilat yaptırttı. kendisi mardinli ama çevrem orda diyip gitmedi :) sadece burayı bildiğim için burdan örnek vericem yine ama özel hastanede çalışıp yeterince çevre yaptıktan sonra kendi yerini açan dişçi de var başka branşlar da bolca.
  • pide  (19.10.22 15:01:13) 
Bu ilişkide hiç senin dediğin, istediğin bir şey oldu mu? Sorduğun sorulardan sanki hep eşinin istedikleri oluyor ve sen hep ona göre yaşıyorsun gibi geliyor. Hayırlı olsun ama "zorunlu" olmadıkça gidip bu şekilde yaşamayı doğru bulmuyorum. Zorunlu görevi olsa neyse ama kendi keyfini düşünüyor. Bir de sen maaş konusunda eziliyor gibisin. Bu seni mutsuz eder. Şimdiden para düşünmeye başlamışsın.


  • dissendium  (19.10.22 15:04:11) 
antepliliklik problemi hocam bu. avukat arkadasim da ayni muhabbeti yapiyor butun cevrem burda hayatta ayrilmam diye.
burada herhangi bi sey garanti etmiyor size. cok kazanacagi falan belli degil. hicbir mecburiyet gormuyorum antepe giren cikamaz dediginiz gibi cocuk falan olur
yasadiginiz yerde klinik acmamak icin soyledigi yabanci dil muhabbeti cok yavan. calisip ogrensin o zaman mekan acmak gibi kritik bi mesleki yatirim. bu niye hic soz konusu degil hemen her sey kapatilip sehir degistiriliyor? yabanci hasta muhabbeti hepsi yabanci olacak diye de bir sey yok olursa da asistanlar ilgilenir operasyonu doktor yapar. sasirdim valla. sert yapin hocam! yukseldim hm.
  • ala09  (19.10.22 15:12:38) 
@pide, onu da düşündüm, yarın öbür gün remote çalışmadan uzaklaşılırsa hibrit model veya ofise geçilirse, İstanbul, İzmir daha mantıklı dedim ama büyük şehirde de aynı stresi yaşıycam özel sektörde her an anlaşmazlık olabilir, İstanbulun bir ucunda oturuyorken diğer ucunda iş bulabilirim nasıl olacak ömür yollarda mı geçecek diyor.

Yine kendi yerini aç diyorum, bu işler çevresi olmaz diyor. Bul bana çevre açayım diyor. Veya bul bana yine çok kazancın olduğu bir yer gidelim diyor. Ama yine yer değişikliği problem. Kendisi bir kaç yerle görüştü mesela istanbul olabilir ama burada 4k kira veriyorken orada 15k vereceksek + giderler ve yol artacaksa oradan gelen + nın çoğu gitmiş olacak zaten.

Bu arada giderlerimiz ortak zaten ama ben %100 ünü koyuyorum mesela ne etti 15k diyelim, o da 15k koyunca %40 ı gidiyordu mesela öyle bir dengesizlik vardı. Ne yapsın ben %50 5k koyayım o 30k mı koysun mesela? :D
  • ananiyimioguz  (19.10.22 15:12:42 ~ 15:17:00) 
eşinizin yeterli dili yoksa neden antep'e gitmek istiyor ki? ben size şöyle söyleyeyim. türk dili ve edebiyatı öğretmeni olarsk antep'e atanan arkadaşım arapça öğrendi iki senede. dilim yetersiz gibi bir gerekçe çok tutarlı değil çünkü şu an dilin en yetersiz kalacağı üç beş ilden biri antep.

bu durum haricinde işiniz uzaktan çalışmaya müsaitse bence eşiniz nerede rahat edeceğini düşünüyorsa oraya gidin. sizin sorununuz daha temel gibi göründü bana.

siz pek emin değilsiniz sanki içinde olduğunuz ilişkiden. benim, yarın boşanırsak bana ne olur kendi güçlenmiş olur ama ben ortada kalırım demek aklıma bile gelmez sevdiğim bir insan söz konusu olduğunda. belki ben her yerde çalışabileceğim için böyle rahat konuşuyorumdur. hiç düşünmem basar giderdim ben. daha azı olduğunda (evlilik veya herhangi bir resmiyet yokken) eski sevgilim istifa etti ve şehir değiştirdi diye dönmeseydi yanına gidecektim.

endişelerinize hak veriyorum, yine de gidin diyorum. böyle bir isteğin eşinizin içinde kalması er ya da geç size de olumsuz şekilde geri döner. kadın olsun erkek olsun fark etmez. ya yol yakınken yollar ayrılacak ya da biri bir şeyi çok ısrarla istiyorsa yapılacak. aksi huzursuzluk olur.
  • coldegezenkutupayisi  (19.10.22 15:12:46) 
@aman üstüme geliyorlar, giderler ve planlar konusunda evet öyle yapıyor yüzde olarak değil birim olarak ortak oluyor.

Ama elzem bir şey varsa mesela ben isteme kına düğün vs. masraflarına girişince eşya sorun olacak demiştim bir kaç elektronik dışında ev eşyalarını o halletmişti sağolsun.

Benim ne düşündüğümü önemsiyor illa burada duralım desem durur ama benim uzaktan çalışabilirliğime güveniyor şuan.

Bir de burada bir yer açmaya korktuğu için açmaz da düşük bir maaş ile çalışır ise onu aşağı çekmişim gibi hissediyorum Antep'e göndermeyerek.

Bana kalırsa benim maaş ile idare ederiz bir süre yani dil çalış evde veya iadereten bir yerde çalış ne olacak diyorum kabul etmiyor karşılığını alamayacağı için.

Bir de şöyle bir şey var o burada çevresi olmadan yalnız hissediyorsa, iş bulsa da kendi yerini açsa da mutsuz olacaksa.. ben burada mutlu olsam ne olacak ki? Yine ikimizden birisi mutsuz.
  • ananiyimioguz  (19.10.22 15:21:06 ~ 15:25:33) 
“Kendisi yatırımlarını yapıyor iyi güzel yapsın da benim yatırım yapacak param kalmıyor ki”

Hocam o 50k kazansin, siz 15k kazanin, giderleriniz 30k olsun,
Bu durumda eve giden para 65k, cikan para 30k, kalan para 35k.
Bu 35kyi ister ortak hesabiniza koyarsiniz beraber harcamak uzere, ister eşit şekilde ikiye boler kendi birikimlerinize atarsiniz.

Size araba alinacaksa da, esiniz yurtdisina dil kursuna gidecekse de bu ortak harcamadir. Artik siz finansal acidan iki ayri birey degil, tek bir ailesiniz. Nasıl ki kadın ev hanımı olup eşi çalıştığında da paranın kontrolü iki kişide eşit olmalı, para ailenin parası diyoruz. Sizin durumunuzda da durum bu şekilde olmalı.

Eşiniz biraz manipülatif maalesef. Sizin söylediği her şeye bir bahane bulacaktır. Ama aslında kendi söylediği planın da bir çok boşluğu var. Ama bu boşlukları net şekilde belirtirseniz de başka bir şey söyleyecek. Çok net.

Şu çok net ki, hele sağlık açısından, iyi çalışan kazanır. Sanırım diş doktoru eşiniz. Ben doktorumu googledaki yorumlarına göre seçiyorum açık ve net. Kimse tanıdık diye dişini emanet etmez kimseye. Ancak kuzenler, kardeşler, amcalar teyzeler. Onlar da indirim görmezlerse özel olarak kim iyiyse ona giderler.

Ben bu denklemde eşinizin ailesi ile aynı şehre taşınmanızı önermem. Çünkü eşiniz aslında ailesinin bir temsili gibi. Siz oraya giderseniz çok manipüle edilirsiniz, çok ezilirsiniz gibi görünüyor. Bu ilişkide hakkınız zaten yeniyor, finansal açıdan mağdur ediliyorsunuz. Bir de memlekete gitmek işleri kötüleştirebilir.
  • zimbirik  (19.10.22 15:59:54) 
Anne babanız dahi olsa istemediğiniz bir şeyi yapmamalısınız. Şu hayatta öğrendim dediğim birkaç şey varsa biri de budur. Siz de yaşayarak öğreneceksiniz bunu.


  • ruhen hastayim ben  (19.10.22 16:02:56) 
yukarıda yazılanların geneli +1

ayrıca güçlü kadınla dominant kadın aynı şey değil, siz bunu karıştırmışsınız.
ikisi tamamen ayrı şeyler.
  • blatta hiberna  (19.10.22 16:18:23) 
Oraya gitmek için bahane üretmiş.
Dil öğrenilebilir.
Çevre... zamanla oluşturulur. Kaldı ki akraba çevresiyle kısıtlı tutacaksa orada da batar. Bir avantaj değil diyemem ama omrunce de yetmez, senin oluşturman lazım çevreyi.
  • encokbenisevinnolur  (19.10.22 16:33:59) 
Hocam sen şey değil misin? Hani görüştüğü kadın kuzenini örnek gösterip büyük düğün, ev vs istiyordu. Senin de annen baban ayrıydı, ‘elimizden bu kadarı gelir’ diyorlardı ama sana/size yetmiyordu… yanlış mı hatırlıyorum?


  • elorelia  (19.10.22 16:56:33) 
Evliliğinizde bu kadar büyük sorunlar varken çocuk yapmayın tek önerim bu.


  • iwasbornonamountainside  (19.10.22 17:01:57) 
didimden antepe ancak lahmacun.baklava yemeye gurme turizm elçisi olarak giderim.isterse 3 kat maaş versinler diyecektim ki demiyim her aile kendi içinde karar almalı.
yanlız okuduğumdan anladığım arkadaş para felan filan hikaye ailesini çevresini özlemiş bariz şekilde bahane ediyor gibime gldi.

  • jamswety  (19.10.22 17:02:43) 
yazılımcı olarak remote seçenekler var ama kariyerinizde farklılık veya ilerlemek için hibrit seçeneklerin olacağını unutmayın. şu an baya bir şirket hibrit çalışıyor.

antepe gidip siz gelecekteki kendi fırsatlarınızı kısıtladığınızda aranızdaki maddi fark daha da açılacaktır.
  • nuisance  (19.10.22 17:05:59) 
Şöyle bir teklifle giderdim. 1 sene sonra eğer ben mutlu değilim, istemiyorum dersem, toplanıp geri gelecek miyiz? Kabulse kabul, yoksa sen bilirsin.


  • gabe h coud  (19.10.22 17:08:33) 
@elorelia, sorunca adetlerini söylemişti evet bizimkilerde elimizden bu kadarı geliyor değil de elimizden bir sey gelmiyor demişti sonra her seyi kendimiz yaptık olduğu kadar onlar da sadece nikaha geldiler sağ olsun. Öncesinde veya taşınmalarımızda falan kimse yoktu ^^

Neyse o ayrı konu, şimdi ben kararımda ısrarcı olurum ama buradaki bir talihsizlikten veya gelir düşüklüğünden ben sorumlu olmam mı bu sefer :/
  • ananiyimioguz  (19.10.22 17:18:59) 
@gabe h coud, öyle şeylere okey ama bana nedense biraz lafta gibi geliyor buraya niye gelsin ki kimse yok, zaten bayılmıyormuş da buraya.. kazancı iyi diye duruyormuş..

e ben varım diyorum, seni de burada tutan bir şey yok diyor :D yaşamak istiyor oluşum yetmiyor herhalde.

bence de burada açsa daha iyi olur madem birinin yanında çalışmak istemiyor..
  • ananiyimioguz  (19.10.22 17:21:53 ~ 17:26:14) 
Askimdan olsem de istemedigim yerde yasamam. Guzel manipule ediliyor gibisiniz, evlendiniz diye hep esinizin istedigini yapmayin.

Nasil ki ise girince deneme suresi var kah 2 ay kah 4 ay, evlilikte de ilk birkac ay deneme suresi olsa nasil olur acaba ya (dusunen emoji) ilk aylarda radikal degisimler olunca, ayni bunun gibi, taraflar da ayri dusunce evlilik de dusebilir hmmmm
  • summer timetable  (19.10.22 17:39:38) 
Daha önce de şöyle bir şey olmuştu, istanbulda %50 fazla veren bir yer bulursam gidelim mi oraya demiştim,

Sana %50 artış ama bana %50 düşüş olacak istanbulda nerede çalışırsam çalışayım demişti. Yani tam oran konuşmadık da, benim buradaki kazancım, yani haneye olan etkisi, senin artışından da fazla ve avantajlı ben neden yer değiştireyim demişti.

Aynı yerden yürüyeyim diyeceğim ama bu sefer benim gelirimde hiç oynama yok, yine onunki iyileşecek uzun vadede.. karar da biraz o yüzden.
  • ananiyimioguz  (19.10.22 17:46:47 ~ 17:50:32) 
Valla hocam taa bu ilişkinin en başından beri şimdiki eşinle ilgili tuğla gibi duyurular dizdin. O kadar insan evlenme dedi, kızın falsolarını dillendirdi inatla evlendin. Bu da büyük bir falso bu arada kendi istediğini diretiyor, diğer seçenekler o istemediği için opsiyon bile değil ve seni buna uymak zorunda hissettiriyor.

Bu arada başka şehirlerde az kazanırım olayı bence pek doğru değil, istese gayet de bulur gibime geliyor. Mevzu doğuya göç de değil, istediğinde diretmesi ve hanımefendinin ailesine yakın olması.

Bu kadar emareye rağmen nasıl inatla evlendin ve sürdürüyorsun helal. Geçmiş olsun, bol şans.

Ek bir konu da onun kendi parası ile yaptığı yatırımlar niye sadece onun ben onu anlamadım? Baştan böyle mi anlaştınız? Öyle bile olsa sen niye tüm masrafları üstleniyorsun?
  • Amaranta ursula  (19.10.22 18:17:10 ~ 18:19:52) 
Bazı tepki ve davranışlarını duzeltmisti, birbirimizi de anladik, gayet iyi gidiyordu bir sorun yoktu ki aslinda :/

Valla beraber yerleri bulup konustuk, cidden eski yeri gibi vermiyorlar. Tek yol kendi yerini acmasi gibi duruyor. Ona da cevresinin oldugu yerde cesaret edebiliyor aslinda özetle böyle.

Yoo bir anlasma yapmadik da buyuk yatırımlarini evlenmeden once yapmisti zaten bir hak talep edemem ki resmi olarak. Kaldi ki aramizda da edemem calismis almis bana ne yani. 10 yılını harcarsin iliskiye hadi neyse. Kaldi ki o zamanda bile çiftler mali mülkü sorun ediyor.

Sonradan yapacagi yatirimlar da yine ev esyasi veya klinik esyasindan oteye gitmeyecek. Benlik bir durum yok yani.

Tum masrafi da ustlenmiyorum genelde bolusuyoruz dedigim gibi.

Burada eski is yerinin sahibi de bir kadın. Baya zengin vergi rekortmeni falan oluyor. Esi de ayni meslekten uzun yillar birlikte calismislar, klinigin birinde baya bir emegi mevcut.

Ona ragmen ayrilirken istemesine ragmen orayi ona vermedi mesela. Ki 3 yerde saglam klinigi var zaten kadının. Oyle ortak deyince ortak olmuyor yani erkek için de kadın için de..
  • ananiyimioguz  (19.10.22 18:28:31 ~ 18:32:12) 
abi antepe gittiginizde buyuk ihtimalle didimde girip bir yere calisacagi parayi kazanacaksiniz. o mutlu olacaksa ve sen okeysen bence tasinabilirsin ama orada surekli aileme gidelim, teyzemin kayninin gelini cagiriyor gibi muhabbetler olacak. onun onunu simdiden al. ben olsam esim nerede mutlu olacaksa oraya giderim.


  • duyulmasi gerektigi kadar  (19.10.22 19:02:27) 
Bence bu Antep olayi siz evlenmeden once de kafasinda varmis ve bu dogrultuda her turlu oneriniyi de curutmeye hazir.

Calistigi yer herhangi bir ikazda bulunmadan mi isine son vermis? Olaya biraz supheci yaklasacagim: esinizin kovuldugundan emin misiniz? Evlilik sebebiyle ayrilip tazminatini almis olabilir mi? Yanlis hatirlamiyorsam kadinlarin boyle bir hakki vardi.

Ayrica, sehirleri karsilastirirken neden sadece maas ve yasam masraflarini karsilastirip cebinize kalan net parayi dusunuyorsunuz? Didim'de veya Izmir'de yasamakla Antep'te yasamak nasil bir olabilir? Esiniz de, siz de olayin degerlendirmesini sadece para uzerinden yapiyorsunuz. Ortada maddiyata dokulemeyecek farkliliklar var.
  • pike  (19.10.22 19:23:28) 
Heh iste ben de ayni şeyi düşünüyorum. Şuan bana deseler ki 2 katını vericez gel Antep de yaşa, gitmem yani.

Cikarilma konusunda paranoyakliga gerek yok ya tum detaylari biliyorum siz de ne yaptiniz iyice şeytan yaptiniz :D

Gitmek istese burada evlenmez, buradan ev almaz, burasi icin ev eşyası almazdı veya zaten kiradeyken taşınıp yeni bir yere yerleşmezdik. Buraya gore plan yaptik cunku hem ben mutluyum hem de calistigi yer neredeyse kendi yerini acsa kendine kalacak parayi verebiliyordu.

Orasi uçunca is gorusmeleri yapıldı, devlet denendi, burada dukkan kiralari ve malzemeciler arastirildi, istanbulda da birkac bolgeden düşündük ama bu tarz işler çevre işi burada kimsemiz yok diyor.
  • ananiyimioguz  (19.10.22 19:42:30) 
Her soruda “siz de iyice şeytanlaştırdınız :D”a bağlıyorsun, bu kadar farklı farklı insan, durduk yere eşine gıcık olduğu için ağız birliği yapıp kötülüyor olabilir mi sence? Yoksa dışardan böyle bir profil mi çiziyor?


  • 221b  (19.10.22 20:02:16) 
Olanlar o tarafa çekilebilir ama öyle olmadığını görüyoruz yaşarken zaten. Annem bile ikna oldu zamanla siz olamadınız bir sakin olun yahu.

Konuşuruz, burada kalmaya devam ederiz belki. Ne olacak şeytanken melek mi olacak birden. O da kafasina en yatan şeyi yapmak istiyor.

Zaten bana demedi ki ben gidiyorum gelirsen gelirsin falan. Oturuyoruz mantıklı karar vermeye çalışıyoruz.

Ha bahaneleri bol o ayrı tabi. Yine de ben istemezsem nereye gidecek. Hadi gitti diyelim ne yapacak tek başına.
  • ananiyimioguz  (19.10.22 20:06:33 ~ 20:07:55) 
Eski duyurularinizi da hatirliyorum. Bence bu hikayedeki tek falsolu yer sizin sundugunuz her alternatifin dogrudan curutulmesi, bu kadar insanin gicik oldugu nokta o. Ne kadar ciddi konusup degerlendirdiniz mesela Izmir'de kalmayi? Yoksa konu acilir acilmaz 'ya iste hastane stres ismim duyulmayacak, daha cok gelir ama daha cok gider, kafa kafaya ayni sey olacak ne gerek ver' a mi baglandi sonuc hemen? Kaldi ki benzer gelir olmasi zaten kalmak icin direkt dogrudan sebep? Hayat kalitesi dusmeyecek sonucta.

Istanbul'u Izmir'i stres olacak diye istemiyorsa Antep'te stres olmayacaginin garantisi var mi mesela? Muhtemelen daha fazla orta dogu profiliyle muhattap olacak mesela.

Veya yabanci potansiyeli olmasini ne kadar ciddi degerlendirdiniz? Yurt disinda yasayan biri olarak binlerce insanin daha ucuz ulkelere tedavilere gittigine sahit oluyorum, Kanada'dan Turkiye'ye giden Kanadali bile var, Meksikayi filan saymadim. Hem yabancilar icin cok daha ucuz, hem de Turk hekimler icin cok daha karli is. E turistik yer diyorsunuz, gencsiniz de, neden boyle bir girisiminiz olmasin ne kaybedeceksiniz?

Diger yandan zaman aleyhime isliyor demis, tam olarak nasil? Hayattaki oncelikleriniz neler de yapmaya yetisemediniz? Cocuk mu, kariyer mi, ikisi mi? Mesela cocuksa, cocuk Antep'te mi buyusun, Izmir'de mi, bu cok cok ultra onemli bir konu. Veya kariyerse, Antep'te kendi yerini acip kendi musteri kitlesini oturttuktan sonra geri donusu yok, omur boyu ordasiniz, razi misiniz bu duruma?

Su anda hayatinda nispeten az sorumluluk varken risk almayan insan isi gucu duzeni oturtup da coluk cocuga karistiktan sonra hayatta risk almaz. Birileri demis yukarda, muhtemelen ezelden beri plani "olmadi geri donerim" imis diye, bana da oyle geldi. Eeh denedim yetti bu kadar ben artik donuyorum daha fazla oyalanmak istemiyorum a gelmis durum onun icin.
  • taurina  (19.10.22 21:00:48) 
@taurina, güzel diliniz ve anlatımınız için teşekkür ederim. Çok güzel fikir yürütmüşsünüz, evet öyle bir düşüncesi olduğunu ben de anlıyorum hatta söylemiştir belki kendisi de.

Ama artık evli, tek başına hareket edemez. Antep'e dönmekten daha net bir kararı şu; kendi yerini açmak. Kimi arkadaşı mezun olur olmaz açmış. O yüzden geç kaldığını düşünüyor. Acelesi biraz da o.

İzmiri değil ama (izmirde sadece kiralık yer baktık 1 gece oturup) İstanbul'u baya bir masaya yatırdık hatta Taşdelen bana biraz daha uygun gelmişti hem şehir şehir değil hem de daha önce kısa bir süre yaşadığım bir yer. Hem de kiralar çok uçmamış durumda.

Ama ekipman, laboratuvar gibi alanlarda güvenilir çevre yapmak için orada yaşamış veya çalışmış olması gerekiyor. O konuda tecrübesiziz.

İstanbul'da sağlık turizmi yapan birkaç yer ile görüştük, yakın bir maaş veriyorlar eski yerine göre ama dil istiyorlar. Eski yerinde çevirmenleri vardı. Orada yokmuş.

İngilizceye benden çok çalışıyor aslında ülkeden gitme yollarını da çok araştırdı denklikler, sınavlar, staj durumları falan ama yine dil yetersizliğinden tıkalı orası.

Yine de boş vaktinde ne yapar derseniz ingilizce çalışıyor cidden. Gideyim surilerle takılayım demiyor.

Ailesiyle de görüştük, siz burada yaşamak ister misiniz bilmiyoruz ki aranızda karar verin dediler.

Ben olmasaydım net dönerdi şu işten çıkarılma mevzusundan ötürü bu arada. Şuan sanki ben engelmişim gibi hissediyorum net bir şekilde istemeyerek.

@cambalkon, aynısını bugün dedim. Bizim sanki milyarlar gömecek çevremiz mi var da kim gelecek dedim. Ama o biraz da eleman lazım olur, kardeşlerim var, tanıdık lab var, malzemeci var, hukuki süreç olursa yine orada tanıdık var, kavgaya adam lazım olursa yine orada vs.. tarafından da bakıyor biraz. Maddi manevi kalabalık olmak istiyor bu tarz bir şeye girişirken.

Ama sektörü en risksiz alanlardan biri. Tutalım bir yer akmasa da damlar hem ingilizce öğrenme zorunluluğu burada iyice artar. Antepte salada bilir. Konuşucam bakalım tekrar.
  • ananiyimioguz  (19.10.22 21:14:10 ~ 21:55:31) 
Allah yardımcınız olsun. Bencillik aslında yaptığı. Cambalkon+1 katılıyorum. Ben de yorumlara bakıp gidiyorum. Eğer işinde iyiyse her yerden o doktora gelirler. Ben zamanında çok iyi doktor diye başka şehire günü birlik gitmisliğim var, demem o ki, sırf yakın akraba diye gidilmez doktora. Benim de çevremde tanıdık genel cerrah var ama gitmiyorum. Yeter ki işinin ehli olsun, her yerde başarılı olur, değilse hasta bulmada çekinir.


  • noeldayın  (19.10.22 21:19:18) 
Hah doğru hatırlamışım. Açıkçası böyle bir sorunla karşılaşmanıza hiç şaşırmadım. Karşınızda nasıl biri olduğu taaaaaa o zamanlardan belliydi. Hatta iş evlenmekle bitmiyor ki, sonrası var dediğimi çok net hatırlıyorum.


  • elorelia  (19.10.22 22:13:12) 
Az önce konuştuk, oluşacak sıkıntıların ve buradaki düzenin bozulmasını o da farkında ve doğuda çalışmaya o da zil takıp oynayarak yanaşmıyor. Sadece güvenli liman gibi orası. O yüzden yer açma önceliğini bu civara verecek. Şimdilik orası B veya C planı. İşler yürümezse eşyaları taşır gideriz artık ne yapayım illa birinin yanında çalış köle gibi mi diyeyim. Denesin burda ben her türlü desteklerim.


  • ananiyimioguz  (19.10.22 22:59:25 ~ 23:02:37) 
okumadm

ev veya arsa aldırırsa
annenin üzerine al
  • bir soru sorcam  (19.10.22 23:05:18) 
Hohooy konu nerelere gitti yine.

Yok ben benim ustume olmayan ailedeki seyleri de alıp karımın ustune yapicam cunku canim karım.

Ortak alinmissa beraber mucadele edilmisse ortak olur. Kimin ustunde oldugunun bir onemi yok o ahlaka sahibiz.

Kaldi ki benim suan oyle bir maddi gucum yok ki.

encrypted-tbn0.gstatic.com
  • ananiyimioguz  (19.10.22 23:28:14 ~ 23:44:44) 
Bence eşinize biraz daha cesur olup denemesini, sizin de destek olacağınızı söyleyin. Başlangıçta ve bir süre için daha az kazanmayı kabullenmeli. Eğer bir yıl sonra falan yürümeyecek gibi olursa gitmeyi o zaman yeniden konuşursunuz. Yürürse de iyi ki gitmemişiz diyeceksiniz.


  • mikro patlama  (20.10.22 00:20:31) 
@mikro patlama, evet tekrar konuştuk. Orada 1 birim zorlanacağımıza burada 2 birim zorlanalım, ama sağlık turizmi ihtimali var burada dedim yeri gelir 1 ay kazandığını orada 1 yılda kazanamazsın dedim. Ve kendine aldığı ev de burada. Orayı günlük işletebilirim ama uzaktayken kime güveneceğiz dedim. Bir de şu an oturduğumuz ev çok güzel apartman dairesine girmek istemiyorum şahsen. Yoksa kuşadasıyla görüşüyordu sabah birisi devredecek hekim arıyormuş da şimdilik orası da külfetli. Yoksa Antep'e göre yine tercih edilebilir.

O da destek olacaksın bak her konuda beni yalnız bırakmayacaksın??? dedi. Ben de benim işim gücüm var dedimsdfjg yok yok burada aslanlar gibi kocan var dedim yanındayım tabii ki..

Biraz cesarete ihtiyacı varmış. Güçlü de bir kadın üstesinden gelir bence ufak bir destek ile. Yer değiştirme fikrini çıkardı şimdilik kafasından.

Teşekkür ederim yorumlar için.
  • ananiyimioguz  (20.10.22 11:49:17) 
Mutlu evliliği elde edebilmiş çok az şanslı kadından birisiniz ve sırf orada yaşayalım burada yaşamayalım gibi sudan sebeplerle güzel evliliğinizi sabote ediyorsunuz.
Sizin derdiniz sevdiğinizin adamın yanında olmak mı yoksa ailenizle yazlık keyfi yapmak mı? Eğer ikincisiyse boşanın ve kocanız onu sizden daha çok sevecek yeni biriyle evlenip mutlu olsun. Siz de istediğiniz şehirde yaşayın.

  • ekinuzbay  (21.10.22 11:47:53 ~ 11:48:45) 
@ekinuzbay, ben erkeğim, karıştı sanırım. Sadece burada da 2 ay önce yeni ev dizdiğimiz ve taşındığımız için, farklı bir şehire taşınma + artan kira masrafı + artan giderler mantıksız geldiği için çok sıcak bakamadım. Bir de dediğim gibi bir ege kasabası ile doğu tarafı arasında bir tercih yapacak olursam tabii ki batıyı tercih ederim.

Aile yanı ve memleket planı benim kafada sadece her şey mahvolursa kaçılacak bir yer. Onun dışında insan en modern, en laik yerde yaşamak istiyor. Benim için Ege'den sonra gidilebilecek tek yer yurt dışı olabilir. Neden doğuya gideyim ki. İnsanı sıcak bu arada tü kaka olarak görmüyorum sadece muhafazakar bölgeler beni rahatsız ediyor.

Yoksa tabii ki ben eşimin yanında olmak isterim o mutlu olsun yeter ki. Ama oraya gittik burda işler olmadı şuraya gidicem, orasıda olmadı memlekete gidicem, orada da olmadı istanbula dönmemiz lazım.. tarzı şeyleri çok kazanan tarafın belirlemesi diğer tarafın düşünce ve isteklerine saygısızlık gibi geliyor. Tamam ben uzaktan çalışıyorum ama benim de yaşamaktan mutlu olduğum yerler var.

Çok zorunlu olsa amenna. Askeriyedesindir, memurdur zorunlu gönderilirsin falan neyse ben de o riski göze alarak plan yapar hayal kurarım ama burada da istenildiğinde düzen korunabilecekken hadi bakalım memlekete gidiyoruz demek biraz kolaya kaçmak değil mi? Kaldı ki kolay da değil baştan hayat kurmak ev bulmak taşınmak vs.

Bu tarz sıkıntıları anlatınca biraz ikna oldu burada deneyeceğiz bir yer açmayı bakalım önce.
  • ananiyimioguz  (21.10.22 13:00:40 ~ 13:12:05) 
[]

Hatay'a yardım koli için uygun kargo veya orada alışveriş imkanı

Merhabalar,

Hatay bölgesinde depremden etkilenen insanlara iki koli yardım malzemesi göndermek istiyoruz.

Yardım edilecek kişiler ve ihtiyaç malzemeleri belirlendi, alıp gönderme aşamasındayız. Kargo şirketlerinden fiyatlara baktığımızda 5000-7000TL civarında fiyatlar çıkıyor.

Uygun olarak İstanbul - Hatay arası koli gönderebileceğimiz bir yöntem var mı? Benzer kargo gönderenler nereden ne kadar fiyat almışlardı?

Alternatif olarak kargoya bu kadar para vermek yerine para yardımı mı yapsak, insanlar ihtiyaçlarını oradan temin etse, böylelikle kargoya vereceğimiz parayı da insanlara yollayalım dedik. EFT yaptığımız durumda kışlık ayakkabı mont vs. gibi ihtiyaçları oradan rahat temin edebilirler mi istedikleri sayı ve bedende?

Oradaki ortamı hiç bilmediğimizden sormak istiyorum.
Örn. Erzak göndermek yerine migros veya A101 hediye çeki yollasak, bu marketler yaygın şekilde açıklar mı?

teşekkürler.

 
selamlar, eskisi gibi değil tabii ki ama herkesin giyim ihtiyacını karşılayacak yeterince mağaza var. a101 migros de var en küçük ilçede bile.

kargoya alternatif tek çare bi otobüsle anlaşmak olur.
  • patronaj1  (13.01.24 18:25:07) 
Bla bla car'dan İstanbul Hatay arası gidip de yolculuk ilanı veren birini bul. Koli ebatini ve adetini söyle. Yolcu değil kargo göndermek istediğini ve ücretini fazlasıyla vereceğini söyle. Daha kolay ve daha ucuza bulursun.


  • etna  (13.01.24 19:18:45) 
Hataydayım. Koli yardımı için malzeme alıp hazırlamadıysanız tavsiyem kendilerine para yardımı yapın. Sadece mutfak giderleri için bir yardım şekli düşünüyorsanız market alış veriş kartı olabilir.

Yardımda bulunacağınız kimselerden kimim zor durumda olup olmadığını gerçekten iyi öğrenin.
suistimale açık konu ne de olsa.
İki evi olanın bile kendisini hala fakir hissettiği bir zamandayız malum.

Kışlık giyim malzemesi demişken, zaten deprem de kışın olduğundan insanlara çokça giyim eşyası yardımı yapılmıştı.

İki koli yardım malzemesi için 5000tl yi geçen bir fiyat hangi zihniyetten çıktıysa artık..
  • diyecevaplandı  (13.01.24 19:48:04) 
[]

Kredi kartımdan para çekilmiş

Merhaba,

NARS USA’den aralık ayında online alışveriş yapmıştım, kart bilgilerimi girmiştim. 5 Nisan’da tekrar 2 ürün almışım gibi, Nars’tan aldıklarınız yola çıktı diye mail geldi, halbuki hiçbir şey almadım ve Türkiye’ye çoktan dönmüştüm.

Gelen mail sahne gibi, nars’ı taklit etmişler gibi, ama tam anlayamadım da, o yüzden mailin hiçbir yerine tıklamadım. Buradan hesap bilgilerimin çalındığını anlıyoruz.

Kafamı karıştıransa şu: kredi kartımda Aralık ayında para çekilen yerle Nisan ayında para çekilen yer birebir aynı, bunu nasıl taklit etmişler peki?

Kredi kartımı kapattım internet alışverişine, Nars’a mail attım ama Amerika’da gece, yapabileceğim başka bir şey var mı?

 
Bankayı arayıp şüpheli işlem bildirimi yaparak transferi dondurabilirsiniz. Özellikle USA ve Avrupa'da işlemler çok uzun süre onayda bekler. Bu aşamada iptali ve chargeback çok kolaydır.

Hesabınızın çalındığını düşünüyorsanız hesabınıza giriş yapıp şifre ve hatta e-posta bilgilerinizi değiştirin. Hesabınıza giriş yapıp siparişlerinizi kontrol edin.

Hesabınızda kullandığınız şifreyi başka yerlerde kullandıysanız hepsini değiştirin.

Google ın darkweb search hizmetini kullanarak e-postanızın sızıp sızmadığını kontrol edin : support.google.com
  • ThomasJefferson  (09.04.24 11:26:51 ~ 11:28:37) 
öncelikle şunu demek isterim. kusur sizde aslında. asıl kart bilgileriyle alışveriş yaparak tüm kredi kartı bilgilerinizi karşı tarafa göndermişsiniz. (sanal kart kullanmanız lazımdı). muhtemelen NARS USA bir veri sızıntısı yaşadı. kullanıcı bilgilerini çaldırdı. bunlardan biri de sizin verileriniz. maskeleme yöntemiyle de şuan sizinle mail yoluyla oltalama yapıyorlar. kartınızı internete zaten hep kapalı tutmanız gerekiyor. sadece alışveriş yapacagınız esnada internet alışverisine aç kapat yapmalısınız. size tavsiyem kartınızı kapattırın


  • limonlu eksi  (09.04.24 12:58:11) 
Sanal kart ya da ek kart kullanımı dolandırıcılığın önüne geçmez. Sanal kartı kapatsanız da ana karttan para çekilebilir. Borç bu karta yansır. Sonuçta ortada bir borçlandırma aracı var. Sanal kart: amazon pay, google pay, apple pay revolut, n26 vb gibi hizmet sağlayıcıların sunduğu asıl kartı maskelemekten ibaret olan bir sistemdir.

Gerçekten dolandırıcılığın önüne geçmek için ön ödemeli kart kullanmanız gerekir örn bunq vb. bu hizmeti sunuyor.
  • ThomasJefferson  (09.04.24 13:15:17 ~ 13:15:51) 
Sanal kart dolandırıcılığın önüne baya baya geçer. Her alışveriş öncesinde karta işlem tutarı kadar limit verilir. İşlem sonrasında limit sıfırlanır ise dolandırıcı işlem gerçekleştirdiğinde limit yetersiz şekilde geri döner. İşlem gerçekleştikten sonra sanal kartı iptal etmenin tabiki bir anlamı yok


  • dreamsandcolours  (09.04.24 15:29:28 ~ 15:32:04) 
kredi kartini arayip harcama itirazi yapacaksin


  • hot potato  (09.04.24 16:35:26) 
@ThomasJefferson yazdıgınız cevap baştan aşagı yanlış. Sanal kartı kapattıgın zaman kimse asıl karttan bir şey çekemez. Sanal kart sadece asıl kartan ayırdığın bir ödeme yöntemi. Belirledigin limit kadar çekim olur. Benim şimdiye kadar belki yüzlerce sanal kart oluştur sil yapmışlığım var. Şimdiye kadar tek bir kez bile asıl karttan gelip de harcama yansımadı.


  • limonlu eksi  (09.04.24 21:30:00) 
Maalesef yanlis biliyorsunuz. Gerek sanal kart basliginda bulabileceginiz bilgilere gerek kisisel tecrubelerime dayanarak soyleyebilirim ki sanal kartinizin bilgileriyle limitiniz 0 dahi olsa islem yapilabilir ve asil kartiniz borclandirilir.

Orn ABD de arac kiralamam sonrasi yansiyan otoyol ucretleri, kapanmis ve iptal edilmis kartimin bilgileriyle asil kartimdan cekildi (borcum olmadigini varsayip karti sifirlamistim.) Ancak bu duruma sasirmadim, cunku sistem bu sekilde isliyor. Aynisi ek kart icin de gecerli.

Ornek bir sikayet:

www.sikayetvar.com

Insanlara hatali olduklarini soylemeden once iyi arastirma yapmanizi oneririm.

Maskeleme yontemi dolandiriciligi engellemez. Ters ibraz sistemleri veya on odemeli kart haric sanal kart asil kart bilgilerinizi ucuncu kisilere vermeyi engeller. Yine de bilgileri verdiginiz tuccar sizi borclandirabilir.
  • ThomasJefferson  (10.04.24 02:19:55 ~ 02:24:53) 
@ThomasJefferson sanal kart normal şartlarda her alışveriş işlemi için limit kontrolü yapar. Bunun bir kaç istisnası var. Başınıza gelen ve hatta başka insanlarında başına gelen bu istisna. Limit kontrolü yapılmayan işlemler açık provizyonu bulunan kartlardaki işlemlerdir. Açık provizyonu bulunan kartlarda provizyon işlemi uzarsa ki farklı kur üzerinden yapılan işlemlerde bu süre 24 saati aşıyor banka işlem taleplerini provizyon ile eşlemede hata yapabiliyor. Bu hatadan kaynaklı olarak sanal kart limiti eksiye düşebiliyor.


  • dreamsandcolours  (10.04.24 11:46:56) 
Mürvetin 21 kuruşu dışında Sanal kartla ilgili sorun ne gördüm, ne de duydum. Araştırılacak bir mecra varsa da neresi olduğunu öğrenmek isterim.

Araç kiralamada ve otel rezervasyonlarında ve dahi başka da yerler vardır ki sözleşmelerinde bu husus açıkça belirtilir, istisnalar vardır. Bu istisnalar örnek teşkil etmez.

Ayrıca chargeback denen bir sistem var. Sanal kartınızı kullanın, sanal kartınıza anlık ve sadece o işlem için gerekli limit yükleyin. Bunu yaptığınızda herhangi bir suistimale uğradığınızda -ki pek mümkün değil- sorumluluğu bankanız üstlenecektir.
  • Mirket  (10.04.24 12:15:23) 
[]

Şu yaşta iş değiştirmek ve hatta eğitim almak.. Ama nasıl? nasıl?

30 yaşına gelmiş, iletişim mezunu, yıllarca İstanbul'da halkla ilişkiler, müşteri temsilciliği, eğitim danışmanlık sektöründe ve hatta TV'lerde çalışmış ama hepsi çok kısa sürmüş. son olarak absürd bir şekilde Trabzon'da iş bulmuş birisiyim. (Radyo yayın müd.)

Tamam Trabzon şirin, kolbastı pek sempatik ve hatta şarkılar çalmak falan...


Ama yok. olmuyor..

Kıyıda köşede biriktirdiğim yaklaşık 10 bin liram var. İstanbul'a dönüp öyle bir eğitim almalıyım ki uzmanlık edinebilmeli ve iyi bir kariyer olanağına sahip olmalı en azından rahat olmalıyım.


Kalacak ve geçinecek paranın dışında bu para. Yani sadece eğitime ayırabileceğim para bu. Çok az evet. ama var mı önerebileceğiniz bir eğitim programı?

Yoksa cidden çok kötü bir hayat bekliyor beni.

msn&mail: kicktherabbit@hotmail.com

 
işinize ara verebiliyorsanız bir süre mesela 3 aylığına yurt dışına gidin dil eğitimi için. hem farklı ülkeler vizyonunuzu geliştirir hem de yabancı dil öğrenmiş olursunuz. türkiye'deki saçma sapan kişisel gelişim vs. kursları için bi sürü para vermeyin.


  • mahallenindelisi  (08.06.09 11:09:34) 
yurt dışı. tercihen portekizce, ispanyolca gibi diller örenebileeğiniz ülkeler. kalabildiğiniz kadar çok kalıp dile yüklenin bence. çoğu diplomadan daha çok iş olanağı sağlıyorlar.


  • sen git ben geliyorum  (08.06.09 12:23:15) 
Evet kanadaya gidin ve geri dönmeyin bence...


  • selimse  (08.06.09 12:50:42) 
www.youtube.com
olaya video daki gibi bakabiliryosan hiç düşünme aklında olan işe atla hemen.

Ama aklında bir iş yoksa ve tek istediğin üreterek mutlu olmak değil de ne iş olursa olsun iyi bir tüketim yapmanı sağlayacak bir şeyse o 10.000 boşa gider. Elideki işte gider. Otur oturduğun yerde.
  • ilkdefa  (08.06.09 12:55:50) 
SAP öğrenin, danışmanlık yapın. kursları 4-5k tl ve yaklaşık 3 ay sürüyor.
bir tanıdıktan biliyorum 5 sene kepçe operatörlüğü yapıp şimdi bir şirkette SAP programcısı olarak çalışan bile var.

  • lhun  (08.06.09 20:28:44) 
[]

özel üni.de okumak vs şehir dışında okumak($$$)

şu tercih sezonunda herkesten duyduğum bişey var:

-şehir dışına göndermektense, özel üniversitede okuturum daha iyi. sonuçta 4 yıllık masrafı aynı olur.

şimdi üniversiteler arası ya da bölümler arası fark gözetmeyelim sadece işin ekonomik kısmını ele alacak olursak bu söylem sizce doğru bir söylem mi? etrafımda tanıdık 4-5 tane yiğenim var ve aileleri bu düşünce doğrultusunda hareket ediyorlar. aslında eskiden beridir devam eden genel bir görüş bu, yani yeni değil.

gerçekten dışarıda okumak yılda en az 12.000 liraya geliyor mu?(12bin çünkü bu miktardan aşağı bi okul yok, ayrıca adamın ot olduğunu varsayıyorum ki sosyal yaşamındaki harcamalarını işe hiç katmıyorum)

tabi bu miktar kişinin yaşam standartlarına göre değişir ama siz dışarıda okurken bu kadar gidiyormuydu ya da hali hazırda halen gitmekte mi?

tşkler.

dipnot: sorum şu puanla şuraya girermiyim ya da şu okul/bölüm nasıl gibilerden olmadığı için üst konulara yazmadım.

 
Gideceği şehiride bağlı, ama genel olarak iki bakış var. Yani yüzeysel bakarsan, kalma masrafı + yemek + okul + sosyal hayat vs.. imkanı yok geçmez. Ama daha ayrıntıda git gel masrafı, staj durumunda kalma, acil tıbbi durumlar, ev arkadaşı kazıkları vs... gibi durumların eklenmesi masraflar 12 bine yaklaşır, ayrıca başka bir ile yerleşmenin çeşitli psikolojik sıkıntıları vardır, bu da para ile ortadan kaldırıla bilen bir masraf(yük) olarak görülebilir. Ama ben imkan veremiyorum 12 milyar yıllık gideri olsun normal bir öğrencinin fakat para harcamak kadar kolay bişi yok dünyada :)
Bunun yanında aile yanında kalmak kişinin bir çok sosyal beceri geliştirmesini zorlaştırabilir.

  • ilkdefa  (15.07.09 22:06:55) 
öncelikle hangi şehirde yaşıyosun,nası bi bölümde okuyacaksın,okuldan beklentilerin nelere bunlar önemli.
ama;
yurtta kalırım diyorsan 12 milyar uçuk bi miktar.benim okulum etiler civarında olmasına rağmen bunun yarısını anca harcıyorum.herşeye de yetiyor.ki 300 lira bursla da geçinen var.
şunu da düşün şehirdışında yaptığın masrafların büyük bi kısmını evde kalsan da zaten yapıcaksın.okul parasını yatırmakla bitmiyor ki.bi de özel okulda çevren de ister istemez para harcayan insalarla dolu olucak daha da harcayacaksın.12 bin sadece ayakbastı parası.

ailenin böyle demesi normal kimse göndermek istemez çocuğunu temelde ama katlanır.iyi düşünmek lazım.tek başına yaşamak da çok şey katacak sana falan filan...
  • şehnaztango  (15.07.09 22:11:05) 
@copy paste; normal ortalama gelire sahip bir ailenin çocuğu şehir dışında maksimum 12.000 lira harcar, ki o kadar bile harcanmaz, hele anadolu şehriyse bu şehir. ama özel üniversitede bu dediğin sadece okul parası sanırım. bunun servisi var, yemeği var, yol parası, şuyu buyu derken bunun baya baya üstüne çıkar. yani bana çok mantıklı gelmiyor, hele çocugunu gönderdiği özel ünv pek kaliteli bir okul değilse, ben olsam gönderirim paşa paşa devlet üniversitesine, hem kendi ayakları üstünde durmayı da öğrensin.


  • light beam  (15.07.09 22:11:25) 
mesaj olarak bir örnek atıyorum.


  • surtunme kuvveti  (15.07.09 22:11:53) 
Kendimden örnek vereyim, Eskişehir'de okuyorum. Aylık masrafım hiçbir durumda (Ev kirası/Faturalar/Kişisel Harcamalar) dahil, 600 lirayı (o da maksimum) geçmemiştir. Aksiyon adamı olmadığımdan olsa gerek, çoğu zaman bunun epeyce altında kalıyor. Ancak, şehir dışı derken, mesela Istanbul senin için şehir dışıysa durum değişir haliyle.


  • aakuru  (15.07.09 22:15:42) 
yakınım %50 burslu özel ile şehir dışı devlet arasında kaldığında özel mantıklıydı, çünkü 7bin5yüz den çok fazla gider şehir dışında, ev, yeme içme, yol masrafları falan fıstık... hadi fazla gitmese bile eşit olur en kötü durumda, o nedenle mantıklıydı özel seçmek.

ama hiç burs yokken özele sadece okula ödenecek miktara anadolu şehrinde krallar gibi yaşar.
  • alchemistt  (15.07.09 23:27:28) 
istedigin cevap ekonomik anlamda olsun diyorsun da egitimin kalitesi en onemli unsurdur. ODTU veya bogazici degilse sehirdisindaki okul ozel universite denilen kurumun egitim kalitesi devlete gore cok daha iyi ve ona verilecek para mezunyetten sonra cabuk donuyor.

Gelebilecek tepkilere istinaden hem devlet hem de vakif universitesinde egitim aldim ve mezun oldum, vakif universitesine verdigim parayi mezun olduktan 1,5 sene sonra kazandim.
  • thefin  (15.07.09 23:30:47) 
İster devlet ister özel olsun, yurtta ya da evde kalınsın, aileden ayrı yaşayan birinin sosyal gelişimi ailesiyle yaşayanlardan çok daha farklıdır. Tek başına durabilmeyi, kazık atmayı/yemeyi öğrenir. Kira kontratı imzalamayı, gece vakti nerde nasıl yürümesi gerektiğini, 300 lirayla bir ay idare etmeyi felan öğrenir. Bu durumda her türlü devlet okulunda, şehir dışında okumalarını tavsiye ederim.

Özel okullar eğitim standartları açısından devletlerden kat kat üstündür - küçük sınıflar, her türlü alet edevat bulunur. Ancak Koç ya da Sabancı'da okunmuyorsa devlet okullarına nazaran çok bir üstünlükleri yok. Tabi bunların da fiyatları oldukça yüksek. Ayrıca özel okulların yazokulu dedikleri bir hadise vardır ki ağzı yanmadan mezun olan insan azdır diyebilirim.

Devlette başlayıp özel okula geçmek kolaydır; tam tersi için ise 1. veya 2. sınıf boyunca çok kasmak gerekir. Bunların dışında, eğer İzmir, İstanbul, Ankara ve Eskişehir gibi şehirlerden birinde okuyacaksanız, şehir dışında okumayı tercih etmelisiniz. Mersin ya da Çanakkale'de okumaktansa özel okulun tüm külfeti ile buralardan birinde okumak hayatının en güzel 5 yılı için oldukça mantıklı bir karardır - Ankara'dan ve Ankaralı'dan nefret eden, özel okulda okuyan biri olarak bunu söyleyebilirim.
  • guzelmarmara  (16.07.09 02:12:48) 
İlk sorun, kısmen doğru olabilir yaklaşık olarak. Eskiden vakıf okullarının fiyatları daha iyiydi. Şu an birçok bölümünlerinde 2-3 tane hoca bulundurabilen güzide üniversitelerimiz (?!) dahi en az 14-15 bin TL istemekten çekinmez olmuş. 12bin'e işin zor. Belli bir stardardı yakalayanların ücretleri malum. Kendi şehrinde bir vakıf okulu var ve şehir dışında devlet okulunda okumakla aynı paraya gelir mi gelmez mi diyorsun. Şehir dışında (hadi en pahalısı İstanbul olsun), yılın 10 ayı orada yaşasan desek, ayda ortalama 1500 TL harcar mısın? Çok aşırı masrafların yoksa bence o rakamın yarısına dahi paşa paşa geçinirsin. Öğrenim kredisi de alırsan (şu an 180 TL, ocak'ta 200 olur herhalde) rahatça geçinirsin ailenden az para alarak.

Ben üniversite süresince 1 okul dönemini İstanbul'da geçirmiştim, normalde Ankara'da vakıf üniversitesinde öğrenciyim. İstanbul'da, kaldığım yer (aylık 330 TL) + yemeğim (3 öğüne de para harcıyorum tüm ay boyunca) + temizlik masrafı + haftasonu kahvaltıdır, akşam dışarı çıkmadır vs. aylık yaklaşık 800 TL civarına denk geliyordu zannedersem. Tabi İstanbul'da devlet okuluna gideyim mi diyorsan, hayat ziyadesiyle pahalı ve Ankara'ya göre çok daha sosyal. Dolayısıyla masraflar artıyor. Değer tabi o ayrı. Bunu da göz önünde bulundurmanı tavsiye ederim. Kendince ona göre bir hesap yaparsın.

Bir de nereye gideceğin önemli tabi, hakikaten o şehirde 4-5 sene yaşamak ister misin kendi şehrin dururken? İyice düşünmek gerek.
  • Lethe  (16.07.09 11:53:17) 
[]

ehliyet almak ne kadara patlar?

acilen en yakın zamanda ehliyet almam lazım.kurslar aşağı yukarı ne kadardır.kursa verilecek para harici ne kadar masrafı vardır?tanıdık falan indirim yaptırmayı planlıyorum kurs için ne kadara kaydolsam karlı bir alışveriş olur?




 
zam gelmemiştir galiba (git: 59249)

kurs ücreti şehirden şehire değişiyor sanırsam.. bir de sağlık belgesi olayı var o da sorulmuştu bir ara ama bulamadım.
  • dambil  (23.07.09 13:35:40) 
şu sıralar ben gitmekteyim adana için söylüyorum eğer direksiyon dersi dahil ise 350 tl, hariç ise 250 tl alıyorlar, tanıdık varsa 200 tl ye çekerseniz iyidir,ayrıca trafiğe(sınavı geçerseniz),sağlık raporuna gibi ıvır zıvır şeylere para vereceksiniz onlarda 360 tl gibi bir rakam tutar, toplamda en fazla 750 tl ile çıkarsınız.


  • madrigal  (23.07.09 13:55:48) 
kardeşim 600 liraya kaydoldu bu ay, her şeyi içindeymiş.


  • aithra  (23.07.09 14:01:05) 
250 300 liraya kaydolsanız karlı çıkarsınız. normalde 400den falan başlıyor sırf kurs ücreti.(istanbulda) diğer masraflar var. mesela ehliyet 250 lira, sağlık raporu 20 den başlayıp 120ye kadar çıkıyor, sonra fotoğraf, sonra temiz kağıdı falan. toplamda 600-700ü geçmezse karlısınız.


  • suursuz deve  (23.07.09 14:23:06) 
kurs ücreti dedikleri gibi her şehirde farklı. 3 yıl önce eskişehir'de 650 liraydı kurslar. yanına bir de 300 lira civarı da masrafı var.


  • sanal uyku  (23.07.09 14:44:09) 
ucuza getirenler 650-700e herşeyiyle hallediyor.
fakat hükümet ehliyet ve pasaport/vize işlemlerine zam yapacak bildiğim kadarıyla.

  • meraklı  (23.07.09 15:15:48) 
bir sürücü kursunda ilkyardım derslerine giriyorum.
Nereye giderseniz gidin karşınıza çıkacak olan rakamlar değişse bile finalde cebinizden çıkacak olan rakam aynıdır.
Şöyle ki;

1-sürücü kursu ücreti minimum 350TL olabilir herşeyi içinde (teorik-uygulama dersleri-kitap vs.)
Bu rakamın altında çok kurs var ama bunlar "dosya parası 15lira, onay parası 20lira,uygulamalı ders saati 10lira" gibi ek ödemelerle fiyatlarını hepsi dahil olan kurslardan daha da pahalıya getiriyorlar.Yani adam sizden 250lira kurs parası diyo ama eklerle beraber 430lira para alıyor neredeyse sınava kadar.

2- sınav için 40lira devlete harç yatırıyorsunuz.
3- sağlık raporu ortalama 30 -40 lira tutuyor.
4- savcılıktan iyi hal kağıdı : 6lira
sonra yazılı sınavın tamamını bir kerede geçerseniz direk uygulamalı direksiyon sınavına giriyorsunuz. Ama yazılı veya uygulamalıdan her kaldığınızda yeniden 40lira para yatırıyorsunuz.
Tüm sınavları geçip sürücü kursundan sertifikanız ve dosyanızla emniyete gidiyorsunuz.
Burada da;
250tl civarı bir harç ve 80lira civarı kart parası ile ehliyetinizi sıcak sıcak elinize alıyorsunuz ve toplamda en başından sonuna 750TL gibi bir rakam cebinizden çıkmış oluyor.
Birde şuanda hali hazırda dönem açılışları var kaçırmadan yazılın. Ekim gibi ehliyetiniz elinizde olur.
  • icemanr  (23.07.09 15:43:20) 
geçen ay eşime aldık. 800tl (550 kurs + 250 diğer)


  • istanbul beyefendisi  (23.07.09 16:52:08) 
Eğer istanbul avrupa yakasındaysan. Kurs Ucretini 250 tl ye indirtirim.Bunun dışında cebinden para çıkmaz onu da taksitle odersin. Sağlık raporunada para vermezsin. Ziraat bankasına 40 lira harç. Sertifikanı aldığında trafikte 60tl kart par ası (1 hafta önce zam geldi) 213.20 tl de vergisi var. 560 lirayı buluyor .
deniz[at)itusohbet.com

  • lngrad  (24.07.09 01:20:26 ~ 01:22:14) 
[]

bahşiş olayları

Günaydın Pazar Sevişgenleri,

Ben şu bahşiş olayında hala çuvallıyorum arada. Şimdi arkadaş, malum mecburen eve su getirtiyoruz haftada bir-iki. Şimdi her su geldiğinde adamcağız 19 ltyi buraya kadar taşıdı (gerçi birinci katta oturuyorum ama olsun) diye düşünerek bahşiş vermeli miyim? Siz napıyorsunuz, veriyor musunuz böyle durumlarda? Bütçe mi dayanır lan? Dayanıyor mu ya da?

İkincisi de bayanlara yönelik bir soru: Kuaföre aldığı ücretin yanında bahşiş de bırakır mısınız? Mesela saç fönlettik, ortalama 7 tlye diyelim. Geri kalanı bahşiş olarak kendilerine mi bırakmak lazım, fönleyen çocugun cebine 1-2 lira mı sıkıştırmak mı lazım, yoksa s.ktir edip, nasılsa fön parasının içinden alıyorlardır diye para üstünü alıp eyvallah demek mi lazım? Hı?
Fön çektirmek değil de diğer işlemler için soru sorulmuş olsa cevabınız değişir miydi? Mesela fönlenirken kızlardan biri ojenizi yeniledi?
Peki cevap mesleğinize göre değişir mi? Yani mesela "öğrenciyken vermen gerekmez ama oha yani, gitmiş avukat olmuşsun iki üç lira da bırak hayvan" der misiniz?

Son olarak, vermek gerekiyorsa bunun veriliş usulü nedir? Çok kasılıyorum be yahu. Utanıyorum, amanınhee ki cebe sıkıştırmak, sanırım imkansız bişi.. Siz nasıl yapıyorsunuz?

Cevaplarınıza müteşekkirim efenim. İyi pazarlar dilerim.

 
ilk ve son soruya istinaden: 8 tl tuttu diyelim eve gelen su ya da pizza siparisin. 10 tl verip tesekkur edersen (tebessum malum?) zaten o da cok tesekkur edip yoluna devam edecektir. oyle belli bir belirtme durumu soz konusu olmaz, en uygunu bu bence


  • efendy  (07.02.10 10:00:51) 
öğrenci adam hali vakti yerinde değilse bahşiş vermese de olur. orta halliyse 19.5tl tutan sipariş kapıya kadar geliyorsa 50kr para üstü almasa da olur. onun için ufak bir miktar ama servis elemanı için damlaya damlaya göl oluyor.

Devamlı aynı kişi su getiriyorsa 1 sefer bahşiş verin 3 kere vermeyin vs ayarı kendiniz tutturun artık.

Kuaför olayında ise en temizi çocuğun cebine sıkıştırmak, arkadaşlarımdan biliyorum, kendi mekanlarını açmadan önce fazla verilen paralar onlara değil patronlarına gidiyordu
  • kimlanbu  (07.02.10 10:01:14) 
Bir konuda daha tartışmıştık. Ben bahşiş vermem, verilmesine de karşıyım. Bir arkadaş "zaten o işi yapan fakirler, aldıkları 3 kuruş para, sen de bahşişte cimrilik yaparsan aç kalırlar" tarzında bir cevap yazmıştı. Ee arkadaşım onlar o paraya çalıştıkları için zaten aç kalıyorlar. "O paraya dışarıda çalışacak çok adam var" deme, "senin işini 100 lira daha azına yapacak var" deyip deyip olayı kısır döngü haline getiriyorlar. O mantığın sonucu işçinin aldığı 1.500 lira bile yetimin hakkıni yemek(!) olarak adlandırılıyor.

Bahşiş vermeyin, verdirmeyin, insanları bilinçlendirin. Yoksa halk eşek oldukça semer vuran çok olacak.
  • ataturkiye  (07.02.10 10:20:38) 
hesabın yuzde 10 u kadar bahşiş bırakıyorum.


  • l6205013  (07.02.10 11:07:49) 
su içmediğim için su hususunda bir şey diyemem lakin bir ara eve kola getirtiyordum 8 10 şişe, bakkalımızın çırağı getiriyordu cebine de 1.5 lira, 1 lira hep koymaya çalışırım sonuçta oradan aldığı bir ücret yok ve onlar için bu büyük bir para hani belki kendine bi çikolata alır yemeğinin yanında kola içer biriktirir vs. diye düşünüyorum. yemeksepetinden vs sipariş verdiğimde ise valla yemeğine göre ve cebimdeki paraya göre bahşiş bırakıyorum. mesela 17 18 tutarsa 20 verip üstünü vermenize gerek yok diyorum ya da, 12 lira falan tutan bir şey için 10 verdiysem 5 verseniz yeterli olur diyorum. ben kesinlikle bahşiş vermemeye utanıyorum ve asla para üstü alamıyorum terbiyesizlik gibi geliyor o yüzden bu şekilde yapamıyorsam kart kullanıyorum. yine de çok memnun hızlı vs bulduğum olursa da kartla ödedikten sonra bir iki lira da kuryeye veriyorum.
taksiye bile ortalama 2 ila 5 liraya kadar bahşiş bırakırım ben. hani şu kadar alabilir misiniz, ben para üstünü şu kadar alayım diyorum. yanlış anlama vs olmamış oluyor.
valla kuaföre çokça da giderim lakin manikürdür, föndür vs için bahşiş bırakmıyorum. ama boya olsun farklı işlemler olsun bi 5lik vermekte zarar yok genelde çırağa verilir, birden fazla çırak varsa siz aranızda hallederseniz sevinirim der yaşı büyük olana verirsiniz. şimdi fön için vermiyorum dedim ama hani sürekli gittiğim kuaförümde fön çektirdiğim kıza cilt maskesi vs almıştım böyle ortak bir şey oldu mu da ne bileyim bi çikolata bile olsa ikram etmek gerekli bence.
ha bu arada öğrenciyim. ama bazen kuaförlerde ojem bozulduğunda silip kendim sürüyorum manikür parası istemiyorlar öyle bir şey olursa yine 3 5 bir şey vermekte zarar yok.
bir de mesela her su getirdiğinde değil de 3 5 seferde bir para üstünü almayabilirsiniz, hani ona göre ayarlayın bence.
kesinlikle bahşiş vermemek lazım hususuna da katılmıyorum. hizmetten hizmete, o işi yapan insanın kalitesinden kalitesine fark var, duruma göre tabi ki siparişi 3 kez yanlış getiren adama bahşiş vermeyecek ama bir kerede eksiksiz tamamlayıp gülümseyene de 2 3 lira bırakacağım yani, diğer türlüsünü de cimrilik olarak görüyorum çok çok ayıp. durumunuz olmadığı zaman yapmazsınız tabi o ayrı :/
  • ilse  (07.02.10 12:04:27 ~ 12:05:04) 
herhangi bir hizmetten hoşnut kalıyorsanız kafanıza göre %10-15 civarı yuvarlak hesap atın bir şeyler işte çok da kasmamak gerek. sürekli gittiğim restoranlarda (ki öğrenciyim) mutlaka bir şeyler bırakıyorum çünkü beni tanıdıklarından bana gösterdikleri hizmet daha iyi oluyor. sık kullandığınız şeylerde bahşiş verdikçe alacağınız hizmet kalitesi ve güleryüz yükselir unutmayın bunu.


  • argent dawn  (07.02.10 12:36:11) 
arkadaşlar öncelikle cevaplarınız için çok teşekkür ederim.
ancak sanırım tam anlaşılmadı. yani bir restoranta gittiğimde ya da ne bileyim pizza falan sipariş verdiğimde zaten bahşiş veriyorum. ama benim takıntım, damacana su gibi, ne bileyim ben kullanmıyorum ama örnek açısından, tüp gibi zaten mecburen haftada belirli para döktüğümüz ve ücretinde aslında gönderimi de katarak belirleme yaptıkları şeyler.
ya da kuaför gibi, tüm parayı zaten hizmete verdiğimiz durumlar. bu nedenle soruları buna göre yanıtlarsanız çok daha mutlu olacağım.
teşekkürler
  • vejeteryan vampir  (07.02.10 12:44:30) 
ekstra hizmetlerde bu servis sağlayıcıların bir zararı olmuyor. Eğer ekstra hizmet almazsanız daha çok kar ediyorlar.
Yani evlere servis yapan bir sucu o suyun fiyatına zaten eve getirme hizmetini katıyor. Eğer gidip sucudan kendiniz suyu alırsanız, ki nadirdir bu, eve getirme hizmetini kesmez fiyattan; sucunun cebine(beline :)) kalır eve taşıma hizmeti.
Bahşiş Türkiye'de Amerika'daki gibi kültürel bir şart değildir, tersine lükstür, gösteriştir. Ama dedikleri gibi sürekli gidilen bir yerde veya alınan bir hizmette bahşiş servis kalitesinde artışa neden olacaktır. O yüzden varsa paranız karşılığını alırsınız.
  • natnan  (07.02.10 14:06:40) 
şimdi,
annem bakkala, sucuya, kuaföre, marketten torbaları taşıyan çocuğa vs iyi sayılabilecek bahşişler verir hep. bu sayede de bakkaldan siparişler inanılmaz bir hızda gelir, sucu suyu hemen yollar, kuaförde hiç sıra beklemez, markette poşetleri doldururken de daima yardım alır. bence verebiliyorsan ver. sonuçta hem sen servisten memnun oluyorsun hem de onlar kazanıyor. zaten bu işi yapan insanların (çırakların) ücretleri bu bahşişler hesaplandığından nasıl olsa bahşiş alıyorlar diye ücretleri bir hayli düşük.

  • jeanne hebuterne  (07.02.10 15:42:22) 
Diğer konularda bişey demeyeceğim ama eve gelen sucuya bahşiş verme zorunluluğu nedir yahu? Ne gerek var? gönlünden kopar verirsin, ona bişey demem ama şimdi bu sucu bunca kata çıkardı bu suyu, bahşiş vermezsem çok ayıp olur diye zorunluluktan bahşiş vermek saçma geliyor bana. Senelerdir su getirtiriz eve, annem de babam da bir kere bile bahşiş vermemiştir. Yine de eğer bir hafta bozuğumuz yoksa "tamam abla/abi haftaya verirsin" derler, anneme babama her seferinde halini hatrını sorarlar vs. Yani karşı taraftan saygı görmek için illa bahşiş vermeye gerek yok. Sucu durumları için söylüyorum bunu, zaten sen de onu soruyorsun. Bazı durumlarda bahşiş vermeyince ayıp kaçıyor (böyle gelmiş böyle gider durumu maalesef) ama sucu konusunda kendini kasma bence. Yok böyle bir zorunluluk.


  • daysleeper  (07.02.10 16:28:37) 
bu konuda (bkz: reservoir dogs)'un efsanevi sahnesini izlemek faydalı olabilir...


  • benim de soyleyeceklerim var  (08.02.10 01:49:05) 
[]

en güzel pink floyd şarkıları

2 yıldır beatles tan başka birşey dinlemiyordum ve geçen gün hafiften sıkılmaya başladım. bu dönemde sürekli pink floyd daha güzel bilmemne diyen densizler oluyordu(sözüm meclisten dışarı:) bende dedim ki madem beatles ile karşılaştırılabilicek bir seviyeye getiriyor bi dinliyim diye. pink floyd fanı bi arkadaşımdan birkaç tavsiye aldım ama kesmedi. neler önerebilirsiniz? bike ve see emily play'i hep çok sevmişimdir mesela. arkadaşımın tavsiyeleri şöyle;

------------
Ynt: pink floyd
Bidıls'ı niye dinlemiyon Şaşırdım:) Bugünleride Gördük

Sevdiklerimden yazım

1."The Piper at the Gates of Dawn" Albümü komple Psychedelic rock, Space rock Tarzı Dinle bu albümü

2."A Saucerful of Secrets" Albümüde Psycdelic Etkileşimli Belki seversin

3.Candy and a Currant Bun

4.Apples and Oranges

5.Paintbox

6.Fearless(Feat. You'll Never Walk Alone(liverpool))

7.Brain Damage(Tavsiye)

8.Young lust

9.The Happiest Days of Our Lives - Another Brick in the Wall Part 2

10.Learning To Fly

11.Wearing The Inside Out

Aslında daha Güzelk Şarkıları vAr ama senin Sevebileceğin Şarkıları yazdım

12."Arnold Layne" Bana Göre en iyi Psychedelic ŞArksı

---------------

hepsini dinlemeye fırsatım olmadı ama dinlediklerimden beatles ın yanına bile yaklaşmazdı o yüzden bi de burdan sorayım dedim. daha spesifik örnekler verebilirmisiniz? albüm isimleri değil de 2-3 parça mesela.

edit: birde şimdi aklıma geldi daha böyle hareketli şarkıları arıyorum. hareketli değil aslında tempolu desem o da değil ama beatles dinleyen anlar böyle mıy mıy mıy olmasın yani. neşeli diyelim.

 
Pink Floyd'u The Beatles ile karşılaştırmayın, çok farklı müzikler yapıyorlar.


  • sourlemonade  (16.08.10 18:58:39) 
@cosmicstring karşılaitıran ben değilim zaten ama beatles ın yerini doldurabilicek(pek sanmıyorum ama) bi grup arıyorum. beatles ile aynı tarzda müzik yapanlar genelde beatles'tan etkilenmiş oluyorlar bu yüzden farklı bi tarzda birilerini dinlersem daha iyi olur gibi. bilmiyorum.


  • cagdassalur  (16.08.10 19:08:30) 
beatles'ın yanına yaklaşmaz çünkü genel itiabariyle farklı müzikler yapıyolar dendiği gibi. yine de beatles'a en yakın, öyle tempolu filan dediğin ve senin de başta en çok beğeneceğini düşündüğüm ilk albüm, the piper at the gates of dawn. ayrıca beatles'ın yerine niye birini koymaya çalışıyorsun ki. yani beatles'ı bitirdim şimdi başka gruba başlıyım gibi bişey yok. ve ayrıca bunun yanında relics'i de sevebilirsin. ve 2-3 parça ismi değil de albüm ismi veriyorum evet farkındayım.


  • tepedeki psychedelic adam  (16.08.10 19:13:59) 
pink floyd şarkı şarkı değil albüm albüm dinlenmelidir (albümlerin konseptleri gereği). ilk saykadelik albümler biraz garip gelebiliyor insana gerçi. direk wish you were here ve dark side of the moon albümlerinden girin. the wall albümünü biliyorsunuzdur zaten söylemeye gerek yok. animals ve meddle da güzeldir aslında.. hmm... siz hepsini dinleyin bence (floydiandan tavsiye almaya çalışırsanız böyle olur)


  • argent dawn  (16.08.10 19:18:56) 
paintbox ve see emily play ayarında jugband blues var bir de.

pink floyd the wall'u izle bir de.
  • :/  (16.08.10 19:44:37) 
argent'ın dediği doğru, pink floyd şarkılar değil albümler olarak dinlenmesi gereken bir grup. her albümün kendine has bir haleti ruhiyesi vardır.
benim aldığım ilk albüm ummagumma double setti ve bu ne biçim müzik lan demiştim yaş 16 filandı. şimdi en beğendiğim albümlerden biridir.
1972-3'e kadar olan dönemi, hele syd ile olanları, başlangıç için bilakis önermem.
çoğu kişi the final cut'ı beğenmez mesela ama bence en baba pf albümlerinden biridir. çünkü kim ne derse desin roger waters olayın kemiğiydi, o inanılmaz lyric'ler, yakıcı nağmeler, david ile filan halledilecek şeyler değil.
wish you were here, the wall, dark side of the moon klasik pf soundu olarak standart zaten.
meddle, relics, animals diğer seçenekler olabilir.
ve kesinlikle the final cut. o saykodelik soundun son pf albümü olarak vardığı ağıt gardı ilginç ve müthiş blues etkisi, müthiş laflar...
ayrıca roger waters'in the pros and cons hitch of hiking ve amused to death albümleri de birer rock şaheseridir...
sonuçta müzik zevki izafi bir durum.
fizy denilen bi zımbırtı var. kulak kabart, hoşuna gideni patlat...
  • agy  (16.08.10 19:51:21 ~ 20:16:55) 
@tepedeki psychedelic adam dediğim gibi son 1-2 senedir beatles'tan başka birşey dinlemedim ve sürekli müzik dinliyordum. uyanık olduğum zamanların %70 i beatles dinleyerek geçiyordu. bu yüzden de beatles hafif sıkmaya başladığı zaman(ki bunun hiçbir zaman olmayacağına gerçekten inanıyordum) içimde kocaman bir boşluk oluştu. şimdi de o boşluğu doldurmaya çalışıyorum işte.


  • cagdassalur  (16.08.10 20:00:16) 
shine on you crazy diamond, wish you were here,hey you bu üç şarkıyı severim umarım sende seversin.


  • killerbee  (16.08.10 21:27:19) 
[]

Banka işlerinden anlayanlar / Hesap açmaca / Kredi kartı

Bu sene üniversiteye başlıyorum. Daha önce bankayı birkaç para çekme ve yatırma işlemi dışında kullanmadım. Pek anlamam yani bu işlerden. Şimdi bir bankadan hesap açıp bir tane de kredi kartı açmak istiyorum. Aslında kredi kartına karşıyım ama 1 tane lazım oluyor gerçekten internetten bir şeyler alırken falan. Neyse, banka olarak şu an sadece TEB kullanıyorum. Western Union'la para geliyor, en az sıra orada oluyor o yüzden oradan çekiyorum. Madem öyle hesabı ve kredi kartını da oradan alayım diyorum. Üniversiteliler için ÜniversiTEB diye bir kart varmış, o nasıl mesela?

Kredi kartını ancak internetten bir şeyler alırken nadiren kullanırım, steam v.s günlük hayatta pek kullanacağımı sanmıyorum. Param yoksa almam yani.

www.teb.com.tr

Özet olarak TEB bana uygun olur mu? Yoksa başka öneriniz var mı?

Edit: Banka hesabı da pek kullanılmayacak aslında, sadece bulunsun diye açıyorum. Ailemle birlikte yaşıyorum. Onun dışında western union zaten hesaptan bağımsız.

Edit2: Bu arada üniversite harcını da TEB'e yatıracağım. Böyle her yerde karşıma çıktığı için onu düşündüm.

 
teb hakkında bir fikrim yok ama garanti'yi de bir araştırabilirsin.


  • kayranin kedisi  (28.08.11 19:42:27) 
şunu söyleyebilirim. 4 yıldır advantage kullanıyorum, son 2 ayda kullandığım denizbank bonus ondan çok bonus kazandırdı.

Garanti ile ben de çalışıyorum yalnız maaşım oraya yattığı için. onun dışında sevmem kendileri.
Denizbank'ın internet sayfasını begenmiyorum çok flash var.
HSBC nin Bireysel bankacılık ekranı ödül aldı gayet sade ve anlaşılır.
Koç değişiminden sonra YKB bozdu ben beğenmiyorum. World için de çok para alıyorlar.
İş bankasından vadesiz hesap açtırtsanız bile Maximus gönderiyorlar. Onlar başvuru formlarını birleştirmişler öğrendiğim kadarıyla.

ama KK bonus olan bir firmayla çalışmakta fayda var derim. Yani onu gözlemledim.
  • ibot  (28.08.11 19:54:44) 
yaklaşık 4 senedir exi26 (akbank) ve finansbankın go cart ına sahibim. öğrenci kartı olduğu için limitler belli ikisinde de ama akbank'ı daha başarılı buluyorum.


  • niphrodel  (28.08.11 20:55:53) 
[]

fotoğraf bastırmak kaç para

flash diskle, fotoğrafçıya, digital foto makinesiyle çekilmiş fotoğrafları götürsem bunların standart boyutta kaça basar tanesini?




 
35-60 kuruş arası değişir. Ben en düşük 35 kuruşa bulmuştum.


  • poseidon1  (24.09.12 14:28:11) 
teknosa da geçen yıl 10 kuruştu sanıyorum. arada kampanyalar olabiliyor ama normal fotoğrafçıda 40-50 kuruştan aşağı olmaz.


  • esek sipasi  (24.09.12 14:29:42) 
10x15 30 kurus gibi kalmış aklımda. sirkeci kristal fotoğraf'ta.


  • dasher  (24.09.12 14:32:02) 
netbaski.com

şiddetle tavsiye ederim
  • beholderrulez  (24.09.12 14:33:19) 
kampanya siteleri varya grupon fln onlar arasıra satıyolar böyle şeyler daha ucuz olabiliyor


  • jedilance  (24.09.12 14:54:32) 
eminönü nimet abla gişesinin 3-4 dükkan yanında rıfat tunç fujifilm var, tanesi 25 kuruş. Benim 70-80 resim vardı, yarım saatde hazır etmişlerdi.


  • neverletyougodown  (24.09.12 15:35:10 ~ 15:38:31) 
[]

iş fikri sorusu /kurabiye yapıp satmak? -capsli-

resimdeki gibi kurabiyeleri evde yapıp satsam, nasıl olur sizce bu işten para kazanılır mı?

şimdi bunlardan internette satan çok, fiyatları 10 adeti 60 ila 80 arasında değişiyor. siz olsanız kurabiyeye o kadar para verir misiniz?



küçük bir ilçede yaşıyoruz, memur çoğunluğun yaşadığı. ilk başta yakın çevreye satarım, sonra facebook sayfası açıp oradan yürütürüm diye düşünüyorum.

böyle ürünler hiç yok burada. cupcake, şeker hamurlu pasta vs desen insanlar o ne der. (burada pastaneler berbat. en iyi dedikleri pastanede son gişimizde yerde hamamböceği dolaşıyordu.)

evde yapılacağı için maliyet çok olmaz diye düşünüyorum. bunların eğitimi de ortalama 150-200 tl. ilk başta süsleme malzemeleri, kalıplara falan birazcık para gider. ondan sonra bildiğin un, süt şeker vs.




hali hazırda 1500 tl ile çalıştığım ama nefret ettiğim, stres sıkıntı içinde boğulduğum işimi bırakmaya değer mi?

beraber bi beyin fırtınası yapsak, mantıklıca düşünsek?


bayan, 24, evli.


not: resimler temsilidir, google görsellerden bulunmuştur.
edit: tikler sonra gelecek.

 
İyi pazarlayıp profesyonel görünmeniz ve tabi ki kolay ulaşılabilir olmanız gerek bunu meslek edinecekseniz. Yani facebook sayfası yanında bir de web sayfanız olmalı. Ayrıca hem yapıp paketleyip hem evlere mi götüreceksiniz?


  • vexations  (28.11.12 09:38:35) 
@vexations

evet kendim götüreceğim. burası küçük bir yer zaten sorun olmaz diye düşünüyorum.
ilk başlarda değil ama ilerisi için olabilir bir internet sitesi.
  • yue  (28.11.12 09:50:01) 
bu güzel hayaliniz konusunda olumsuz konuşmaktan çok rahatsızım ancak söylemesem olmaz.

küçük ilçeyi geçtim küçük şehirlerde bile potansiyel müşteri kitlesi çok az olacaktır. şehir dışına kargo ile yollayayım deseniz, kurabiyelerin kargoyla gelmesi fikri alıcı açısından başta hijyen, tazelik ve ürünün sağsalim gelip geleyeceği konularında tereddüte neden olur.
  • yemrem  (28.11.12 09:50:35) 
memur çoğunluğun yaşadığı küçük bir ilçede (tabii bu kesim yüksek bürokratlar ya da akademisyenler değilse) kurabiyenin pek fazla müşterisi olmaz. halkın çoğunluğu o kurabiyeleri çok daha süssüz şekilde zaten evinde yapıyordur. eksikliği duyulan bir şeyi pazarlamanız lazım.


  • tururo  (28.11.12 09:54:50) 
merhaba,

öncelikle girişimcilik hevesinizi kaçırmayalım. Bilin ki bu olmasa bile başka bişey yapıp mutlu olacaksınız.

Küçük bir yer diyorsunuz, peki bulunduğunuz yerde baby shower, diş buğdayı, doğum günü partileri falan sıklıkla oluyor mu? sonuçta bu tarz cookieler genelde bu tarz organizasyonlarda kullanılıyor.

bir de belki ilk başta işinizden ayrılmadan akşamları yaparak, belki biraz uykusuz kalarak deneyebilirsiniz.
  • marisa  (28.11.12 09:55:13) 
şimdi aklıma geldi belki şöyle bişeyler yapabilirsin;

ilçede nescafe ya da çay servisinin yanında ufak kurabiyelerden ikram eden bir yer varsa onlarla anlaşabilirsin hatta yoksa bile belki ikna edebilirsin. şöyle 2 tepsi falan yapıp birkaç yere dağıtabilirsin öncesinde. tepkiler olumlu olursa belki sipariş verirler.
sen de hem ilk etapta işini bırakmamış olursun, hem de önce satacak yerleri ayarladığın için akşamları eve geldiğinde 2 saatte halledersin.
  • marisa  (28.11.12 10:50:22) 
öncelikle cevaplarınız için teşekkürler.

@yemrem, @tururo, @marisa

30 bin nüfuslu bir yer burası, memurun her çeşidi var. ve bazı garip adetleri var, mesela burada ortalama bir sünnet düğününe 12-14 bin lira falan harcanıyor. 3-5 gün düğün yapılıyor, bebek ve doğum günü partilerine de önem veriliyor ama tabii ki bu hemen kurabiye alacakları anlamına gelmiyor.

marisa'nın dediği en mantıklısı; işi gücü bırakmadan önce bir ortamı yoklamak. belki sadece pazar günleri yapmak üzere başlarım, patlayıp giderse ne ala :)
  • yue  (28.11.12 11:59:01) 
[]

Her gün otopsiye girmek mi yoksa düz memurluk mu?

Arkadaşlar şuanda adli tıptayım, hergün ölü görmekten artık bıktım, ölü insan kokusunu hissetmekte, yanımdaki kişinin suratına baktığımda beynini, böbreğini dalağını görüyorum sanki.. neyse kurumlar arası değişiklik talebim büyük ihtimalle kabul olacak adalet bakanlığına geçecem ama kararsızım işte... burda şuanda aşağı yukarı 2300 maaş alıyorum, orda biraz daha düşecek ancak kararsız kaldım...




 
düz, temiz, mis gibi memurluk. düşecekse düşsün, hiç düşünme geç.


  • zuppa  (05.12.12 20:44:21) 
iş arkadaşların ve amirlerinle aran iyiyse risk alma bence.


  • de jure  (05.12.12 20:45:36) 
adli tıpta senin yerinde olmak için can atardım.


  • kedili madam  (05.12.12 20:46:00) 
hergün canlı insanları görmek daha kötü emin ol.


  • nuisance  (05.12.12 20:48:32) 
nuisance +1. en iyi insan ölü insan.


  • g7mor  (05.12.12 20:52:26) 
bi süre sonra ölüye şükredebilirsin bence de. bi de sıkıntıdan ölebilirsin. çok para verseler hadi neyse diycem de..


  • bxgx  (05.12.12 20:59:35) 
ölü insan kokusundan sonraki kelimeleri beynim almadı bile.

ben çalışamazdım bu kadar net.
otopsiye girip ne yapıyorsun? (doktor olmadığını düşündüm de)
  • cecilia  (05.12.12 21:16:47 ~ 21:21:10) 
boşver sen geç adamın psikolojisi bozulur la. Duyguları körelir. geç sen geç düz memur ol kurumda yükselme sınavı falan açılır belki ilerde yükselirsin aöf'le falan.


  • accorbite  (05.12.12 21:17:58) 
bence de ölüler canlılardan daha iyi, ben olsam geçmezdim ama psikolojin bozuluyorsa geç tabii.


  • kayranin kedisi  (05.12.12 21:25:23) 
adli tıpda ne olarak çalışıyorsun merak ettim cidden? yani doktor mu başka bir şey mi?
ben olsam devam ederdim. takma kafana ölü nedir ki? değer mi maaş düşmesine falan? değmez.

  • doxanikee  (05.12.12 22:29:46) 
adli tıpta çalışmaktan fazlasıyla rahatsız olduğunuz belli, boşuna canınızı sıkmayın daha fazla bakanlığa geçin, bunları zaman zaman otopsiye girmek durumunda kalan biri olarak söylüyorum, düşünmeyin geçin bence.


  • tomber  (05.12.12 23:47:52) 
[]

pek saygı değer duyuru ailesi...

Aranızda bankacı olan yada banka işleriyle uğraşanlar vardır diye tahmin etmekteyim.
Benim 4.000 lira kadar param var.Vadeli hesap açsam kaç para getirir?
Açtığıma değer mi ?


 
yaklaşık 20 tl getirir ayda artı eksi 1-2 tl diyelim. uzun vadede parayı elinde tutmak istiyorsan altın al bence


  • 10lion sinisterer  (23.12.12 21:40:02) 
yıllık faiz oranı 6-7 arası.1 yıl vadede tutsan kazancın 250-300 tl arası değişir.
kısacası bir şey kazandırmaz.paran enflasyon karşısında erimemiş olur o kadar.

  • langas  (23.12.12 21:43:36) 
en-para.com die bi cacık çıktı ya. ordan baktım 32. günlük için %9.75 diyo doğru mudur?mantıklı mıdır acaba?


  • amonaki  (23.12.12 21:50:37) 
o yıllık 9,75 olmalı amonaki


  • yol  (23.12.12 22:21:38) 
yıllık ve brüt faiz o.

önce 12 ye böl sonra da vergiyi düş.hesaplama bıdısı vardır orda ona yaz işte çıkar enparada.
  • aşksız prens  (23.12.12 22:32:16) 
[]

Google Adwords hakkında

Şimdi arkadaşlar, biraz kurcaladım adwordsü. 1-2 tane kampanya oluşturdum denemelik.

2 tane ayrı sorum var.

1. sorum: diyelim "Kola" "Fanta" ve "Ice Tea" isimli 3 adet ürünüm var.

Bir kampanya yapmak istiyorum, içerik anahtar kelimeler "meşrubat, asitli içecek, serinlemek" olduğunda, sitemdeki "Kola" isimli ürünün reklamı çıksın. İşte başlık satırında "Kola, için serinleyin" yazacak, alt 2 satırda da Kola'yı tanıtacak ve linke tıklandığında "Kola" isimli ürünüme gidilecek.

içerik anahtar kelimeler "sarı kola, portakallı içecek, gazlı portakal" olduğunda ise, aynı işlem bu sefer fanta ile gerçekleşecek. Başlık "Fanta Portakal" olacak ve alt satırlar da onu anlatıp, linkim fantaya yönlenecek.

Soruya geçelim; bunu yapmak için 3 ayrı kampanya mı yapmam gerekiyor? Yoksa tek bir kampanyada değişen açıklama ayarlamam mümkün müdür?

2. sorum ise bütçe hakkında.

Şimdi, görüntüleme üzerinden hiç para alınıyor mu? Yoksa sadece tıklama üzerinden mi?
Rekabetin çok düşük olduğu (hatta hiç olmadığı) anahtar kelimelerde çok düşük bütçeler verirsem (örneğin; günlük 1tl) yine de en tepede reklamım gözükür mü?

Kısaca bu reklam sıralama işi nasıl işliyor.

 
@kamera motor

1) Bunları yapabilmek için ayrı kampanyaya gerek yok, fakat 3'ü de birbirinden farklı ürünlerse, 3 farklı adgroup kullanman gerekir. Her adgroup'u farklı bir reklam text'ine ve ürün sayfasına yönlendirebilirsin.

2)Görüntülenme üzerinden para alınmaz CPC(klik başına ödeme) kampanyası oluşturursan.
Eğer yeterli optimizasyonu yapmazsan değil günlük 1 tl, binlerce tl ödemen gerekebilir.
Bu fiyat tamamen girdiğin keywordun rekabetiyle alakalıdır. Örneğin tatil kelimesine reklam verirsen klik başına 1 TL bile ödeyebilirsin.
  • eterno sol  (22.01.13 09:01:21) 
@eterno sol,

anladım. ben şimdi biraz araştırıyorum da, adwordsu de kurcalarken tahmini trafik ve tahmini tbm'lere baktım. günlük maksimum harcamamızı seçebiliyoruz sanırım, herhalde günlük aşım falan olmaz değil mi? 3tl dediysem, en fazla 3.6tl'lik maliyet çıkarıyor öyle değil mi?
  • kamera motor  (22.01.13 09:05:51) 
bu arada bazı denemeler yapıyorum. tıklama başı maliyet ile oynadıkça, hem maliyetim düşüp aynı zamanda tıklama sayım da artabiliyor.

belirli bir oranda artıp azalıyor sanırım. belirli bir eğrisi falan filan bir şeyleri var. böyle bir tabloya ulaşabiliyor muyuz google'dan, yoksa ben sürekli deneyerek kendi eğrimi mi oluşturayım optimize etmek için.
  • kamera motor  (22.01.13 09:15:14) 
TBM, açıkcası biraz tahmini oluyor, deneme yanılma ile öğrenmek en güzeli.
TBM olarak 3 TL dersen, her bir kullanıcı keyword yazdığında vereceğin maksimum rakamın 3 TL olduğu sonucunu elde edersin. Fakat, rekabet yoksa, 1kuruş bile ödeyebilirsin. Bu nedenle genellikle verdiğin TBM rakamının altında maliyet gerçekleşir.
Average position olayı ise çok farklı metriklerin birleşiminde oluşuyor. Landing page, keyword alakalığı falan gibi metriklerin tamamı incelenip bir quality score oluşuyor. Onunla TBM'nin çarpılması da senin üstte çıkmak için ödeyeceğin rakamı belirliyor. Örneğin quality score 7 ise, TBM 0,15 tir. 3 ise, 0,30 olur gibi bir denklem oluşuyor.rakamlar tamamen sallamadır :)
Biraz karışık, ama deneyerek daha kolay öğrenebilirsin. Ama Google'ın TBM ve trafik rakamlarına kesinlikle güvenme :)
  • eterno sol  (22.01.13 09:46:02) 
[]

Evkur'a kalmak istemiyorum.

Selam ekönömistler.

10.000 liralık ev eşyası alacağım, yeni evim için.

standart mağazalar en fazla 10 taksit yapıyor senetli, o da ayda 1000 liraya geliyor ve beni zorlar.

büyük mağazalar (ikea falan) kredi kartına taksit yapıyor ve benim kredi kartım yok.

kara listede olduğum için kart da kredi de vermiyor bankalar.

mecburen böyle uzun vadeli taksit yapan ve faiz alan bir işletmeden eşya alacağım ama evkura sözlükten baktım maşallah tek bi olumlu yorum yok.

bu şekilde hizmet veren başka bir mağaza biliyor musunuz ya da alternatif fikriniz var mı? 30-40 güne ev bitecek ve taşınmam gerek.

not: istanbul

sevgiler.

 
eşin kredi alsın.


  • ravenudon  (23.01.13 15:20:04) 
:) bekarım.
anne-baba-eş-dost hepsi kendi derdinde, onlardan da böyle bir şey isteyebileceğimi sanmıyorum :\

  • sakingitarist  (23.01.13 15:23:52) 
evkur'dan bilgisayar aldım benzer bir durumdayken
evet, aslında bayağı daha pahalı ama zaten son seçenek. Her ay düzgün bir şekilde ödemesini yapınca sorun falan çıkmadı.
Yalnız şöyle bir şey var, mobilya alacaksan inanılmaz zevksiz ürünler maalesef var.

edit: Kadıköy'de boğadan iskeleye inerken evkur benzeri 1-2 yer daha var. Evkur da var, o yüzden karşılaştırma yapabilirsin.
  • whoosie  (23.01.13 15:24:58 ~ 15:25:51) 
10.000 lira diye kendini şartlayıp kendi kendini çıkmaza sokmuşsun. 2. el 2/3 bin liraya ev döşersin. paran olunca sıfırıyla değiştirirsin.


  • dokunmakalbime  (23.01.13 15:27:46) 
Evlisin diye bu cevabı yazmadım ama bekarmışsın. Parça parça spotçulardan ya da standart mağazalardan kurabilirsin. Bir an önce hepsini almak durumunda mısın?

Kredi kartı olayına eş dost dışında malesef çözüm yok.
  • reyals  (23.01.13 15:29:11) 
sizin orası neresi @Johnricksen?


  • sakingitarist  (23.01.13 15:35:38) 
behamo diye bir mağaza var, orası evkur'dan daha uygun.


  • bayankus  (23.01.13 15:39:38) 
Bir an önce evi düzüp içine geçmek istiyorum zira neyi eksik bırakırsam biliyorum ki öyle kalır o aylarca.

2. el olayına giremem, başak burcu pimpirikli bi adamım ben. hep bi tedirgin olurum o eşyaları kullanırken.

bankacı var mı buralarda? kara listede olmama rağmen ev ipoteği ile kredi alma şansım yok mudur? koca evim var adamlar 10bin lira vermiyor :(
  • sakingitarist  (23.01.13 15:42:37) 
Aman abi ne yapıyorsun sen???

10.000 liralık eşya için koca eve ipotek mi yaptırılır? aman ha ikrazatçıymış, tefeciymiş bü tür kişilerden uzak dur. bankanın ipoteğe rağmen kredi vereceğini sanmıyorum, kara listedeyim demişsin.

aslında kara liste olayını biraz açıklarsan, belki nasıl kredi kullanabileceğin konusunda yardımcı olabiliriz.
  • d k a  (24.01.13 03:10:17) 
dallama fransızların krediver diye türkiye'de bir markaları var. bunlar genelde kredi skoru düşük kişilere kredi veriyorlar tabii ki, piyasa rayicinin üstünde. şu an piyasada en kolay krediyi veren banka bunlar...


  • d k a  (24.01.13 03:17:31) 
[]

Karar Aşamasındayım

gözümü kararttım. sanırım bodoslama istanbula gidiyorum.

arkadaşlar dokuz eylül işletme mezunuyum. geçen sene mezun oldum, çeşitli ekonomik sebeplerden dolayı 1 senemi kariyersiz bir işte geçirdim. ve şuan müthiş bir boşluğa düşmüş durumdayım.

kpss diyorum, banka diyorum, şu diyorum bu diyorum.
ama olmaz arkadaşlar, her şeyi garantiye alarak, sağlama alarak yaşayamam. ve her şeyi garantiye almaya çalışarak yaşarsam, kaybederim.

sanırım, yaz sonunda bodoslama istanbul'a gideceğim. bir öğrenci evine 3. 4. olurum, elimde pek para yok gerçi ama bir an önce iş aramaya başlarım.

izmir'de hayat yok. hayat ölmüş, gelecek de göremiyorum.

ingilizcem var, upper-intermediate seviyesinde, biraz üstüne düşersem advanced'e çıkarım. biraz daha üstüne düşersem ielts veya toefldan ortalama bir puan da alırım.

ne bileyim, elim yüzüm de düzgündür.
web programlama işlerine baya kafa yordum, onlarda da iyiyim hatta ortalama üstüyüm diyebilirim.

diyeceğim o ki, ben bodoslama istanbula gidiyorum. kariyer işini falan siktir ettim, izmire boğuluyorum artık hep aynı şeyler. istanbul'a gideyim, herhangi bir işe gireyim. elimde diplomam var, dilim kötü değil, en kötü ihtimalle web programlama yapabiliyorum belki o beni bir yere sokar, elim yüzüm de düzgündür hani pazarlama işleri falan hiç istemesem de onlara dönerim en kötü ihtimalle.

kararımı verdim, peki bu başlığı niye açtım?
onaylanmak belki cesaretimi arttırır diye açtım. ya da gözüme perde indiyse de, belki yazacağınız cevaplar perdeyi kaldırır diye yazdım.

olumlu sayabileceğim yanlarımı saydım. olumsuzlar?
- elimde avucumda doğru düzgün para yok, en kötü ihtimalle 2000-3000 lik kredi çekerim, o kadar önemli değil aslında insan istedikten sonra.
- 2014 aralıkta askerlik geliyor. hah, bu önemli işte. hem de çok ciddi ve tehlikeli. yüksek lisansla erteleme yoluna mı giderim, bilmiyorum. ama bu ayağımı bağlayan en kötü şey.

askere gidiş başvuruları 15 mayısta değil de, geçen seneki gibi 1 temmuzda sonlansaydı, ağustosta askerdim aslında.

neyse. cevap falan bekliyorum:(

 
Senin durumun çok karışık, İstanbul' u unut bence. İzmir bitti demişsin, İstanbul çok daha kötü. Hele iş miş bulmadan geliyorsun boşver bence direkt.

Hadi bir çılgınlık yap gel diyeceğim de, askerlik yapmamışsın abi. Daha o var yani. Şimdi işe girsen 3 ay sonra tekrar çıkacaksın, ki yani kimse istemez öyle bir tip, hele İstanbul' da iş bulmak bu kadar zorken. Tavsiyem, kal İzmir' de. Bir sonraki celp dönemine kadar bekle. Sonra askere git, gelince yapacağını yaparsın. Önünde engelin olmaz en azından.
  • liriamer  (06.07.13 21:51:48) 
iyi yapıyorsun. öncelikle hala alım yapan devlet üniversitesi varsa yüksek kazanıp askerliği ertelet. istanbulu seçmek iyi bir fikir ama artık iş aramak için kapı kapı dolaşmıyorsun. kariyer sitelerinden vs başvur, mülakat için istanbul'a git gel yaparsın. bankalar insanı sömürür ama daha iyi bir iş bulana kadar bankalarda takılabilirsin.özel sektöre adımını atınca iş garantinde hiç bir zaman olmayacak bunu da unutma.

uzun lafın kısası gözünü karartmak iyidir. aynen devam
  • kaynaklari etkin kullanamayan iktisatci  (06.07.13 21:53:29) 
askerligin olmadigi icin ancak gecici islere seni kabul ederler. askere git.

sonra aserlik dounusu kariyer sitelerine cv birak. internette firma rehberleri var. gozune kestirdigin kobi ustu sirketlerin insan kaynaklarini ara. is konusunda saldirgan ol ve istanbulun buyuklugunden faydalan. ama once askere git. yuksek lisansi falan siktiret ben sana diyim.
  • kratos  (06.07.13 21:56:28) 
askerlik. işte kafamı en çok karıştıran şey de buydu zaten.

ben hala kararsızım, kasıma veya aralık celbi düşerse aralığa kadar boş boş durmak istemiyorum. 2014 aralıkına kadar tecilim var, yüksek lisansla tecili 2 sene daha uzatabilirim diye düşünüyorum. 2016 aralığa kadar kim öle kim kala, öyle bir durumda.

ama askerlik. dediğiniz gibi, bu aralıkta askere gitsem, döndüğümde aynı cesareti bulabilir miyim bilmiyorum. sıkıntı orada işte.


of askerlik offff. çok lazımsın ya off
  • tchuck  (06.07.13 22:03:21) 
@liriamer, 3 ay sonra tekrar çıkmaacağım ki. tecilim 2014 aralığa kadar. yüksek lisansla 16'ya kadar uzatabilirim üstelik.


  • tchuck  (06.07.13 22:05:08) 
Geçtiğimiz 3-5 yıl içinde aynı yol ayrımlarından benzer kaygılardan geçmiş biri olarak ilk tavsiye edeceğim şey ilk iş olarak askerliği bitirmen olacak. Kesinlikle ve kesinlikle önce askerliği bitir, o işi aradan çıkar.

Ondan sonra da bence İzmir'de iş bakmalısın, herkes İstanbul'a gele gele yukarıda bahsettiğin özellikler artık İstanbul'da piyasada kolayca bulunabilen genel geçer sıradan özellikler oldu.

İstanbul'da herhangi bir firma kariyer sitelerine yüksek lisanslı, askerliğini yapmış, yurtdışı eğitim veya çalışma tecrübesi olan en az 2 yabancı dil bilen gayet üst seviye bir ilan girdiğinde bile anında binlerce tarife uygun aday bulabiliyor ve bu çalışanları hemen kolayca İstanbul gibi dev bir havuzda kolayca bulabildiğinden düdük kadar maaşa mahrum bırakıyor. O maaşla da 2-3 kişilik evlerde yaşıyorsun, sosyal hayatından, alışverişinden kısıyorsun, yaşamından kısıyorsun. İstanbul'da diğer şehirlerden İstanbul'a bakıldığı gibi limbo bir hayat yok. Gerçekten İstanbul'un keyfini rahatını yaşayan, sefasını süren nüfusun toplasan belki %15 idir.

Bütün bunların yanı sıra İstanbul'da yaşam koşulları çok düşük, çok hırpalıyor şehir insanı, normal standart bir günde bile dayak yemişe dönüyorsun. Bütün otobüsler metrobüsler balık istifi, trafik ilerlemiyor, ulaşım pahalı, gezme tozma pahalı, avmler dükkanlar barlar sahil her yer kalabalık, hastaneler şişmiş durumda, şehir doldu artık...

Askerliği bitir önce, sonra İzmir veya Antalya'da iş bak derim.
  • 3200  (06.07.13 22:07:12) 
tecilini bozdurup aralık'ta askere git. sonradan iş bulman kolaylaşacak. askerlik gözünü bu kadar korkutmamalı.


  • zgrydn  (06.07.13 22:10:18) 
kesinlikle aralıkta askere git. her ne kadar yüksek lisans ile ertelerim diyorsun ama seni kim işe alırsa alsın, adam günün birinde askere gidecek gözüyle bakarak alacak. hem askerdeyken iş güç nolacak diye düşünme stresin de olmaz.
askerliğin son zamanlarında yavaştan iş bakmaya başlarsın hem.
hiç gerek yok böyle bir maceraya atılmana
  • kafkef  (06.07.13 22:13:00) 
ben olsam ben de gözümü karartırım ama uyku tulumuyla otostop çekerek gezerim bu seneki aralığa kadar. ordan da askerlik oh mis


  • 102030  (06.07.13 22:44:01 ~ 22:49:44) 
soyle bisey gormustum:
www.facebook.com

bi cv salla baksinlar.
  • groovettyn  (07.07.13 20:28:18) 
@kafkef, galiba dediğiniz gibi askerliği öne alıcam.

askere kadarki vakitte napsam ki diye düşünüyorum. keşke askerlik diye bir şey olmasaydı ve hevesimi kaybetmeden hemen gitseydim istanbula. gözümü karartmışekn
  • tchuck  (10.07.13 23:58:34) 
[]

Öğrenci için en uygun kredi kartı

Merhaba arkadaşlar,
Bugüne kadar sabrettim, kredi kartına yanaşmadım ama artık internetten alışveriş için elzem olduğuna hükmettim. İstemeye istemeye bir kart edineceğim. Haliyle kredi kartlarında tecrübesizim. Size göre öğrenci için en uygun kredi kartı hangisidir ve neden?



 
Önceden iş'te üniversiteli (iş bankası) kullanmış biri olarak şu an exi26'dan (akbank) çok memnunum. Yıllık aidatı olmayan kart yok şu an, iş bankası hiç almazken 20 lira ücret koydu bi anda ve naparsan yap geri de vermiyolar. Akbank ilk sene almıyor sonra da 10 veya 15 lira demişlerdi. Yanılmıyosam kredi kartı alınabilecek düzgün bankalar arasında en uygun aidatlı olan exi26.

Exi26 verdiği limiti de esnek tutuyor. Gelire göre bi limit veriyo, işbankası direk 300 lira limit veriyo mesela.

Ben hep kıyaslamış oldum ama bu arada iş'te üniversiteliyi de anlatmış oluyorum diye devam edeyim öyle anlatmaya.
Bu chip para, puan olayları akbankta daha hızlı birikiyo. Aldığın şey küçük ve alakasız bi şey de olsa chip para birikiyo. Oranı da iyi. İş bankasını 2 seneye yakın kullandım 6 lira anca birikti. Exi26 kartımda 2 ayda 3 lira birikti.

Bide banka olarak akbank daha rahat, sorunsuz bi banka. Sıkıntını söylediğinde çözüme yönelik bi şeyler yapıyolar. İşbankası da iyi ama kurumsal takılıyolar. Sıkıntını söylediğinde talebini alıyolar, bahane üretiyolar çözüm biraz gecikiyo. İşbankası müşteri kaybetmekten korkmuyo, ondan dolayı da rahat.

Ben şahsen exi26dan çok memnunum tavsiye ederim.
  • gupon  (23.07.13 12:50:54) 
finanscard go kullanıyorum. 10 lira yıllık ücret var. 100 liraya kadar faizsiz nakit veriyor. ekstre taksitlendirme yapıyor. öğrenci için çeşitli güzellikleri mevcut yani.


  • tescillimarka  (23.07.13 13:11:44) 
işte üniversiteli ve play.


  • ayn-i cemin bülbülü  (23.07.13 13:22:29) 
çünkü öğrenci için önemli olan atm şubesinin fazla olması ,
üyelik ücretleri,
limit,
internet bankacılığı


en gelişmiş olan bunlar.
  • ayn-i cemin bülbülü  (23.07.13 13:23:17) 
@tescillimarka, ekstre taksitlendiriyor eyv. da onun da parasını alıyor hayrına yapmıyor yani.

finanstan uzak dur
  • ayn-i cemin bülbülü  (23.07.13 13:23:48) 
kimse bonus genç'ten bahsetmemiş. Yaptığın alışverişi 12 aya kadar taksitlendirme, ödeyemediğin ay ekstre atlatma, veya 6 aya kadar öteleme olayı var. hepsi tabii ki ücretli ama mesela taksitlendirme her ay için 1 tl. yeni aldım, şimdilik memnunum. bu arada kart ücreti yok.

www.bonus.com.tr
  • gsgsgsgsgsgsgsgs  (23.07.13 13:40:41) 
bence en az özellikli kartı al. özellik demek harcama yapmak demek, geç yatırmak demek, nakit çekmek demek, sen sonunda pişman olmak demek.
bu noktada tavsiyem ziraat genç kart. 500 lira limiti var. kart ücreti falan yok.

  • ferishtah  (23.07.13 16:53:33) 
[]

SMMM Hk.

ya internette araştırdım da google sağolsun pek güncel bilgi sunmuyor, 2007-2008 yılından bilgilerle doldum. Ben aldığım bilgileri söyleyeyim, değişen bir durum varsa siz uyarırsınız beni.

1. ilk başta, smmm staj başlatma için başvuruyoruz, ciddi bir meblağ para ödüyoruz?
2. bu başvuru sınava girmemizi sağlıyor, sınava giriyoruz.
3. bu sınavdan en az 60 almamız gerekiyor?
4. eğer 60 alabilirsek, aldığımız bu puanla 1 sene içinde, belirtilen dönemlerin birinde bir smmm yanında staja başlamamız gerekiyor.
5. bu staj 3 sene sürüyor.

buraya kadar hepsi doğru değil mi? hiçbir değişiklik ya da eksik bir bilgi yok yani? (eksik bir şeyler varsa ve tamamlarsanız sevinirim)

bir de son olarak sizden, smmm staj başlama sınavlarının konu dağılımını alabilirsem ve tavsiye kitap söyleyebilirseniz tamamdır.

(bu arada işletme mezunuyum)

 
SMMM yasası 3568 nolu yasadır. Buradan devam edebilirsin araştırmaya.

www.tesmer.org.tr
  • [silinmiş]  (16.08.13 10:21:42) 
Ek bilgi olsun:
Staj başlatma sınavı için oda 2 aylık kurs açıyor, eğer o kursa katılırsan sana bir belge veriyorlar ve 3 sene staj sürenden 3 ay düşüyorlar.

  • battal gemalmaz  (16.08.13 10:37:47) 
evet benim de bildiğim kadarıyla en güncel bilgi budur.

ama hocam soruya cevap değil ama çok ciddi bir smmm'den tavsiyedir. bunun için bu kadar kasacağına kpss kursuna gidip kpss'ye çalış. maliye'de hesap uzmanı falan olmaya bak. büro açtım, mükellef bulddum bulamadım, para alamadım, beyannameyi unuttum ceza yedim dertlerin olmasın. bütün smmm'ler de karşında ceket iliklesin. smmm olmak için çalıştığın kadar çalışsan kralını olursun.

yine de hevesini kırmış gibi olmayayım ama...
  • kibritsuyu  (16.08.13 10:50:43 ~ 10:51:35) 
kibritsuyu bürocu ben de şirkette çalışan smmmyim, bu kadar çok uzun yol ile smmm olana kadar kpssye çalış sonra devlette maliye ile ilgili yerlere girmeye çalış daha iyi.

not: ingilizcen ana dilin gibiyse şirketlerde de iyi para kazanma ihtimalin var.
  • amarat  (16.08.13 11:55:44) 
[]

Hukuksal bir mevzu: Şantaj suçlamasıyla karşılaşmak. (işçi, işveren arası)

Merhabalar,

kuzenimin içinde olduğu bir mevzu var. belki okurken biraz kopuk gelebilir size. yine de sabır gösterip, hepsini okuyup, soracağınız soruları sorup, ona göre en azından (avukat ya da hukukçu olmasanız bile) fikrinizi belirtirseniz çok seviniriz. Onun, bu konuyu arkadaşlarına sorduğu maili kopyalayıp aynen ekliyorum. kendisi muhasebe bürosunda ofisboy tadında çalışmaktadır. iş sözleşmesi yoktur. her ay elden verilen maaşını (daha doğrusu 1-2 müşterinden alınan aylık ücreti bizzat kendi gidip alıyor ve maaşına sayılıyor) aldığına dair imzaladığı bir bordro yoktur. ve inanılması güç ama asgari ücretin altında çalışmaktadır. neyse geri kalan herşey copy-paste. bir de resim ekliyorum. yazıda ondan bahsediliyor;

....

hacılar bana akıl fikir jimnastiği lazım.

en temiz özeti geçeceğim şimdi:

işyeriyle olan 2-3 senelik çürüme halini biliyorsunuz. dükkan yeni bir ofise taşındı. ama eskisi de geçici süre açık kaldı. ben, 15 yıllık çalışan başka bir eleman ile oraya gidiyorum hep. artık işyerine yaptığım kabaca 2 iş kaldı. şifrelerle aylık ssk'ları girmek. ve aylık muhasebe makbuzlarını kesmek. bunu da ufak ufak elimden alıyorlar. yıldırma politikası.

ofisin yalaka elemanı (yeni büroya gidip geliyor o) şifreleri istedi geçen ay. onlara "tamam yolladım" diyip mail ekindeki çalışmayı yolladım.

açıklaması şu şekildedir:

1) ar (ve namustan yoksun) muhasebe : bizim büronun adı ar muhasebedir. o yüzden öyle yazdım.

2) dacik birliği: ERMENİ HRİSTİYAN kökenli ya bunlar. patron ve yalaka sağ kol. bizim gibi müslümanlara kendi aralarında dacik diyorlar. bizim gevur diyişimiz gibi.

........


bunun üzerine eleman bunu yazdırıp göstermiş. hepsi görmüş. eleman bana "yetenekli adamsın, hepimiz güldük" diye sms attı. o kadar.

aradan 15-20 gün geçti. ben yüzlerini görmedim hiç. her gün işe de gitmiyordum zaten. işte uzaktan işleri hallediyordum falan. çünkü misal ayın son günü sigortalar mı ödenecek? bana veriyorlardı parayı. mesai sonrası ben eve gidip internet bankacılığı ile gece 12'ye kadar bilgisayar başında ödeme yapıyordum vs. neyse mart ayı bitti. diğer arkadaş artık daha fazla çalışmayacam dedi. ihtarname çektirdi işte. 15 yıllık eleman sonuçta. her türlü yasal hakkı var. ben de daha fazla tek kalmayayım ve aynı anda bastırayım diye 1 nisan'da koca bir mail yazdım 2 sayfalık. ne varsa kustum kendi tarzımda. onu da şöyle ekleyeyim:


------
1 nisan'da yazdığım mail:

Başlama notu: Öncelikle elinizde kahve dünyasından alınmış karton kutuda kahve falan varsa onu güvenli bir kenara bırakın.

Şu ya da bu şekilde, etki-tepki, kelebek etkisi, domino taşı, neden-sonuç, kader vs gibi adına ne derseniz diyin, belli bir evrensel ve matematiksel işlemler sonucu tam da "şu noktaya" gelmiş bulunuyoruz. Bunların geriye yönelik muhabbetini, hesap kitap muhasebesini bu yazıda değinmeyeceğim ve lafı da fazla uzatmayacağım. Zaten o tarz bir "geriye yönelik tatava yapmak" ancak sizlerin ayarı-çoktan-kaçmış çenenize ve şişip şişip inmekten folloş olmuş ego'larınıza göre bir davranıştır. Bu şansı da vermeyeceğim size. Bunları ancak geriye yönelik imalat hesaplarken yaparsınız artık üstün muhasebeci meziyetlerinizce... Öte yandan zaten diğer dacik arkadaşım, tüm bunları, 1 seneden beri haddinden fazlasıyla konuştu, anlattı, yazdı, çizdi büyük bir sabırla. O da onun takdiridir. Yoksa benim için bırak yazıyla anlatmayı, yüzyüze dahi konuşmaya tahammül edilesi insanlar değilsiniz uzun süreden beri. Söyleyecekleriniz ego'nuzun en kokuşmuş çukurlarından çıkacağı için en fazla bir kulağımdan girip, diğerinden çıkacaktır. Yani size baktığımda sizi değil, aslında arkanızdaki boş duvarı görmekte olacağımdır.
Bu yüzden bu yazının geriye doğru değil, ileriye doğru bir amacı vardır. Şu noktaya kadar, çifte standartın kol gezdiği bir ortamda, bana önerilmiş olan "ne kadar ekmek, o kadar köfte" fikrini uyguladım. Yoksa elime falçatayı alıp birilerinin gırtlağını kesmiş olmam gerekiyordu durumu dengelemek için. Onun yerine öfkemi kontrol ettim, egoma yenilmedim (tavsiye ederim sizlere de bunu, belki bir gün siz de becerirsiniz ölmeden, çok zevkli birşey) ve ekmek-köfte muhasebesi yapmayı sürdürdüm. Bu öneriyi de bana hepimizin rüyalarına (ya da kabuslarına) bir şekilde girmiş olan bastonlu bir aksakallı dede vermişti zaten.

Ama tam şu anda, mevcut ekmeği de elimden almaya kalktığınız için yeniden gözden geçirmek zorunda kaldım köfte-ekmek formülünü. Ve bu yazı da o yüzden ortaya çıktı işte. İleriye yönelik köfte-ekmek taslağını açıklıyorum huzurlarınızda;

BU İŞ YA ŞU ŞEKİLDE YÜRÜYECEK;
-Bir çok sigorta şifresi ve smm makbuzları bende.
-Makbuzları kesip, stopajları yapıp, sigortaları girip her ayın 15'ine kadar elinize göndereceğim. Giriş, çıkış, kira artışı, smm ücretleri gibi değişiklikler varsa bana mail ile bildireceksiniz.
-Dışardan çalışacağım. Malumunuz 3 kişilik ofise 5-6 kişi doluşup, kucak kucağa oturmak, trencilik oynamak hoş olmaz.
-Bunun karşılığında sigortam devam edecek ve garbis'e gidip o ayın hesabında ne yazıyorsa onu alacağım.




YA DA BU İŞ ŞU ŞEKİLDE SONLANACAK;
-Sigorta çıkışım "İŞVEREN TARAFINDAN" şeklinde sonlanacak. İşkur'a başvurup işsizlik maaşı alacağım.
-Hakettiğim tazminat hesaplanacak. Ve ben onun 3'de 1'ini size hibe edeceğim. 3'de 2'sini alacağım. Daha fazla ikram yapamayacağım. Malum 3 senedir de asgari geçim indirimini alamıyorum zaten. Peşin ikram gibi düşünürsünüz artık onu da.
-Ben de elimde ne kadar evrak, şifre, makbuz varsa size teslim edeceğim.

Velhasıl-ı kelam gördüğünüz üzre 2 seçeneğiniz/miz var. Haaa ! olur ya hani, bunlar hoşunuza gitmez, şeytani doğanız anında işlem yapmaya başlar, ve hatta "ruhu gülyabani haline gelmiş olsa da, kendisini bilge sanan bastonlu bir aksakallı - aksaçlı dede" rüyanıza girip size çeşitli fikirler sunar ve 3. bir seçenek yaratmaya çalışırsınız diyelim. Bu da, tutanak tutturmak olur, "istifa" yazıp işten çıkarmak olur vs vs. Bunun için de tek bir şey söylüyorum:
H O D R İ M E Y D A N !...
elinizden geleni lütfen, bakın, rica ediyorum, ardınıza koymayın. Ben düşersem, sizi de düşürürüm. Alın size muhteşem bir paradoks işte. Beni her zaman gördüğünüz gibi, karton bir karakter olarak görürseniz, sözlerimi blöf olarak alıp, bildiğinizi okumanız gerekiyor. Yani hafife almanız lazım beni. Yok eğer şüpheler oluşmaya başladıysa da seçeneklerden bir tanesini seçeceksiniz. O zaman da beni hep gördüğünüz karton fikriniz ile çelişeceksiniz. :) Bu çelişik bilmece de size JOKER'in son hediyesi olsun...

DİPNOT 1: seçiminizi bildirmediğiniz takdir de 1. seçeneği seçtiğinizi varsayıp ona göre hareket edeceğimdir.

DİPNOT 2: eee ama ben size en başında dedim ya o kahveyi bir yere koyun diye. gördünüz mü noldu. sinirden yumruğunuzu sıktınız ve her yer kahve oldu. :)

NİSAAAAAAAAAAAAAAAN BİİİİİİİİR !...

------
------

yazıda geçen hodri meydan kısmını şöyle açıklayayım. işyerinin müşterilerini dolandırdığı durumlar var. hiç bir müşteri bilmiyor bunu. ofis çalışanı olarak ister istemez bunları gördük. işte hesap kabartma gibi diyeyim anlayın siz.

neyse işte ondan sonra, dün bir firmanın ssk'sını yapmak için sisteme girince şifrelerin değiştiğini görmüşler. o işleri ben yapıyorum diye arada şifreleri değiştiriyorum güvenlik gereği. bana mail atmış yalaka. "şifreyi ver yoksa sigortaya gidecem yenisini alacam" demiş. "veremem, söyleyin ben yapar, size mail atarım" dedim. "iyi sen bilirsin" diyip bu sabah gitmişler. babayı almışlar. çünkü yeniden başvuru yapmaları gerekiyormuş. ben tüm şifreleri değiştirmedim bu arada. bazılarını değiştirdim. kalan tüm şifreleri de onlar değiştirmiş hemen. eleman bana "tebrikler sana muhtaç kaldık, o zaman şu x firmanın işini yap acilen mail at bana" demiş. ben de "bunu dün isteseniz yapardım, ama bu son hareketleriniz iyice kredinizi düşürdü. geçen ay alamadığım maaşı hesabıma yatırın istediğinizi yapayım" dedim. "sen önce iş yap, para sonra bakarız" demiş. yapmadım ben de. maaş konusu da şöyle. ben müşterilerden alıyorum maaşı. belli bir 2 yer var. oralara gidip benden önce almışlar hesabı geçen hafta. maaşı alamamış oldum yani. "para istiyorsan şifreleri yolla" demiş ayrıca. "şifreleri tazminatımın 3de2'si yatınca vereceğim nokta net" yazıp yolladım. gün işi değişik mesaj trafiği oldu. beni sürekli arıyorlar ama hiç açmadım. sonra eleman "5000 tazminat veririz. yoksa kendini paralar durursun" demiş. 8-9 yıldır sigortalıyım bu arada. ondan öncesi 5 yıl da sigortasız çalıştım. en son akşama doğru "lan iş boka sarıyor, avukat geldi, aç şu telefonunu" demiş. bu avukat da bunların aile dostu gibi bişey. arada bazı işlerine bakıyordu bizimkilerin. adamla ofiste 3-4 kere görüşmüşlüğümüz, selamlaşmamız vs var.

hal böyleyken bu akşama doğru avukat bana bir mail atmış. onu da şimdi buraya ekliyorum kopyala-yapıştır olarak. size nasıl görünecek bir bakın bakalım. fikrinizi dinlemem lazım. haftasonuna girmemiz güzel oldu. pazartesiye kadar nasıl hareket edeceğim bir kafa mahkemesi yapalım.

avukatın maili:

Ben Avukat ahmet-mehmet ( Patronun hasan-hüseyin’in Avukatı) Cemil; gönderdiğin 2 Sahifeden ibaret e-mailin bana ulaştı .Doğrusu ilk başta yazılanlara inanamadım. Bu kadar senelik hukukumuz var. hasan-hüseyin’ide en iyi tanıyanlardan birisi de benim. O kendine
Zarar verir, çalışanlarına zarar vermez. Hal böyleyken yazdıkların akla hayale sığıcak şeyler diil.

İş-alacak verecek meselesi ise her zaman yanındayım. Ancak “elimde ne kadar evrak, şifre, makbuz varsa, dediğimi yaptığın takdirde teslim edeceğim demen TAMAMEN ŞANTAJ’dır. İşin hukuki boyutunu daha fazla yazmıyorum.

Seni tanımasam ve patronunla ilişkilerini bilmesem bir başkası olsa 1 saat içinde kendini emniyet müdürlüğü hırsızlık masasında bulurdun.

Yapılan tamamen emniyet suistimalidir. Sana hiç yakıştıramadım. Telefonunu aç bende geliyim oturalım bu işi bir hal çairesine bağlıyalım. Aksi halde herkes zarar görür. Bu e-maili bu işe bir çekidüzen vermen için bir ağabey olarak yazıyorum. Telefonum 0xxx.xxxxxx dir. Aç konuşalım.

Aksi takdirde işi mecburen hukuki mercilere taşımak zorunda kalacağımı üzülerek bildiririm.

-------
_______


durum böyle. okuduğunuz için teşekkürler. konu içinde konu, dava yanı davalar var görünse de özellikle sorduğum merak ettiğim şey; bunun cidden şantaj özelliği var mı? hapis cezası çıkar mı? hareket şeklim ne olmalıdır?

 
şantaj konusunda bişiy diyemem, pek ciddi bir şantaj yok gibi ama iyi bilen birine sormak lazım. ancak 5 yıl sigortasız çalışmış, üstüne 8-9 yıl da sigortalı. bence avukatla işi çözse iyi. (keşke en başta bunlara girişmeden bi avukata sorsaydı.)

şerefsizlerle baş etmek zordur, hakkını hukuk yoluyla arasın.
  • tedirginlik hucresi  (05.04.14 02:31:46) 
2 bilgi ekleyeyim:

1) şirket değilmiş. şahıs firması. düz muhasebe bürosu.

2) bu maili kendi mailinden ofisin mailine atmış. kendi mail adresi isim-soyisim@blabla.com şeklinde değilmiş. tuzluk@blabla.com gibiymiş. sadece mailin "görünen ad" kısmı gerçek adı ve soyadı imiş. bir de mailin içinde kendi adını hiç belirtmemiş. sonuna da eklememiş.
  • matrix  (05.04.14 03:46:58) 
şimdi anladığım kadarıyla kuzenin 1 nisan şakası yapmak istemiş ama adamlar ciddiye almışlar bunu işler kızışınca. bi nevi eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürmüş. eğer ben yanlış anladıysam sonrasını okumana gerek yok :)

ama durum bu şekildeyse zaten her gün çalışmadığı bir işte part-time görünür ve asgari ücretin altını alması çok extrem bi durum değil. ama sigortasız çalıştığı dönemler ciddi suç unsuru. bir de ben yazmadım başkası yazmış üstüme atıyorlar suçu şeklinde bi savunmaya allaşkına girmesin.
  • exist is pretty  (05.04.14 09:36:52) 
exist is pretty: (kuzenin ağzından cevap ekliyorum)
aslında 1 nisan şakası falan değil. sadece o gün attığım için maili kendi tarzımda mizahi olarak bağlamak istedim. "böyle bir günde alın size böyle bir mail.. şaka mı gerçek mi siz düşünün" tadında. yoksa öyle "ben yazmadım kiiiiii" demeyi düşünmüyorum.

gelmediğim günler için resmi bir anlaşma yok ama. yani bu işyerinde hiç bir şekilde iş sözleşmem yok en başından beri. "işe gelmiyordu zaten efenim" diye tutulmuş bir tutanakları da yok.

bir de sigortasız yıllara ait makbuzların kopyalarını buldum ne şansa ise artık. hep benim yazım var. zaman aşımından güme gider mi onlar bilmiyorum ama bariz olarak sigortasız döneme ve sigortalı döneme ait makbuzlarda hep benim yazım var.
  • matrix  (05.04.14 11:21:58 ~ 11:23:25) 
başka fikri olan arkadaşlar yok mu?


  • matrix  (05.04.14 19:46:36) 
hukuk forumlarından gelen 2 ayrı yanıtı eklemek istiyorum:

1) Şantaj başka nasıl olur ki?
Siz bunları yazmak yerine yapabileceklerinizi araştırsaydınız, eliniz çok güçlü olacaktı. Ama şu anda, ispatlı bir şekilde şantaj yapmış gibi görünüyorsunuz.
Avukatın söyledikleri oldukça mantıklı görünüyor. Bence gidip konuşun, belki istediklerinizin tamamını hatta fazlasını bile alabilirsiniz.

2)Bu kıdar kısa bir sürede, inanılmaz bir saçmalama, hatalı davranış sergileme hızı göstermişsiniz, takdire değer gerçekten.
Biraz kendinizi seviyorsanız , avukatla hemen görüşüp, olayı tatlıya bağlamak için çaba harcamak kendinize yapabileceğiniz en büyük iyilik olacaktır.
  • matrix  (05.04.14 20:57:36) 
[]

Kariyer mi, hazir para mi ?

Diyelim ki ortalama bir pozsiyonda ortalama bir maasla (3-4 civari) calisiyorsunuz, kariyer imkani var vs.. Boyle giderken bir uerden miras falan kalsa, hazir para, 2-3 ev, kira geliri vs. Aylik geliriniz soyle 7-8 seviyelerine gelse hala kariyer yapmak icin kasar misiniz ? Yoksa lan zaten para icin calisiypruz, maas + digerleri fazlasiyla yetiyor ne yorucam kendimi der akisina mi birakirsiniz ?

Biz bugun sirkette konustuk herkes mikerim kariyerini dedi, yoneticimiz dahil.


 
İş arkadaşlarınız ve yöneticinize katılıyorum..


  • mutekebbir  (25.08.14 20:10:59) 
herkese katılıyorum


  • oldboy  (25.08.14 20:11:34) 
bana öyle bir şey olsa işi de bırakıp kirayı falan yerim. sikmişim işini. dünyaya hizmet etmeye çalışmaya gelmişiz sanki anasını satayım. şu anlık öyle olabilir ama umarım değişir.


  • nun  (25.08.14 20:12:34) 
7-8 maaş varsa daha neyin kariyerini yapacaksın ki zaten.


  • baldur2  (25.08.14 20:12:56) 
Ben çalışırım aynen ama sabah kalkması yine zor gelir. İşin yakınlarındaki bir otelde kalabilirim.


  • aychovsky  (25.08.14 20:13:38 ~ 20:14:02) 
kaybedecek bir şeyin olmadığında kariyerin adına daha rahat ve seçici adımlar atabilirsin.


  • vonkhar  (25.08.14 20:14:25) 
hayatta yormam kendimi o tarz bi şirket kariyeri için, bir zevki var mı ki, kendini ne açıdan geliştiriyorsun ki? sinir stres sadece. gider gezer tozar, üniversiteden üniversiteye geçer en fazla akademik kariyer için uğraşır ya da ticarete atılırdım belki zevkine. sonra piyango çıkıp da iki yılda suyunu tüketenler kervanına katılırdım herhalde


  • neseranni  (25.08.14 20:16:00 ~ 20:17:02) 
Yemişim kariyerini de işini de


  • jamalbsf  (25.08.14 20:16:33) 
Eğer %51 sevdiğim bir iş ise devam ederim.

Hiç sevmediğim, nefret ettiğim, servisle giderken yol hiç bitmesin dediğim bir iş ise anında yollanırım. Zamanla üç beş bir şey getirecek, vakit öldüreceğim antin kuntin bir iş yaparım.Mesela atölye açıp cam üflerim, el yapımı maket uçaklar yaparım, keçe işlemeciliği yaparım vs...
  • Evocati  (25.08.14 20:16:56) 
Eğer o işi yapmaktan mutluysam ve huzurum varsa, çalışırım. Hem insanın tuzu kuruyken çalışmak da hobi gibi olur zaten.


  • Thredith  (25.08.14 20:18:00) 
7-8'i bırak, elime düzenli olarak hazır 3bin lira geçse direkt bırakırım işi.


  • trinitrotoluen  (25.08.14 20:18:57) 
Ben calismaya devam ederdim, o da bos oturmiyim diye. Maas + diger gelirlerle ayda 7-8 bin kazansam, yani duran paranin uzerine eklenmeye dwvam etse oylesine cakisirdim vakit gecirmeknicin, 40 yasinda falan da birakirdim herhalde. Ruyalar gercek olsa.


  • kint  (25.08.14 20:26:14) 
elde ettiğin geliri akıllı kullanırsan tabiki işi gücü bırakırım ama unutmaki piyango çıkmışlar kişilerin birçoğu eski hallerine geri dönmüşler.. bir nevi yazılı olmayan kural bu.


  • monreve  (25.08.14 20:27:42) 
yok ya hayatta birakmam ben calismayi, is degil meslke sahibi bir insanin calismayi birakma karari verebilecegini de zannetmiyorum. aksine isimle ilgili daha fazla yatirim yapma sansina odaklanirdim. mesela yok mu sizin meslegin bir duayeni, hic onunla calismayi veya onun gibi olmayi hayal etmediniz mi? nerede kaldi kisisel gelisim, motivasyon? yarin obur gun cocuklariniza asalak olmayi mi ogreteceksiniz? sizin akrabaniz calismis cabalamis yillarca birikim yapmis soyundan birisi gelsin dagi yesin bitirsin diye, valla iste bu olmasin gavurlar cocuklarina para birakirken sartlarla birakiyorlar, sebebini de gormus olduk.


  • mavicorap  (25.08.14 20:48:39) 
Kariyer mi? Net geo fotografcisi degilsem alirim 7-8i kariyerle vedalasirim


  • durbikonusucaz  (25.08.14 20:57:08) 
cash on the table.


  • ironiden anlamayan dunyasiz  (25.08.14 20:58:55) 
hacı ne kariyeri amk. kariyeri mezara mı götürücez.
hepimiz isteklerimizi karşılamak için çalışıyoruz, kariyer amacımız da o: 40 yaşına geldiğimizde, vasıfsız bir eleman olmamak çünkü olursak, o zamanki taleplerimizi karşılayacak parayı bize vermezler.

o yüzden bana bir yerden miras kalsın. koyarım götüne pinekle gitsin. belki tek tük iş denemelerinde bulunurum, ama hiç kendimi derde sokacak saçlarımı dökecek işler değil. vakit geçirmelik işler.
  • kamera motor  (25.08.14 21:00:11) 
yemisim kariyeri


  • exlibris  (25.08.14 21:13:00) 
sıkıntıdan patlamayacak mısın çalışmayınca? şahsen bir şeyler üretmeden ya da boş boş oturarak hayatımı geçirebileceğimi sanmıyorum. hobi falan da bir yere kadar. hobi edinsen de alanında uzmanlaş sonra kulüplerde falan ders ver sertifika alıp.


  • harekatamiri  (25.08.14 21:13:26) 
O Parayla is kurarim ama kariyerimi birakmam. Ya da gidip gastronomi filan okuyabilirim aslinda, daha degisik seyler yapabilirim.


  • fortisvita  (25.08.14 21:37:19 ~ 21:39:08) 
beni kesmez, gözüm yükseklerde.


  • archmage mahmut  (25.08.14 22:09:06) 
Hazıra dağ dayanmaz derler.. İş hayatımı sene içinde 3 kez birer ay kaçabilecek düzene sokar mümkünse bağımsız kendi işimi yapardım..


  • nwnd  (25.08.14 22:51:05) 
Asla evde durmazdım. Kalifiye bi işletme kurardım yeme içme üzerine.


  • omer gibi  (25.08.14 23:49:53) 
Ne kariyeri birader, köleliğin süslü adı o..

1 gün durmam daha da tozumu bulamazlar ..
  • kennym  (26.08.14 08:28:42) 
kariyer illa asgari ücretle haftada 6 gün köle gibi çalışmak değildir. ben işime de devam ederdim ama akademik kariyere de göz kırpabilirdim belki.


  • merena  (26.08.14 08:38:00) 
Yatar parayı çalıştırırım.


  • arnold schwarzeneger  (26.08.14 09:28:03) 
[]

gittigidiyor Alışverişimde Sorun Çıktı, napabilirim :((( lütfen yardım

bu siteden ilk defa alışveriş yaptım, thy boeing 777 maket uçağı için sipariş vermiştim. ürün tanıtımında orjinal kutusu içinde diyordu ama ama gelen uçak airbus a380 kutusu içinde geldi, midem bulandı açıkçası. bir de bir arkadaşım masanın üstünde duran uçağa eline alırken masanın üstüne düşürdü ve maketin sol motoru koptu, ya bu kadar kolay bir şekilde bozulması sinirimi bozdu ya.

bantla yapıştırdık ve çok sakil bir görüntü oluştu. 150 lira da para vermiştimbu uçağa enayi gibi.

gittigidiyor'dan gelen mailde: "Bu ürüne 5 kasım 2014 tarihi saat 19:48'e kadar onay vermeniz gerekmektedir." diyor. ama onay vermek istemiyorum bu koşullar altında napayım ya ? vermezsem nolur ki ?

ve yukarda anlattığım uçağın değişimi için napabilirim?? satıcıya mesaj atsam olay çözülür mü ? ilk defa alışveriş denedim burdan ve hiçbirşey bilmiyorum :((

 
arkadaşlar bilenlerin yardımına çok ihtiyacım var :(gittigidiyor'da yeniyim ve herşey o kadar karmaşık geliyor ki napıcam bilemiyorum.

ürün değişimi için napmam gerekiyor
  • she is a lady  (05.11.14 18:31:37) 
uçağı kırmışsınız artık bir değişim olmaz normal olarak. en fazla boing kutusu isteyebilirsiniz, koleksiyon yapıyorum bana lazım, diyerek.

o onay olayı da satıcıya para yatması ile alakalı. onay vermediğiniz zaman para satıcıya ulaşmaz. ama onun da prosedürleri var.
  • c1b2k3  (05.11.14 18:41:13) 
mesaj at ürün hem orijinal kutuda değildi hem de kırık çıktı geri gönderiyorum diye.

tabii normalde böyle bir şey demem ama iğreniyorum böyle yalancı satıcılardan her şey müstahak bunlara. orijinal kutu deyip başka bir kutuda gönderdiğine göre maketin de orijinal olmama ihtimali vardır belki ? gerçi hiç anlamam maketlerden ama...
  • proletarier aller lander vereinigt euch  (05.11.14 18:43:04) 
satıcıya mesaj atıp durumu bildirin, değişim istiyorum deyin. ondan gelecek cevaba göre hareket edersiniz.


  • icemint  (05.11.14 18:46:36) 
onayla butonu yanında sorun bildir butonu vardı onu seçtim.

"iade sürecini başlattınız" yazıyor,değişim seçeneği çıkmadı :((

satıcıya mesaj kısmı vardı, ürünün orijinal kutusunda gelmediğini ve sol motorunun koptuğunu yazdım. başka napabilirim ki ?

@comptrol, ya bu kadar kolay kopması normal mi ? daha aldığımın 2. günü çıktı motoru. öyle haftalarca aylarca kullanmadım yani.
  • she is a lady  (05.11.14 18:56:51) 
başka yapacak bir şey yok bekleyeceksin.


  • proletarier aller lander vereinigt euch  (05.11.14 19:05:38) 
Ahahahahaha çok iyi ya.
Niye bu kadar endişeleniyorsun :), kırık çıktı de gönder geri. Bende normalde böyle yapmam ama öyle göte böyle yarak

  • saksı  (05.11.14 20:16:33) 
[]

ATM yatırdığım parayı kabul etmemiş. ne yapmam lazım?

bugün saat 13 sularında kadıköy'deki eminönü vapur iskelesinde yapı kredi atm'sine 200 lira yatırdım. kendi kredi kartı borcumu ödedim. ben işlemi onayladım, onayladıktan hemen sonra ATM kafayı yedi. vapuru kaçırmak pahasına önünde 8-10 dakika kadar bekledim, kendi kendine tekrar başladı falan ama bir türlü gelmedi geri. "lütfen bekleyiniz..." kısmında takılı kaldı. kartımı verdi ama sapıtmadan önce sağolsun. kartı çıkarıp sapıttı yani.

neyse deyip devam ettim, ben parayı yatırdım sonuçta almıştır diye düşündüm. az önce içime kurt düştü, internet bankacılığından kart borcuma bakayım dedim ve değişen hiçbir şey olmadığını gördüm. 200 lira yatırıldığı falan görünmüyor.

şu an şehir dışındayım ben. pazartesi günü döneceğim. şubeye mubeye de gitmek istemiyorum, istesem de gidemem sakatım.

ne yapayım şimdi, yapı kredi'yi arayıp söylesem hallederler mi? kamera da vardı orada. ATM kendine gelince benim 200 lirayı çıkarıp başkasına falan vermiş olamaz di mi yapmaz öyle bi saçmalık?

çıldırırım bu paranın üzerine yatarlarsa. ne yapmam kiminle konuşmam lazım benim şimdi lütfen bi yol gösterin.

 
ararsanız sorun hallolur muhtemelen


  • yazmamaya yemin eden adam  (14.11.14 22:05:07) 
sakin. önce bir çağrı merkezini ara, oradan yönlendirirler lazımsa. çağrı merkezi de halledebilir.


  • devilred  (14.11.14 22:05:26) 
geçen aynısı benim de başıma geldi. ziraat atm'sinde oldu.
aradım anlattım durumu hemen. OK dediler. 2-3 gün sonra sms geldi, paranız hesabınıza geçti diye.

yani ara hemen, miktarı da soruyorlar yatırdığın. söylersin tam. o atm'nin açılıp sayılmasından sonraki işgünü işlem sisteme girilir. en geç ondan sonraki işgünü işlem gerçekleşmiş olur. o para yalan olmaz, rahat ol.

Hemen ara yalnız şimdi. rayt nau.
  • dusmanimizkindirbizim  (14.11.14 22:10:29 ~ 22:11:33) 
hemen ara


  • basond  (14.11.14 22:16:53) 
Atm'ye giren para belli yapılan işlem belli, bi problem çıkmaz halledilir.


  • angelus  (14.11.14 23:08:14) 
atm bozulunca parayı kendi çöp bölmesine atmıştır .Ondan sisteme geçmemiştir büyük ihtimalle . (çöp : tanımlayamadığı parayı koyduğu bölme)


  • tosunpasa  (15.11.14 13:45:11) 
[]

bu borçları en güzel kapatma yönteme

1. sabit 2 kredim var 2sinin toplamı 1300tl.
2. buna ek olarak kredi kartım var dönem sonu borcu 850tll.
3. telefon faturası 50tl
4. bir de macbookum bozuldu klavyesi değişecek ekstradan 300tl ona çıktı.
5. işe motorla gidip geliyorum aylık 125tl de ona gidiyor.
6. hah bir de unutmadan 300tl sgkya borcum var.

aylık gelir 2100tl. bu hesaba göre bakıldığında -825tl içerdeyim bu ay.

en kısa sürede kendimi nasıl düzlüğe çıkarırım? bu ayı kurtarmak için ne yapabilirim?

nasıl bi plan izleyebilirim.

not 1. kredi kartlarımı attım artık kullanmayacağım bu aydan itibaren epey de azalacak borcum.

not 2. bi yerden 500tl borç alsam bu beni rahatlatır mı?

 
borçla borç kapatilmaz derler. Bence bu aylik, kredi kartinin sadece askerisini ode. macbook acil degilse onu biraz beklet.


  • yuzır  (03.02.15 23:13:22) 
kredi de kredi kartı da bekleyebilir. yani hepsini bir ayda kapatmana gerek yok. yapman gereken şey ciddi bir şekilde kemer sıkıp eline geçen tüm parayı borçlara yatırmak. borç verebilecek bir tanıdığın varsa, ondan borç almak iyi olabilir. yani en azından faiz maiz işlemez. tabii güvendiğin ve aynı zamanda sana güvenecek birinden al, canın sıkılmasın sonra.

işe toplu taşımayla gitmeyi düşünmez misin, öyle bir imkanın varsa? ayda 125 etmeyecektir toplu taşıma. 50 lira kurtarsan bile kar. yemekten, gezmeden tozmadan, yol masrafından kısman lazım.

kredilerine de kredi kartına da faiz binecek ama bence 300 ödeyip 10 lira faiz binmesini göze almak, hiç ödememekten veya yeni borç almaktan daha mantıklı. benim de kredi kartı borcuma defalarca faiz bindi ama işte bi' parça şurdan bi' parça burdan derken hop temizledim.

aylık gelirini yazmışsın ama gider kalemlerini de yazman lazım. atıyorum şu an ev kiran 1200 liraysa, 200 lira da fatura geliyorsa bu parayla düzlüğe çıkamazsın. ama 3 kişi kalıyorsunuzdur, faturalarla birlikte ev masrafın 650-700 lira bandındadır, ayda 400 kendin yersin kalan 1000 lirayla çatır çatır borç ödersin. 3 ayda 3000 lira eder. hepsini kapatırsın. faiz 50 lira biner 100 lira biner. 5000 lira binecek değil ya.
  • der meister  (03.02.15 23:15:45 ~ 23:17:28) 
@der meister bütün giderlerim bunlar başka yok. işe toplu taşıma çok uzun sürüyor + 2 veseyet aylık akbille aynı para zaten.
nerdeyse 2 aydır hiç dışarı çıkmıyorum zaten para harcamamak için.

benim biran evvel bunları bitirip az da olsa para biriktirmek istiyorum. sonuçta bunları tamamen bitirsem de 1500-1600 tl giderim olcak. bana kalan 500tl.

tek isteğim şu borçlar biran evvel bitsin dayanamıyorum artık.
  • zenc  (03.02.15 23:19:56 ~ 23:21:34) 
sahip oldugun bazı şeyleri satmayı düşünebilirsin.
insanlar bu durumu çok dramatik buluyor ama bence gayet normal.
Atıyorum güzel bi kol saatin vardır; satarsın yani. bunda bir şey yok.
ya da okuyup bitirdiğin bir daha da muhtemelen okumayacağın kitapların vardır; satarsın gider.

insanlar nedense bir şeylerini satmayı çok zavallı görünmek olarak algılıyor. oysa ki gayetle makul bir şey bence paran varken satın aldığını para kazanmak için satmak.
borçsuz olmak daha güzel bir his kitap sahibi olmaktan.
düze çıkınca yine alırsın istediğin kitapları.
  • omelette du fromage  (03.02.15 23:22:38) 
kullanmadığın şeyleri sat.
hiç giymediğim kotları, ayakkabıları, montları sahibinden.com'dan, donanımhaberden satabilirsin.

  • optum kib bye  (03.02.15 23:56:58) 
sgk borcunu bi geç.

kredileri ödedik 1300 tl.
kredi kartının asgarisinin biraz üzerinde yatır 250 tl gider ona.
telefon faturası 50 tl.
motoru sakin kullan bu ay 125 tl de ona gitsin.

toplam : 1725 tl eder.
2100 tlden geriye 375tl kalıyor cebinde. onunla da zaruri ihtyaçlarını alırsın. kurtartdık bu ayı bi de para artırdık. ya bu arada hattını başka operatöre gidip değiştir. taahhüt yaptır. 25 tl ye iner o telefon paketi.

bi de macbook un klavyesine 300 tl verme bu yoklukta. idareten 50 liralık usb kablolu/kablosuz bi klavye al şu artırdığım paradan. onu kullan. mantık.
  • maxhoper  (04.02.15 00:52:53 ~ 01:00:18) 
[]

TELESERVİCE ATAŞEHİR buraya nasıl giderim?

Avcılarda oturuyorum asus zenfone 6 telefonum bozuldu buraya gidip telefonu elden servise vermek istiyorum. adres şu;

ATİLLA İLHAN CAD. NO:20 / A TR - 34750 KÜÇÜKBAKKALKÖY
ATAŞEHİR / İSTANBUL

bu adrese nasıl gidebilirim? bir de daha önceden teleservice ataşehir şubesine gidip elden cihaz teslim eden oldu mu?

 
nasıl gidildiğini bilmiyorum ancak sana sabır diliyorum.

teleservice bugüne kadar gördüğüm en feci hizmeti veriyor. telefonumu 38 iş gününde tamir edemeyip para iadesinde de gak guk yapmışlardı. sonunda iş mahkemeye verince seve seve iade ettiler. umarım sen de yaşamazsın. 2 telefon verdim ikisinde de para iadesi etmek zorunda kaldılar.

edit: bir ufak tavsiye. eğer telefon hizmeti almak istiyorsan teleservicten ve telefonun iphone samsung gibi çok kullanılan bir modelse, tele serviste kendi modelini seçmektense az kullanılan bir modeli seç numara daha çabuk düşüyor ve yanıtlıyorlar. iphone vs olsa sırf yarım saat hatta bekliyorsun.
  • KidLazer  (11.05.15 12:55:58 ~ 12:57:07) 
[]

[MEKAN AÇMAK] Kasadan para çalınmasını engelleme?

bir mekan açtınız diyelim, kasanın başında siz durmuyorsunuz, çalışan duruyor. Kasayı gören kamera kaydı dışında caydırıcılık nasıl olabilir ya da olabilecek minimum kayıp için ne gibi önlemler var?

elbette en iyisi başında sizin durmanız fakat örnepin house cafe, kaç tane şubesi var ve franchise değil. kasada ortaklar durmuyor sonuçta, nasıl takip ediliyor hesap kitap işlemleri böyle büyük organizasyonlarda?

* her şey sayılabilir olmuyor ki sayabilsinler. kaldı ki devasa organizasyonda sayım yapmak da bir mesai alır.

 
Eğer belirli kasiyer bir eleman varsa, bi elemanın 200 lira (bu miktar değişebilir ama genelde 200dür)kasa avansı olur.
Atıyorum maaşı 1200 liradır, artı 200 lira kasa avansı 1400 lira olur. Her günün sonunda zaten kasa sayılır, ve çıkan açık bu kasa avansından kesilir. Mesela ay sonuna kadar toplamda 100 lira açık çıkmışsa, alacağı maaş 1300 lira olur. 200'un üstündeki açıklar da direkt maaşından kesilmeye başlar.
Hatta bazı yerler kasada fazla çıktığı zaman bile para keserler elemandan.

Ama mekanın belli bir kariyeri yoksa kasaya ya müdür bakar, ya da başka bir eleman. Böyle durumlarda da kamera kayıtları incelenir.

Ama bunlar mekandam mekana, patrondan patrona değişir.
Mesela ben baristalık yaparken kasa barın içindeydi ve genelde kasaya ben bakardım. Açık çıktığı zaman patron sadece sorardı haberin var mı diye. Eğer haberim varsa ya da ilgisi olabileceğini düşündüğüm bir durum varsa söylerdim. Yoksa konu kapanırdı. Tabi burda iş güvene de bağlı biraz. Eğer elemana yeterli güven duyulmuşsa, üç beş kuruşun hesabı edilmiyor, en azından bana kimse etmedi.
  • büyük engizisyoncu  (31.05.15 15:12:45) 
Fişsiz işlem yapılmadığı taktirde her gün sonunda alınan z raporunu kasa ile karşılaştırmak mümkün.


  • yons  (31.05.15 15:37:53) 
Kasiyerlik de bir is, bu konuda tecrubeli kisiler calisiyor ve referans ile giriyorlar ise, bir kere yanlis yaparsa (hirsizliktan bahsediyorum tabii) geriye dogru herkesin haberi oluyor ve o referanslari kullanamaz hale geliyor kisi.

Hirsizligin sadece kasa da olmayacagini da dusunmenizi tavsiye ederim, ornegin calisan kisi peceteleri, tabak canak bardak vb. Seyleri de evine goturebilir
Eger tek subeli bir yer ise guven soz konusu oluyor.

Ikinci subede ise guvenilen elemanin guvendigi kisi vb. Sekilde isliyor. Kurumsallastikca yukaridaki gibi kariyer olarak isliyor.

Bununla birlikte hemen hemen her is kolunun aylik belirli bir hirsizlik payi var zaten, bu oran is kolu/kalem urun sayisi ve metrekare uzerinden hesaplaniyor ve bekleniyor. Bu sayi tabii olarak hirsizlik olarak gecmiyor ama pratigi bu sekilde.

Bizde yedigin kaba sicmayacaksin diye bir soz var genelde bu dustur isliyor zaten.
  • selam  (31.05.15 15:57:09) 
calinmayi asla onleyemezsin. Ben de bir mekan isletiyorum ve her satisa fis de kesmiyoruz dolayisiyla tamamen calisana kalmis. fis kesmek de cozum degil, fisi keser sonra siparis iptal oldu der ama cayi kahveyi goturur atar cebe ruhun duymaz.

Buyuk subeli yerler sunu yapiyor, calinma payi da koyuyor, ayda 20 kazanacagima 18 kazaniiim eyw mantigiyla ilerliyor.
  • oscar  (31.05.15 16:54:04) 
[]

kariyer mi para mı

1. seçenek: Ticarete atılacaksınız işiniz yaver giderse çok iyi paralar kazanma ihtimaliniz var ama risk de var tabii her zaman
2. seçenek: Orta dereceli kurumsal bir firmada beyaz yakalı olarak ortalama, belki biraz üstü bir paraya çalışacaksınız. Kariyer yapma imkanı var ama yavaş bir süreç

Not: Her iki seçenekte de iyi eğitimli ve üniversite mezunusunuz.

 
ilkini yap, olmazsa ikinciyi yaparsin zaten.


  • baldur2  (08.06.15 18:33:51) 
İlkini yap, parayı bul


  • me gusta  (08.06.15 18:49:13) 
tabiki bir.


  • tosunpasa  (08.06.15 18:53:44) 
ilki tabiki.

işe sıkı sarılki para kazanma ihtimalin patlama ihtimalinden daha fazla olsun
  • efrasiyab87  (08.06.15 18:53:56) 
baldur2 +1


  • raavann  (08.06.15 18:54:28) 
ticaretin tadını alanlar kariyeri götünün kenarıyla siler.
emin ol.

  • Alt4y  (08.06.15 19:23:09) 
ticari zekaya sahipsen ve risk seviyorsan ilki, benim gibi korkaksan ikincisi.


  • kuzey li  (08.06.15 19:27:59) 
ikisi dışında bir üçüncü alternatif yok mu?
hayatımın ne kadarını satacağıma bağlı olarak bu soruyu cevaplardım.

  • dahinnotha  (08.06.15 19:30:08) 
2. Eğer tecrüben yoksa işinin yaver gitme olasılığı YÜZDE SIFIR.

Ticaret %99.9 oranında tecrübeye dayalı bir iş. Mutlaka satış ve yönetim odaklı bir işte en azından birkaç sene çalışmadan ticarete girmeyin. Başta kolay gibi görünüyor fakat inanılmaz çakallıklar var, inanılmaz detaylar var, bunları zar zor biriktirdiğiniz sermayenizle öğreneceğinize birinin yanında 9-6 çalışırken öğrenin. Aman diyeyim.
  • roket adam  (08.06.15 23:29:56) 
[]

Bu hafta vizyonda izleyip de beğendiğiniz film var mı ?

Sinemaya gidesim var da boşuna para da vermek istemiyorum. Gitgit diye itekleleyebileceğiniz güzellikle film var mı vizyonda ?




 
jurassic park var


  • riff cohen  (16.06.15 14:22:13) 
ajan'a gittim, eğlendim, iyiydi.


  • tiny penny  (16.06.15 14:49:11) 
spy izlenebilir bir film.


  • mr.goodcat  (16.06.15 16:31:42) 
jurassic park çok büyük açılış rekorları kırdı.


  • steve rogers  (17.06.15 12:06:22) 
[]

3 Kişi Oynanacak MMORPG Tavsiyesi

3 arkadas birlikte oynanacak zevkli bir mmorpg ariyoruz. tavsiyelerinizi bekliyorum, tesekkurler simdiden.




 
neverwinter iyiydi en son


  • cern de cayci olmak vardi  (23.06.15 22:41:21) 
swtor güzel ama f2p için kısıtlamaları var.

para vermek istemiyoruz derseniz;
tera
aion (amerika serverları)
marvel heroes 2015 (bu aslşında mmorpg sayılmaz. izometrik hack n slash. diablo fln gibi)
dcuo (swtor gibi kısıtlamaları var)

fena değil bunlar. 3 kişilik grubu bozmazsanız hepsinde de baya eğlenirsiniz bence.
  • pokemonk  (23.06.15 22:49:59) 
teşekkürler öneriler için. aion'a bakabiliriz. başka önerisi olan var mı?


  • minaxo  (23.06.15 23:04:21) 
wow'a para vermeyiz yüksek ihtimalle. terayı bir dönem oynamıştım sonra sıkıldım bir daha başlamayabilirim. rift'e bakacağım teşekkürler.


  • minaxo  (24.06.15 01:05:37) 
[]

kedinin boğazında şişlik var?

kedimin tam çene hizasında gırtlak kısmında hani adem elması olacak noktada, leblebi kadar bir şişlik var. dokununca tepki vermiyor, elimle yokladım böyle derisinin altında şiş bir şey var gibi. iştahı hareketi çişi kakası normal.
geçen buzdolabından çıktığı gibi verdim yaş mamayı, boğazları mı şişti diyorum ama. hapşırık öksürük, nefes almasında bir değişiklik yok.
yalnız purrlamıyor. canı mı yanıyor acaba purrlarken?
veterinere götürebilmek için ailemden para istemem lazım, kötü bir zamana denk geldi.
benzer bir şey yaşayan var mı? neden olabilir bu? bugün para istesem en erken yarın gönderirler, yarın iş çıkışına kadar beklemesi bir risk oluşturur mu?

 
1.5 ay önce doğum yapmış kedimin bir memesinde şişlik farkettim. Ucu da biraz yara olmuştu. Gece veterineri aradım. Enfeksiyon kaptığını ve ertesi gün kediyi getirmemi söyledi. Fakat kedim sabahı göremedi maalesef. Eğer veterineri dinlemeyip gece açık olan bir kliniğe gitseydim belki kurtarabilirdik onu.

Kedinizin sorunu benimkinden farklı fakat 1 gün beklemek kedinin ölmüne yol açabiliyor. Bence şartları zorlayıp veterinere gidin. Sorun çok önemli olmayabilir ama benim her gün yaptığım gibi 'keşke gitseydim' demezsiniz en azından.
  • pamukprensesioperekuyandiranyamukprens  (08.10.15 14:36:12) 
boğaz şişliği de olabilir beze de tümör de. bahseetiğiniz veteriner meselesini göz önüne alırsak yapabileceğiniz en önemli şey bölgeyi her gün elle kontrol etmeniz. herhangi bir büyüme var mı diye takip edin. elinize gelen lenf düğümleri de olabilir. (onlardaki adı ne bilmiyorum ama bizim bademcikler gibi şişiyor onlarınki de) mama su kabını daha temiz tutun ki böyle bir şeyse enfeksiyon kapmasın. geçmiş olsun.


  • madarch  (09.10.15 10:48:10) 
bu arada aklımdan çıkmış, veterinere gittik, hayvanın normal boğazıymış o insanlarda da o noktada sertlik olur ya yutkunduğumuz noktaya dışarıdan elleyince. 3 aydır yazlıktaydı, 6,5 kilodan 4 kiloya düşünce hayvan, gırtlağı ele gelir olmuş yağlardan kurtulup. öneriler için çok teşekkürler.


  • alice practice  (14.10.15 15:11:49) 
[]

Özgürlük, Nefret, Okumak, Batı medeniyeti Özentiliği

Bir yandan özgür düşünce diyecek ve sansüre karşı olacaksın diğer yandan bunla uyuşmayan, taban tabana zıt site kuralların olacak.

özgürlük abidesi sayılan reddit, twitter vb gibi sitelere bakınca bizim anadolu coğrafyasındaki gibi kolay hesap banlanmıyor. sitede uçurulan hesapların çoğu hukuk açısından sorun doğuracak entylerinden değil sadece modlarının şahsi keyfinden ve toplumun bilinçaltına işlemiş yasakçı zihniyetinden kaynaklı olduğunu şahsi tecrübelerimle görüyorum.

Bu son iddialı lafımı biraz açmak isterim:

modern olduğunu iddia eden gençler yani aslında bizim toplumumuzun inernet ortamında çoğunluğunu oluşturan, okuyan kesim, bir yandan avrupa/batı medeniyetine özenirken işine gelen taraflarını görüyor ama diğer taraftan şahsi nefretini, öfkesini engelleyemiyor ve o bilinçaltındaki yasakçı tarafı ortaya çıkıyor.

Toplum içinde, genç nüfusun oluşturduğu ve özellikle batıya özenip internette nefret nağraları atan insanlar bence çoğunlukla kişilik karmaşası yaşıyor.

bir yanda yetiştirildiğimiz, adet gelenek ve kültürümüz diğer yanda içselleştiremediğimiz ama hollywood filmleri ile çocukluktan itibaren özendiğimiz batı medeniyeti.

burda küfür edilen, aşağılanan insan normalken, kendini modern hissederek, aslında özenti olarak hareket eden kişi aslında anormal.

"benim ailem zaten çok özgürdü ben de öyle yetiştirildim" demesin kimse.en lüks yaşayan geçmiş modern aile yapısının nasıl olduğunu bildiğimz gibi, yalanlanamayacak kayıtlı bir tarih var.

Geleneğini ve kültürünü gayet iyi özümsemiş, o doğrultuda yaşayan insanlara karşı, batılı hayat tarzını filmlerden, dizilerden, internetten, mcdonalds's dan özenerek kendi toplununa nefret besleyen kişi bence sadece özünü değil aklını yitirmiştir ve büyük bir psikoz içindedir. Öfke kusuyor ve bunu yaparken aslında batıda görülmeyen sadece doğulu insanlara özgü şekilde davranıyor.

Batı toplumlarında kendisi gibi olmayan itin götüne sokulmaz, tam aksine değişik bir ses denerek değer verilir, dışlanmaz.

Kendisi gibi olmayanı geri kafalı gibi terimlerle nitelendirmek, DAHA BÜYÜK BİR GERİ KAFALILIK.

Bu şekilde görülen ve nitelendirilen kişiler çoğunlukla köylerinde kasabalarında büyüklerinden gördüğü şekilde yaşamış, kültürleri ve gelenekleri doğrultusunda büyümüş insanlar. bu bir okula gidip, hangi dereceyle mezun olunduğu konusuyla değelendirelecek bir konu değil.

Üniversiteye gidip aynı şekilde geleneğine bağlı kalan bir türkiye gençliği var. En şehirlisi nasıl okuyarak kazanıyorsa en köylüsü de okuyup azim yaparak kazanıyor, kaymakam oluyor, vali oluyor. Ama okuyunca insan bir anda sihirli bir şekilde batı medeniyetine upgrade yapıp pipo içmeye başlamıyor.

Kısaca; internette sürekli ahkam kesip, türkiye halkını batılı normlara uymadığı için bazen küfür ederek, bazen diğer avrupa halklarıyla kıyaslarken gösterdiği refleks tamamen ortadoğu.

Batı toplumunda esas olan hoşgöörü değil mi? Çok kültürlülük değil mi?

Tabiki bizim üniversite okumuş, eğitimli nesilimiz batı özentisinden ileri gidemeyen davranışlar içinde. Ne diğerine hoşgörü var ne kendisi gibi düşünmeyene saygı.

İnsanın aldığı eğitim ne olursa olsun ahlakını yaşayarak değil de TV'den , internetten alıyorsa sorunu burda aramak gerekir.

Bu durumun, insanları ortada kalmışlık hissine (ne batı medeneyetinden saygı görebiliyor ne kendi medeniyetinden), kendini tatmin edememe hissiyle beraber toplumca kişilik bozukluğuna ittiğine inanıyorum.

Yetişmiş nesil ne yazıkki kendisi gibi olmayana karşı hoşgörüsüzlük yaparak yetiştiği toplumun kurallarıyla hareket ederken, bir yandan da özgür düşünce diyerek çelişki içinde kalıyor.

Bir tren kazası mı oldu, suçlu aramaya gerek yok. Suçlu kendisi gibi olmayan toplum (aslında o tren yolunu yapanlar kendisiyle aynı okuldan, sınıftan mezun kişiler. belki kendisi)

Bütün bu bahsettiklerim, toplumdaki ayrışmanın sebeplerinden aklıma gelenleri.

Bu ayrışma durumu; internetin, sosyal medyanın gelişmesiyle beraber 2000'li yıllardan itibaren fazlasıyla kendini belli ediyor. Bu tarihten önce böyle bir kutuplaşma, bölünme yoktu. En aykırı takılanı dahi bunları kafaya takmazdı. çünkü bunu takan yoktu. kişi yine istediği gibi davranıp takılıyordu.

geri kafalılık nedir? Türkiye'de bir üniversite okuyup, diğerlerinin bütün resmi göremediğinden dem vurmak ileri kafalılık mıdır? yoksa okumak insanın kafasında, her şeyi görebildiğini sanmasına yol açan bir afyon hissi mi uyandırıyor?

 
İlk olarak batı toplumlarında esas olan hoşgörü falan değil. O hoşgörü anayasada veya hukukta var; halkın içinde olmuyor genelde. O hoşgörülülüğün içinde ne aşağılamalar, ne ırkçılıklar cirit atıyor. İnsanlar düşünüyor; nefret suçu olduğu için ifade edemiyorlar sadece.

Kısmen katılıyorum, kısmen katılmıyorum.

İlk olarak, arada kalmışlık kültüründen ve kişilik bpzukluğundan, "Yumurtadan çıktım, kabuğumu beğenmiyorum" sendromundan hepimizin nasibini aldığına inanıyorum. İnsan kendini ne olarak görürse görsün; aşağıladığımız her şey içimizde var. Bunun içinde yetiştik; genelde öyle hissetmesen bile hiç ummadığın bir ayrıntıda karşına çıkar bu. O yüzden, memleketimde büyüyen tüm kızların bir parça "Kezban", tüm erkeklerin de bir parça "Kamil" olduğu benim inancım. Böyle olmamak istemek ve bunun için çalışmayı ayrı, buna sarınıp "Ben de böyleyim" demeyi ayrı bir şey olarak görüyorum.

Buna benzer olarak da "Anadolu çomarı" tabirinden nefret ediyorum. Çok aşağılayıcı, çok kibirli bir laf; başkasına nasıl köpek diyebilir bir insan. Kezban ve Kamil'lik müesseseleri gibi, çomarlık dediğimiz şey de içimizde. Tamam, tamamen bunun içinde batmış olmasa da insan, metrobüse binerken arkasındakini düşünüp "Buyrun" mu diyor kimse, herkes kendi en iyisine odaklanmış gidiyor. Oturabilmek veya en azından düzgün bir yerde ayakta kalmak için stratejiler düşünüyor. TEM'de trafikte takip mesafesini mi koruyor, yoksa "Arayı açarsam, biri giriverir" diye mi düşünüyor. Ya da sokakta birbirini dövebilen, birbirine "Kimsin sen, kimsin lan sen" diyen adamlar mı çomarlıktan uzak, "Ay, adam bana bakıyor, yolumu değiştireyim" diyen kadın mı? Dediğimiz şeylerin bir kısmını yapmak zorundayız; hayatta kalma, ezilmeme çabası hepimizi bir parça "çomar" yapmak zorunda. Söylediğimiz şeyden, biz muaf değiliz. Dolayısıyla bu tür şeyler için küfretmeyi anlamlı bulmuyorum. Bu da "Madem hepimiz çomarız, o halde birbirmizi sevelim" anlamında bir kullanım değil. Şark kurnazı ya da yobaz olarak gördüğüm bir insanı sevmem, saymam mümkün değil; sadece küfürlerle yargılamadan önce, sütten çıkmış ak kaşık olmadığımı hatırlamak gerek. Çelişkinin olmaması mümkün değil, bu kültür mozaiğinin içinde homojen olmak mümkün değil.

Baktığında, dediğin kesimle ne kadar dalga geçiliyorsa, pipolu kesimle de o kadar dalga geçiliyor.

Bunun için ise interneti ve televizyonu suçlamak çok da anlamlı değil. Bu dünden bugüne başlayan bir süreç değil. Bunun daha öncesi de var ama öncesi 80'lerde arabeskle başlayan bir süreç. Arabesk ezilenlerin müziği oldu, dinleyenler orada kendilerinden bir şeyler buldu. İbo "Urfa'da Harvard vardı da, ben mi okumadım" dedi ve okumamamın kompleksini yaşayan insanlar "Yürü be!" ile ortaya çıktılar. "İşi bilip işe gitmemek", "kısa yoldan köşeyi dönmek" gibi önceden var olan kavramların altın çağını yaşaması da bu dönem. "Benim memurum işini bilir" de bu dönem. Açıkçası bunların hepsini bir arada düşündüğümde, politik bir tercihin yanında bir de etkiye tepki olarak görüyorum. Atatürk zamanında "Köylü milletin efendisidir" diyerek şehirli-köylü değer dengesini korumaya çalışmış. Bu alanda okumamış kişinin de değerli olabileceği hissi verilmeye çalışılmış. Sonrasında ise biraz daha elitist bir politika görülmüş. Bu gerçekten çağdaşlaşma için bir çaba olsa da, yan etki olarak okumamış kesimin kendini değersiz hissetmesine neden olmuş illa ki. Sonradan da İstanbul'a olan göçlerle bu ayrım kendini aynı coğrafya da iyice belirginleştirmiş ama fakir ve okumamış kesim kendini hala değersiz, söz söyleme hakkı yokmuş gibi hissetmiş. Bu şartlar altında "Ben de insanım" düşüncesinin bir düdüklü tencere misali kaynaması kadar normal bir şey yok. 80'lerde de politik rüzgarın bu düdüklü tencereyi birden açması, yozlaşmanın da getirisi, arabesk gibi kültürel öğelerle birlikte kontrolsüzce bu kesimin "Bey" konumuna gelme süreci ve şehirli-köylü ayrımındaki keskinleşme artık elle tutulur, bıçakla kesilir hale gelmesi kaçınılmaz. Bu kişiler 80'lerde zengin iş adamı oldu. Şimdilerde ise ülke yönetiyorlar, birçok ezilmiş kişinin sesi oluyorlar. İnternetin gelişmesi ise ancak bu süreci hızlandıran bir etken. Toplum zaten uzun süredir ayrışmış, coğrafi konumdaki yapısı nedeniyle zaten ayrışık. Ancak bu ayrışmanın tırmanmasının nedenini teknolojik gelişmelere yığmak anlamlı değil.

Tren kazası kısmına gelince, suçlu ilk başta tabii ki yapımda emeği geçen ve o yapımı yöneten kişiler. Ya kim suçlanacaktı? Onun o şekilde yapılmasını denetlemek, can güvenliğini sağlamak kimin işi? Doğal bir kızgınlık da o kişileri seçenlere gelecek tabii ki. Ancak onlara kızıyor olmak, onları suçlamak; yine kişinin kendisini suçundan muaf bırakmıyor. "Ne yaptın, bu olanları engellemek için" derler insana. Eğer kişi gerçekten bir şeyler yaptığına inanıyorsa, o zaman istediğine kızabilir. Ama ben elimden geleni yaptığımı düşünmüyorum kişisel olarak, bu da beni herkes kadar suçlu yapar.
  • aychovsky  (15.11.15 08:49:02) 
@aychovsky

benim aldığım eğitimde as olan insan ve haber alma hürriyeti idi. bu türkiye de farklı olabilir. çünkü bu tarz bir özgürlük ve devrim yaşanmadı. yasalara dayalı bir ayaklanma veya herhangi birşey çok sırıtıyor. bu yüzden türkiye bir devrim yaşayamayacak.

first amendment gibi bir düşünce olmadıktan sonra (ki olmayacak) biz kötünün iyisi olacağız.
  • vapurlarfalan  (15.11.15 09:27:50 ~ 09:59:50) 
herkes anlattığınız gibi değil. ben değilim. belki siz de bunun farkında olduğunuz için değilsiniz.

ama mesele doğu-batı meselesi değil. olay şu:

özenmek slotu var insanlarda. evrimsel bir şey olsa gerek. bunu erken fark edenlerden bir kısmı fark etmeyenler üzerinde manipülatif bir araç oalrak kullanıyor. bunu kullanabilmek ve kitlelere aşılayabilmek için gücünüz, gücünüz için paranız olması lazım ve şirketokrasi, lobiler de bunun için var.

kendimizi suçlama kısmı bana o nedenle hikaye geliyor. o eğitim yok ki, verilmiyor ki, adam sövdüğü yolu yapanların kendinden farksız olduğunu bilse ne olacak? çözecek mi durumu? (eğitim derken yolu yapmanın teknik bilgisini, denetim olmayışını, o eğitimi vermeyenin o denetimi de zaten yapmayacağını, bir sürü şeyi kastediyorum)

bence batının dünya ahlakına en başarılı verdiği seyir budur siz de bunu epey yutmuşa benziyorsunuz, üzgünüm.

insanlar sandığınızdan daha bilinçsiz. bencilce güdü herkeste olup özgecilik az kimsede var çünkü türün devamı artık tehdit altında değil. bence daha fazla ayrıntı var burada ama şu an giresim yok. yani size suçlayıcı yaklaşmak gibi bir derdim yok, bence konu aşırı derin ve bıkkınlık yorumlarınıza yön vermeye başlamış gibi, demek istiyorum. insanız ve bunu yapıyoruz. kendimi pozitif bir insan gibi yansıtmış olmayayım. aksine. fakat bence olayın etrafında dolaşıyorsunuz. bunlar semptom. bu kadar yaygın semptom varsa olay lokalize değil sistemik ve genel olmalı değil mi?


ya da çok az gireyim ama dağınık olacak söylediklerim.

bizim aşağılık kompleksi ile yoğrulmuş bir toplum oluşumuz ve en ayığımızın bile bundan bağışık kalamaması genel bir skalada bence ikiyüzlülükten ziyade eğitim ve üretim eksiğimize işaret ediyor. sıfatlar içeriklerinden daha önemli bizim için çünkü biz maçı oynayan değil seyredeniz. kazanın yanında olursak o kulvara dahil olacağımızı sananlarız.

-edit: bir eliminasyon gerekçesi olarak- loser edebiyatını bize veren batıdır ve bu bir taktiğin parçasıdır. e biz de almasaydık? ama aşı yokken ve bir mikrobu tanımıyorken ona vücudunu kapatamazsın. neden önemli loser yaftası? kendine acımayı seven bir toplum içerisindeki özentiler de bu sefer kendi durumuna üzülmeyi aşağılanacak hale getirip 180 derece yöndeki aşırı uca kaçmıyor mu? asıl bu değil mi özentilik? her koyun kendi bacağından asılır, şikayet etmek kötüdür vs. bunların öbür yanağı çevir demekten farksız olduğunu anlamayınca özenti olmaktan kurtulmuş mu oluyoruz, yani zokayı yutup yuttuğumuzu mu bilmemek çözüm?(bu kelimeyi* en çok koyunlar kullanır bu yarışı benimsersen dışına çıkamazsın, dışına çıkmazsan çelişkiyi göremezsin, bütünleşirsin, eleştirdiğin şeyleri kendin yapınca normal başkaları yapınca kötü algılamaya başlarsın çünkü eliminasyon ilerlemenin tek yolu iken eleştirdiklerini yapmak da hayatta kalmanın tek yolu olur)

bunun bu toprağın insanının tarihiyle çok alakası var. fakat bundan dünya insanı da muzdarip. bizde sadece daha fazla görülüyor. bu stockholm sendromunu herkes yaşıyor. bir tek kendi hastalığını görenler artık diğer kategoriye geçiyor.

edit: bazı yerler çok muğlak olmuş, netleştirmek için ifadeler ekledim.
  • godoşu beklerken  (15.11.15 10:46:59 ~ 10:59:15) 
1 ... •34567891011• ... 176   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.